Alper Gezeravcı, astronotların kanser riskini tespit edecek

Doğa Başak ÖZTÜRK- Emirhan YÜZÜGÜLDÜ/ANKARA, (DHA)- TÜRKİYE'nin
ilk astronotu Alper Gezeravcı'nın, Uluslararası Uzay İstasyonu'nda
(ISS) gerçekleştireceği 'Miyeloid' deneyinde, uzay ortamının olası
etkileri nedeniyle astronotların kanser riskleri tespit edilecek.
Proje yöneticisi Prof. Dr. Güneş Esendağlı, deney için Alper
Gezeravcı'dan yolculuk öncesinde ve ISS'e ulaştıktan sonra kan
örnekleri alındığını, eş zamanlı olarak ISS'de sürekli sağlık
denetiminin yapıldığını belirterek, "Deney, astronotlarda kanser
riski belirlenmesi ile dünyada ilk olma özelliği taşıyor" dedi.
Alper Gezeravcı, ISS'de Hacettepe Üniversitesi'nin 'Uzay Misyonuna
Katılan Bireylerde Radyasyona Maruz Kalmanın Kanser İçin Öncül
Lezyonlar Olan Periferik Kandaki Miyeloid-Kökenli Baskılayıcı
Hücrelere Etkisinin İncelenmesi' deneyini yapacak. Hacettepe
Üniversitesi Kanser Enstitüsü Temel Onkoloji Anabilim Dalı Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Güneş Esendağlı'nın sorumlusu ve proje yöneticisi
olduğu deneyle, astronotların maruz kalacağı; yolculuk, uzay
koşulları ve kozmik radyasyon hasarının immünolojik olarak
'Miyeloid-Kökenli Baskılayıcı Hücre' düzeyinde ölçülmesi ve
değerlendirilmesi amaçlanıyor. Deneyle, astronotların atmosferin
koruyucu etkisi olmadan uzayda maruz kaldığı stres ve radyasyon
hasarına bağlı olarak, 'miyeloid' kökenli hücrelere yönelik olası
değişiklikleri denetlenecek ve uzay ortamının olası etkileri
sebebiyle astronotların kanser riskleri tespit edilecek.
Proje ekibinde Prof. Dr. Esendağlı'nın yanı sıra; Hacettepe
Üniversitesi Kanser Enstitüsü Temel Onkoloji Anabilim Dalı'ndan Dr.
Ece Tavukçuoğlu, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Tıp
Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kerim
Bora Yılmaz, Etlik Şehir Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği'nden Doç.
Dr. Erhan Güven ve Hacettepe Üniversitesi Kanser Enstitüsü Temel
Onkoloji Anabilim Dalından Uzman Biyolog Hamdullah Yanık
bulunuyor.
'ELDE EDECEĞİMİZ VERİLER BİLİME KATKI SAĞLAYACAK'
Prof. Dr. Esendağlı, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma
Kurumu (TÜBİTAK) Uzay Enstitüsü'nün Türk Uzay Misyonu'nun
planlanmasıyla birlikte ISS'de gerçekleştirilecek deneyler için bir
çağrıda bulunduğunu ve bunun üzerine projelerini oluşturduklarını
belirterek, "Bağışıklık sistemiyle ilgileniyoruz. Özellikle
bağışıklık sisteminin 'miyeloid hücreler' dediğimiz grubuna
odaklanıyoruz. Sorduğumuz soru; tüm bu uzay yolculuğu; hazırlık
dönemi, yolculuk sırasında yaşanan yer çekim stresi, devamında
atmosferik basınç kaybı, yer çekimsiz ortam, kozmik radyasyon,
ultraviyole ışınları gibi pek çok stres maruziyeti oluyor. Bu
maruziyet de bağışıklık sistemini nasıl etkiliyor? Miyeloid
hücreler kemik iliğinden çıkıyorlar, bu hücre grubunun 6 saat 8
saat gibi bir sürede yenilenme özelliği var. 14 günlük süreçte
kemik iliği pek çok kez kendisini yenileyecektir. Bu hücre grubunun
strese yanıt olarak artması ya da azalması gibi bir sorumuz var. Bu
soru dünyada ilk kez soruluyor. Elde edeceğimiz veriler bilime
katkı sağlayacak" dedi.
'BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİN NASIL BİR KARAKTERE BÜRÜNDÜĞÜNÜ
ÖĞRENECEĞİZ'
Miyeloid hücrelerin sağlıklı bireylerde de bulunduğunu ve uzun
süreli kanser ve enfeksiyon durumlarında arttıklarını,
yaralanmalarda bağışıklık sisteminin dokulara zarar vermeden
çalışmasını sağladıklarını aktaran Prof. Dr. Esendağlı, öte yandan
miyeloid hücrelerin olası bir kanser durumunda kişiye negatif etki
ettiğini söyledi. Esendağlı, "Tüm bu uçuş stresinde bu hücreleri
bulursak esas soracağımız soru; bu hücreler çıkıyor mu, çıkıyorsa
hangi grupları çıkıyor, baskılama fonksiyonu gösteriyorlar mı?
İmmün sistemini aktive edip, astronotun bağışıklık sistemini
negatif mi etkiliyor, bunların fonksiyonu nedir? Uzay yolculuğunda
bazı enfeksiyonlara yatkınlığa mı sebep oluyor yoksa doku hasarını
mı gidermeye çalışıyor onu öğreneceğiz. Aslında bağışıklık sistemi
uzay yolculuğu sırasında nasıl bir karaktere bürünüyor onu
öğreneceğiz" diye konuştu.
'KANSERLE İLİŞKİLİ CEVAPLARIMIZ OLACAK'
Radyasyon, ultraviyole ışınları gibi etkenlerin kansere sebebiyet
verdiğini anımsatan Prof. Dr. Esendağlı, "Tabii 14 gün gibi kısa
bir süreçte bunların kanser yapma olasılığı yok ama yukarıda maruz
kalınan radyasyon oranı çok daha fazla. Pek çok faktörü bir araya
getirdiğimizde ISS'de artan bir kanser risk varsa, bu bağışıklık
sistemi açısından nasıl algılanıyor, bu bir risk mi? Bağışıklık
sistemi kanserle savaşamayacak bir noktaya mı geliyor? Yoksa tam
tersi önlem mi alıyor bunu öğreneceğiz. Kanserle
ilişkilendirilebilecek cevaplarımız olacak" dedi.
Gezeravcı'dan yolculuk öncesinde ve ISS'ye vardıktan sonra kan
örnekleri alındığını dile getiren Prof. Dr. Esendağlı, eş zamanlı
olarak ISS'de astronotların sürekli sağlık denetimlerinden
geçtiklerini ve maruz kalınan basınç, radyasyon seviyesi gibi
verilerin kendilerine geldikten sonra tüm parametrelerin
birleştirilmesiyle maruz kalınan galaktik ortamın bağışıklık
sistemindeki değişikliklerinin öğrenilebileceğini söyledi.
Esendağlı ayrıca uzun süreli uzay görevlerinde astronotlarda
geçmişte kardiyovasküler rahatsızlıklar ve eklem ya da kas
sorunların raporlandığını kaydetti. (DHA)
FOTOĞRAFLI