MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Gündeme ilişkin birçok konuya değinen Bahçeli, yerel seçimler öncesi CHP'ye tepki gösterdi. Arka planda DEM Partisi ile CHP'nin el ele verdiğini söyleyen Bahçeli, "Görevdeyken muhalefet etmiş olsak da, sınıf arkadaşım Sayın Kılıçdaroğlu’nun ahı tutacak, adam edip siyasete taşıdıklarının vefasızlığı bumerang gibi bir gün ters dönecektir" ifadelerini kullandı.

Bahçeli'nin konuşmasından satır başları şöyle:

Ne mutlu bizlere ki, geçtiğimiz 9 Şubat günü Milliyetçi Hareket Partisi’nin 55’inci kuruluş yıl dönümünü ilk günkü azim ve kararlılık, bitmeyen onur ve gururla hem andık hem de kutladık. Ezelden ebede kervan kervan ilerleyen bir mefkûrenin, Türk kültür ve medeniyetinin siyasi temsil ve timsali olan bir mefahirin, milletine ve memleketine kara sevdayla bağlanmış şuurlu bir mensubiyetin 55 yıl evvel siyaset sahnesine çıkması biliniz ki çığır açan bir olaydır.
Türk milliyetçiliğinin köklü bir vizyonla üç hilal çatısı altında toplumsallaşıp milletimizin gönlüne tıpkı bir cemre gibi düşmesi sadece Türk siyasetini değil, bölge ve dünya siyasetini de farklı cephelerden etkilemiştir.
Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’nin 9 Şubat 1969 Adana Kongresi’nde Milliyetçi Hareket Partisi’ne dönüşmesi tekleyen ve tıkanan demokrasi hayatımıza yeni bir nefes; bunalan, milli ve manevi toparlanışın özlemini çeken halkımıza yepyeni bir fırsat sunmuştur.

"MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ KIYAMETE KADAR YAŞAYACAKTIR"

Merhum Başbuğumuz Türkeş Bey’in iki emaneti olan Milliyetçi Hareket Partisi ve Ülkü Ocakları Allah’a hamd olsun onca mütecaviz operasyona rağmen dimdik ayaktadır, bilinsin ki, kıyamete kadar da yaşayacaktır.
Karşımıza çıkan fitnecilerin azı dişini de ya sökeceğiz, ya da kıracağız.

"ALPER GEZERAVCI KARDEŞİMİZE VATANINA HOŞ GELDİN DİYORUM"

Yaklaşık 3 haftalık uzay görevinden 9 Şubat 2024 tarihinde dönen ve Ankara’ya dün ayak basan Alper Gezeravcı kardeşimizle övünmemiz, bu konuda müşterek milli hissiyatla göğsümüzün kabarması millet olma halinin mümtaz bir sonucudur.
Bu vesileyle Alper Gezeravcı kardeşimize vatanına hoş geldin diyor, daha nice Türk çocuklarının gelecekte uzaya çıkmalarını diliyorum. Hayal ettiğimiz her şeyin vakti saati geldiğinde gerçeğe dönüşeceğine inanıyorum.

Alper Gezeravcı kardeşimiz altı çizilmesi gereken şu sözleri aynısıyla bizim de kanaatimizdir; “Bugüne kadar eksik olan tek şeyimiz damarlarımızdaki asil kanın potansiyelinin farkında olamayışımızdır.”

Nitekim muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur ve bu mevcudiyet bizi yeni istikameti uzay olan Kızılelmanın izinden taşıyarak muhakkak İ’la-yi Kelimetullah’a ulaştıracaktır.

"ARTIK UZAYA DA TÜRKÇE BAKMANIN VAKTİ"

Merhum Ziya Gökalp’in, “Ağla çoban ağla, ovan kalmadı, Gözyaşı dök bülbül, yuvan kalmadı!” şiirindeki dönemin yaygın umutsuzluğu yürekli Milli Mücadele kahramanlarıyla aşılmış, geldiğimiz bugünkü aşamada Türkiye Cumhuriyeti yeni yüzyılda dev gibi başını yukarı kaldırmıştır. Pergelin sert ve kalıcı ayağı Ankara’da, hareketli ayağı da muhtelif zaman ve coğrafyalarla birlikte uzayı da kapsamına almıştır. Dünyayı Türkçe okumanın yanında artık uzaya da Türkçe bakmanın, Türkçe kavramanın, Türkçe yaklaşmanın vakti merhunu gelmiştir. O vakit Türk Devri’nde, Türkiye Yüzyılında tecessüm edecektir. Bugünün yağlı boyası yarınların paha biçilmez bir tablosudur. Bugünün taşı yarınların heykeli, binası, göz alıcı mimarisidir. Bugünün mürekkebi yarının zekayı kibarlaştıran nadide kitaplarıdır. Bugünün Türk insanı da yarınların muhteşem bir fecri, muzaffer bir simasıdır.

"ÖZGÜR BEY MAŞALLAH AYAKKABI MAĞAZASI GİBİSİNİZ"

Türkiye’nin bölgesel ve küresel alanda sivrilen kuvvet olma süreci zengin tarihi referanslara dayanırken, tesir alanında kesintisiz jeopolitik hesaplaşmalar da yoğun olarak devam etmektedir. Ne CHP’nin ne de silik gölge gibi duran diğer muhalefet partilerinin siyasi gündemi ülkemizin gerçekleriyle örtüşmemektedir. Hepsi kendi derdine düşmüş, çıkar ve güç savaşlarıyla kendi içlerine gömülmüşlerdir. Muhalefet siyasi iflas bayrağını utana sıkıla çekmiştir. Özgür Bey, demli çay içip içmediğimizi merak etmiş, boşuna zahmet etmesin, harman yeri dişlemesin, çalı dibi gezmesin, çayı severiz, sağlık açısından ve doktorların tavsiyesine uyarak açık olursa daha da severiz. Ancak demin çayda, gemin atta olmasını bekleriz. Özgür Bey, maşallah ayakkabı mağazası gibisiniz, Allah için siz de her ayağa uygun bir numara olduğu görülüyor.

Meşhur bir anekdottur, Merhum Akif’e birisi istihzayla şu soruyu sorar:

-Affederseniz, siz veteriner misiniz?

-Akif’in cevabı anlayan için şamar gibidir:

-Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu.

Özgür Bey, canın demli çay mı çekiyor? Şayet herhangi bir sancın yoksa net söyle, özne yüklem uyumsuzu cümleler kurma, senin için de bir bardak çay ayıralım, ama demi çaydan başka bir maksatla istersen, kusura kalma, duyacağın laflara ise sakın alınma. Söylediğimiz sözler sana ağır geliyorsa üzülme, bu sene olmadı, seneye hazmedersin. Adam yerine koyup bir bardak çay ikram etsek de kısa süre sonra seni ve zihniyetini koyduğumuz yerde bulamayacağımızın farkındayız. Demli çay baş göz üstüne, ama DEM’lenmiş, devrilmiş, dejenere olmuş bir siyasete elbette ve her zaman hayır diyoruz ve demeyi de sürdüreceğiz. CHP’nin DEM’lenmesi, çayın dem alması gibi değildir.
Bu DEM, başka bir demdir, kime değerse değirmen gibi öğütmekte, yeminli Türkiye düşmanlarına yem etmektedir.

"DEM'LENMİŞ CHP TÜRKİYE'DEN KOPMUŞTUR"

31 Mart seçimlerine 48 gün kala CHP; kısık ateş altında, gizli pazarlıklar sarmalında, sandık ittifakı kisvesiyle DEM’in, yani PKK’nın çekim alanına girmiştir. Bunun dışında ne söylense beyhudedir.
Zira saklı gerçekler, kirli ilişki ağları, al-ver mekaniği uyanık ve şuurlu hiçbir vicdan sahibinin dikkatinden kaçmayacaktır. 31 Mart seçimlerinde alayının foyası ortaya çıkacaktır. 31 Mart’ta Cumhur İttifakı Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerini yerel yönetimlerle kenetleyecektir. DEM’in özellikle İstanbul’da yaptığı ayak oyunları, sahnenin önünde sözde aday çıkarıp, sahne arkasında CHP ile el ele vermesi hiçbir işe yaramayacaktır.  DEM’lenmiş CHP Türkiye’den kopmuştur.

"KILIÇDAROĞLU'NUN AHI TUTACAK"

Görevdeyken muhalefet etmiş olsak da, sınıf arkadaşım Sayın Kılıçdaroğlu’nun ahı tutacak, adam edip siyasete taşıdıklarının vefasızlığı bumerang gibi bir gün ters dönecektir. 31 Mart’ta Türk milleti kargaşa ve kaos imal eden partilere sandıkta nal toplatacaktır.

"KÜÇÜKÇEKMECE'DEKİ SEÇİM ÇALIŞMALARINA SALDIRIYI LANETLİYORUM"

Cumhur İttifakı Küçükçekmece Belediye Başkan adayımızın seçim çalışmaları esnasında yapılan ve demokrasimizi de hedef alan silahlı saldırıyı buradan lanetliyor, yakalanan faillerin cezalarını çekmelerini içtenlikle ümit ve temenni ediyorum. 

"MISIR ZİYARETİ BÖLGE İÇİN ÖNEMLİ"

Sayın Cumhurbaşkanımızın 12 yıllık aradan sonra yarın gerçekleştireceği Mısır ziyareti, bu çerçevede Mısır Cumhurbaşkanı’yla görüşecek olması bölge barış ve istikrarına önemli bir katkıdır.  Bu kritik ziyarette ticaret, enerji ve savunma alanlarında güçlü temas ve işbirliğinin doğması her iki ülkenin de çıkarınadır.  Türkiye ile Mısır arasında kurulacak sağlam diyalog köprülerinin inanıyorum ki, önemli, öncelikli ve müspet sonuçları olacaktır.

"ORTA DOĞU'DA DENGELERİ DEĞİŞTİRECEKTİR"

İsrail’in Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah’a askeri operasyon yapma ihtimalinin iyice gün yüzüne çıktığı bir dönemde, Türkiye ile Mısır’ın kırgınlıkları, anlaşmazlığa neden olan konu başlıklarını bir kenara bırakarak ortak tarih, kültür ve inanç ekseninde bir araya gelmesi Ortadoğu’da dengeleri değiştirecektir. Türkiye İsrail’in bu muhtemel operasyonuna karşıdır. Aynı şekilde Mısır da karşıdır. Türkiye ile Mısır’ın beraberce çözemeyeceği, üstesinden gelemeyeceği bir sorun yoktur.

"İSRAİL'İN SALDIRGAN TAVRINDAN DERHAL VAZGEÇMELİ"

İsrail’in Refah’ı hedef alan saldırgan tavrından derhal vazgeçmesi, masum ve mazlum Filistinlilerin kanını döken katliamlarına son vermesi insani ve vicdani bir mecburiyettir. Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi’nin Gazze’deki yıkımla ilgili raporu da hakikaten yürek yaralayıcıdır. Gazze’de 12 milyon ton enkazın oluştuğu, 650 bin masumun dönecek evinin olmadığı açıklanmıştır. Yaklaşık 28 bin Filistinli katledilmiştir. ABD Başkanı Biden’ın, “İsrail Gazze’de aşırıya kaçtı” değerlendirmesi samimiyet içeriyorsa gereği derhâl yapılmalı, aşırılığın ve dökülen kanların hesabı terör devleti İsrail’den sorulmalıdır. İsrail ile Filistin arasında kalıcı barış derhal tesis edilmeli, 1967 sınırlarına haiz, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen, siyasi ve toprak bütünlüğünü sağlamış Filistin devleti muhakkak surette tanınmalıdır. Aksi halde sadece Ortadoğu’yla sınırlı kalmayacak silahlı çatışmalar dünyayı A’dan Zye sarıp ateşe verebilecektir. Unutulmasın ki, Filistin’in güvenliği Türkiye’nin güvenliğidir. Biz güvenlik haklarımızdan, soydaşlarımızın ve din kardeşlerimizin inanç ve insan haklarından taviz veremeyiz, veremeyiz, vermeyeceğiz.

Editör: Sinan Turp