Bakan Kacır, GUHEM'de Türkiye'nin ilk astronotu Alper Gezeravcı ile görüntülü görüştü

Denizhan KARAHANCI- Yiğithan HÜYÜK/BURSA, (DHA)- SANAYİ ve
Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye'nin ilk astronotu
Alper Gezeravcı ile Bursa'daki Gökmen Uzay Havacılık Eğitim
Merkezi'nde (GUHEM) video konferans aracılığıyla görüşme yaptı.
Görüşme 20 dakika sürdü.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Bursa’da GUHEM’de
uzaya çıkan ilk Türk astronot Alper Gezeravcı ile Uluslararası Uzay
İstasyonu'ndaki (ISS) 7’nci gününde video konferans ile görüştü.
Yaklaşık 20 dakika süren görüşmede Bakan Kacır'ın yanında TEKNOFEST
yarışmacıları ve girişimciler de yer aldı. Bakan Kacır, arkasında
Türk bayrağı bulunan Alper Gezeravcı'ya "İnsanlı ilk Türk uzay
bilim misyonunu inşallah sağlıkla gerçekleştirip dünyaya ve
ülkemize dönmenizi diliyoruz. Sizi çok iyi gördüm. Nasılsınız?"
diye sordu. Gezeravcı ise Bakan Kacır'ı Uluslararası Uzay
İstasyonunda misafir etmekten son derece mutlu olduğunu belirterek
şöyle konuştu:
"Ülkemiz adına bu tarihi görevi gerçekleştirmiş olmak benim için
büyük bir mutluluk. Bugün görevle Türk milleti olarak
hayallerimizin gerçekleşmesinde katkım olduğunu bilmek, hem kendi
adıma hem de ülkemiz adına son derece onur ve gurur verici. Göreve
hazırlık sürecimizde her türlü desteği sağladınız. Karantina
sürecinde heyetinizle birlikte çok büyük incelik göstererek
karantina tesisine kadar gelip ziyaret ettiniz. Maneviyatı çok
güçlü bir milletin evladı olarak bu ziyaretiniz bana devletimizin
verdiği desteği en üst düzeyde hissettirdi ve çok moral verdi.
Nezaketiniz için size ve süreçte katkısı olan tüm kurumlarımıza
emekleriniz ve destekleriniz için çok teşekkür ederim. Bu yoğun
manevi hazla birlikte çok iyiyim. Çok teşekkür ederim Sayın
Bakanım."
Uzay çalışmalarının bilimsel ve teknolojik ilerlemenin yanında
uluslararası iş birliklerinin de öncüsü olduğunu hatırlatan Bakan
Kacır, "Günlük çalışmalarınızda paylaşım ve iş birliği içerisinde
olduğunuzu takip ediyoruz. Dün de bir yemek fotoğrafınıza şahit
olmuş olduk. Eminim farklı ülkelerden astronotların bir arada
olduğu çalışma ortamınız sizin için de heyecan verici bir
tecrübedir. Bu vesileyle orada bulunan tüm astronotlara,
kozmonotlara Türkiye'den selamlarımızı iletmenizi istiyoruz. Ay
yıldızlı bayrağımızı bu uluslararası platformda gururla taşıdığımız
için sizi bir kez daha milletimiz adına tebrik ediyorum" dedi.
‘7 FARKLI ÜLKE, 9 FARKLI MİLLİYET ISS’DE TEMSİL EDİLİYOR’
25 yıldır insanlı uzay görevlerinin kesintisiz devam ettiği ISS’de
ilk defa bu kadar fazla sayıda ülkeden ve farklı milliyetten
oluşmuş bir astronot grubunun aynı anda istasyonda bulunduğunu
söyleyen Gezeravcı, görev komutanlarının daha önce NASA bünyesinde
görev yapmış ve 5 kez uzaya çıkmış çok tecrübeli bir astronot
olduğunu da vurgulayarak, “Bunun yanında İtalya ve İsveç'ten 2
arkadaşımla birlikte biz toplam 4 kişilik bir ekibiz. Deney
çalışmalarımızı ayrı ayrı yürütmekle birlikte birbirimizle sürekli
iletişim halindeyiz ve koordinasyon içinde hareket ediyoruz. Çünkü
deneylerimizi kullandığımız birçok alt yapı var. Bunları paylaşımlı
olarak kullanarak deneylerimizi ve araştırmalarımızı
gerçekleştiriyoruz. Ayrıca birbirimizi destekliyoruz. Dünyaya
göndermek üzere gerçekleştirdiğimiz bazı video ve fotoğraf
çekimlerinde özellikle birlikte çalışıyoruz. Karşılıklı
yardımlaşıyoruz. Bunun haricinde ortak faaliyetlerimizden
kaynaklanan farklı bir plan olmadığı takdirde yemeklerde bir araya
gelebiliyoruz. Ekip olarak uluslararası uzay istasyonuna
ulaştığımızda bizi burada görev yapan Amerika Birleşik Devletleri,
Rusya, Danimarka ve Japonya'dan astronot arkadaşlarımız karşıladı
kapıda. İstasyonun Rusya'ya ait bölümünde görevli 3 kozmonot
arkadaşımızla birlikte toplamda 11 kişiyiz şu anda Uluslararası
Uzay İstasyonu'nda. Bizim buraya gelişimizle birlikte tam 7 farklı
ülke, 9 farklı milliyet şu anda Uluslararası Uzay İstasyonu'nda
temsil ediliyor. Bu da ISS tarihindeki en kalabalık uluslararası
topluluk" dedi.
‘GÜNDE 12-15 GÖREV GERÇEKLEŞTİRİYORUZ’
Her sabah günlük faaliyetlerinin başlangıcından yaklaşık 2 saat
önce uyandığını söyleyen Alper Gezeravcı, konuşmasına şu sözlerle
devam etti:
"Vücudunuz bu ortama uyum sağlarken bir yandan da bu ortamda
göreviniz gereğince çalışmalar yürütmek ancak yaşayarak tümüyle
anlaşılabilecek bir tecrübe. İstasyon dünyanın 400 kilometre
üzerindeki yörüngesinde saatte yaklaşık 28 bin kilometre hızla tur
atmaya devam ediyor. Bu da 24 saatlik bir periyotta her 90 dakikada
bir dünyanın etrafında bir tur atarak günde 16 kez gün doğumu ve
gün batımı yaşamaya vesile oluyor. Dolayısıyla gün doğumu ve
batımına endeksli bir yaşam döngüsünü sürdürmemiz burada mümkün
değil. Biz de suni bir şekilde ışıklandırma düzeniyle günlük
faaliyetlerimiz ve uyku düzenimizi dünyadakine benzer bir şekilde
24 saatlik bir gün tanımı ve gece gündüz döngüsüne uygun olarak
ayarlamaya çalışıyoruz. Uzay istasyonunun yapay olarak ayarlanan
ışık düzeni bu planlı döngüye uygun olarak karanlık ve aydınlık bir
ortamı yaratacak şekilde gün boyunca değişiyor. Her sabah günlük
faaliyetlerimin başlangıcından yaklaşık 2 saat önce uyanıyorum.
Kahvaltımı yapıp günlük planlama toplantısı başlamadan o gün
içerisinde yapacağım bütün faaliyetlere ilişkin brifing
içeriklerini ve günlük görev dosyalarını inceleyerek toplantıya
hazırlık yapıyorum. Toplantının hemen ardından direkt olarak her
biri farklı uzunluk ve içerikle planlı görevlerimizin icrasına
başlıyoruz. Günde 12 ile 15 farklı görev gerçekleştiriyoruz. Bu
görevlerin içerisinde ülkemizden buraya getirdiğimiz bilimsel
deneyler başta olmak üzere dünya üzerinde belirlediğimiz gözlem
noktalarının takibi ve istasyon içerisinde ana tanımlanmış
sorumlulukların yerine getirilmesi gibi birçok görev var. Sağlık
testlerimizin gerçekleştirilmesi, tıbbın numunelerin alınması gibi
gerçekten aşırı dikkat ve enerji isteyen yorucu görevler de var.
Bunları yapmaktan da son derece keyif alıyorum. Türk bilim
insanları adına gerçekleştirmem gereken daha birçok bilimsel deney
ve çalışma var. Zamanımı çok iyi kullanıp planlı tüm faaliyetleri
aylardır hazırlandığımız şekilde eksiksiz tamamlamayı hedefliyorum.
Bu nedenle de günün sonundaki dinlenme zamanıma kadar bu planlı
faaliyetler benim için aralıksız şekilde devam ediyor."
DENEYLERLE İLGİLİ BİLGİ VERDİ
Bilimsel deneylerle ilgili de bilgi veren Gezeravcı, "İlk
araştırmamız mikro yer çekimi ortamının bitkilerin büyüme, biçim ve
genetiklerini nasıl etkilediğine yoğunlaşıyor. Ayrıca bir genetik
düzenleme tekniği kullanarak genlerinde değişiklik yapılmış
bitkilerin uzay ortamına adaptasyon yeteneklerini inceliyoruz. Bu
araştırmadan elde edilen sonuçlar ekstrem ortamlarda adapte
olabilen, daha dayanıklı bitkiler elde etmek için kullanılabilir.
Diğer deneyimizde ise doğal yaşam destek sistemlerinde yosunların
kullanımını araştırıyoruz. Çünkü özellikle uzun süreli insanlı uzay
görevlerinde dünyamızın kaynaklarından sürekli erişimimiz olmadan
kendi kendine yetecek şekilde yaşayabilmek çok önemli. Şu an burada
soluduğumuz hava sürekli olarak geri dönüşüm sistemleri yoluyla
temizleniyor ve tekrar kullanıyoruz. Aynı şey su için de geçerli.
Kullandığımız suyun çok büyük bir bölümü arıtılıp tekrar içme suyu
haline getiriliyor. Bu sistemi kullanarak suyu defalarca geri
dönüştürebiliyor ve yaşamımızı sürdürmek için kullanmaya devam
ediyoruz. Deneyimizde yosunların solunabilecek hava üretme amacıyla
kullanılabilirliğini inceliyoruz. Burada elde edeceğimiz veriler
gelecekte uzayda kullanılabilecek doğal çevresel kontrol sistemleri
için yapılacak çalışmalara yön verecek inşallah. Buradaki görevim
boyunca sırasıyla diğer deneylerimizi de gerçekleştireceğim. Bu
deneyleri başarıyla tamamlayıp topladığım tüm bilimsel verileri
deneylerin hazırlık süreçlerini yürüten değerli bilim adamlarımızı
teslim edeceğim. Onlar da bu sonuçlar ışığında geri kalan
değerlendirmelerini gerçekleştirecekler" ifadelerini kullandı.
‘İNSANLIK İÇİN DAHA YAPACAK ÇOK İŞİMİZ VAR’
Bakan Kacır, bu çalışmaların sonraki uzay misyonları için, çocuklar
ve gençler için ilham kaynağı olacağını söylerken, Mersin'in
Silifke ilçesinde bir köyde dünyaya geldiğini belirten Gezeravcı,
"Bugün sahip olduğum tüm eğitim birikimi ve kazandığım
kabiliyetleri devletime borçluyum. Devletimin sunduğu imkanlarla
jet pilotu oldum. Gökyüzünde her uçuşumda milletime hizmet etmenin
onurunu yaşadım. Şimdi yine devletimiz sayesinde insanlığın
hayallerinin zirvesi sayılabilecek bir yerde gökyüzünün
sınırlarının ötesinde Uluslararası Uzay İstasyonu'nda milletime
hizmet edebilmenin mutluluk ve gururunu yaşıyorum. Genç
kardeşlerimize ve geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza şunu
söylemek isterim. Bilimde ve teknolojide yeni bir çağın kapılarını
aralıyoruz. Ülkemiz için, insanlık için hep birlikte daha yapacak
çok işimiz var” diye konuştu. (DHA)
FOTOĞRAFLI