Bitkisel hayattan çıkıp ikinci yaşamına başladı; hayali Tarkan’la şarkı söylemek

Esra TÜRKER- Mehmet İNAN/BURSA, (DHA)- BURSA’da 22 yıl önce
karbonmonoksit zehirlenmesi nedeniyle bitkisel hayata giren
Neslihan Köse (42), annesi Hale Kabacaoğlu’nun (69) çabalarıyla
gördüğü tedaviler sonrası hayata yeniden başladı. Annesinin önce
fiziksel olarak ayağa kaldırdığı Neslihan’ın, mental sağlığında da
büyük ilerleme kaydedildi. Anlık hafızası yeniden oluşturulan
Neslihan’ın unutmadığı tek şey ise şarkılar. Neslihan’ın en büyük
hayali ise en sevdiği sanatçı olan Tarkan ile aynı sahneyi
paylaşıp, onunla şarkı söylemek.
Üroloji Uzmanı Ahmet Köse ile Radyoloji Uzmanı Hale Kabacaoğlu'nun
tek çocukları olan Neslihan Köse, 2001 yılında Eskişehir Anadolu
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü 2’nci sınıfta
okurken yılbaşı tatili için Bursa'da yaşayan ailesinin yanına
geldi. Duş almak için banyoya giren Neslihan, uzun süre kalınca,
durumdan şüphelenen annesi Dr. Hale Kabacaoğlu içeri girdi. Kızını
yerde hareketsiz bulan Dr. Kabacaoğlu, olayın şokunu üzerinden
atıp, Neslihan’ın duran kalbini, yaptığı kalp masajıyla yeniden
çalıştırdı. Neslihan Köse, çağırılan ambulansla Devlet Hastanesi’ne
kaldırıldı. Karbonmonoksit zehirlenmesi nedeniyle komaya giren genç
kız, önce Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne, buradan
da İstanbul'daki, o dönem ismi GATA olan Sağlık Bilimleri
Üniversitesi Sultan Abdülhamid Han Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne
sevk edildi. Hastanede 2 ay kalan Neslihan, annesinin isteğiyle
Ankara Bilkent TSK Rehabilitasyon ve Bakım Merkezi’ne yatırıldı.
Çekilen MR’ında tıpta ‘atrofi’ diye tanımlanan beyin hücrelerinin
tamamına yakınının ölü olduğu görüldü. Kızına, ölümü yakıştıramayan
Hale Kabacaoğlu, doktorların "Gerekirse organ bağışı yapar
mısınız?" teklifini kabul etmedi.
BİTKİSEL HAYATTAKİ KIZINA MÜZİK DİNLETİP, KİTAP OKUDU
Eşinden boşanıp mesleğine ara veren Hale Kabacaoğlu, velayeti
kendisinde olan kızının tedavisi süresince hastanede çocuğunu
yalnız bırakmadı. Bitkisel hayattaki çocuğuna, Mozart'ın
parçalarını dinletip, kitap okudu, hikayeler anlattı. Yanından
ayrılmadığı Neslihan'ın, geceleri uyurken düşmemesi için de
kelepçeyle elini eline bağladı. Neslihan aylar sonra, hafızası
silinmiş olarak gözlerini açtı, uzun süren tedavinin ardından da
taburcu edildi.
Hale Kabacaoğlu, 19 yaşındaki kızını yeni doğan bir bebek gibi 3
sene altını bezledi, ardından da yemek yeme ve tuvaletini giderme
gibi temel eğitimler verdi. Fitoterapi, apiterapi, hirudoterapi,
bioenerji, 2 kez kök hücre nakli yaptırdı. Sağlığına kavuşması
için, Brezilya, Avusturya, Güney Kore'ye götürdü. Verdiği eğitim ve
yaptığı tekrarlarla, Neslihan'a okuma ve yazmayı hatırlattı.
EVİNİN DUVARLARINI YIKTI
Hale Kabacaoğlu, kızının yürürken çarptığı evin iç duvarlarını
yıktırdı, kapıları kaldırdı. Evin çeşitli noktalarına ayna
yerleştiren Hale Kabacaoğlu, Neslihan'ın odalardaki hareketlerini
gözlemlemeye başladı. Kabacaoğlu, kızının öğrendiklerini kolay
unutması için çareyi, duvarlara yazı yazmakta buldu. Havlu, diş
macunu, lavabo, ayna gibi materyallerin üzerine yazılan yazılarla
Neslihan’ın bu objelere, hatırlatma ihtiyacı duymadan ulaşmasını
sağladı.
‘KIYAMETTEN SONRA İŞİN O KADAR KOLAY OLMADIĞINI ANLADIM’
2001 yılında Neslihan’ı banyodan ölü çıkardığını, kızının göz
bebeklerinde 15 gün ışık refleksi dahi olmadığını ve kayıtlara da
ölü olarak geçtiğini ifade eden ancak bir an olsa bile ümidini
kesmediğini belirten Hale Kabacaoğlu, “İlk doğurduğum çocuk normal
bir çocuktu. 19 yaşına kadar normaldi. Kıyametten sonra, ben her
şeyi yeni doğmuş gibi öğretirim diye düşünürken, işin o kadar kolay
olmadığını anladım. Çünkü normal bir insan beynine bazı şeyler
öğretmek çok kolay ama bütün hatları kopmuş, kesilmiş, nöronları
olmayan bir beyine bazı şeyleri öğretmek çok çok zor. Defalarca
tekrarlaya tekrarlaya yer etmesini sağlıyorsunuz. Bir tuvalet
eğitimi için 6 ay ben banyoda hayatımı geçirdim. Dil felcini çözmek
için 1 hafta boyunca sabah 8’den gece 12’ye kadar sürekli sayı
saydırttım. Çok büyük bir mücadele, çok büyük bir azim ve evet çok
büyük bir sabır. Neslihan için diyorlar ki, ‘En büyük avantajın
annenin Hale Hanım olması.’ Ben bütün hepsini Neslihan'da
kullandım. Doktorluğumu da anneliğimi de sağlık personelliğimi de
hepsini” sözleriyle yaşadığı zorlu süreci anlattı.
‘AKLIYLA, FİKRİYLE, ZEKASIYLA, HER ŞEYİ İLE BENİM YANIMDA’
22 yılda Neslihan’ın fiziksel olarak büyük ilerleme kaydettiğini
ama mental olarak önlerinde daha çok uzun bir yolun olduğunu
söyleyen Kabacaoğlu, şunları söyledi:
“Fiziksel olarak yüzde 95 diyebilirim. Senin yaptığın her şeyi
Neslihan yapabilir. Neslihan yürür, Neslihan koşar, Neslihan
oturur, kalkar. Ki bunların hiçbirisi bana yapacak diye söylenmedi.
Böyle olmayacak denildi. Yatalak hasta olacak denmişti.
Yürüyemeyecek ancak yürürse böyle oraklama tarzında. Ama Neslihan
şu anda normal yürüyor. Yüzde 95, belki yüzde 100’ünü geri kazandım
ben. Mental olarak daha yavaş ilerliyoruz. Çünkü MR'larında total
kortikal atrofi var. Yani beyin hücresi kalmamış gibi. Olayın
başında, Neslihan nasıldı biliyor musun? Ben sandalyeye
oturtuyordum, ben sandalyeden kaldırıyordum. O sandalyede oturduğu
süre içinde bana öyle geliyordu ki, sanki bir tül perde arkasında
veya bulutların arkasında, Neslihan’ın bedeni oradaydı ama kendi
yoktu orada. Kendi yoktu. Ama şu anda Neslihan aklıyla, fikriyle,
zekasıyla her şeyiyle şu anda benim yanımda. Konuşma geri
geldiğinde her kelimeyi tekrarlıyordu. Şu anda biz karşılıklı
muhabbet ediyoruz.”
‘ŞARKILAR ÖLMÜYORMUŞ’
Sosyal hayata adapte olması için Türk sanat müziği korosunda eğitim
alan, hem solo hem koro konserle ilk sahne deneyimini de yaşayan
Neslihan’ın, şarkı söylemeyi çok sevdiğine dikkat çeken Hale
Kabacaoğlu, “Amerika'ya gittiğimde, oradaki tıp bilim adamlarıyla
görüştüğümde, bana bir Koreli çocuktan bahsetmişlerdi, dünyada
yaşayan ilk vaka oymuş diye. Egzoz gazından zehirlenmiş. O da
şarkıcı olmuş. Kore'ye götürdüğümde de bana öyle dediler. Şarkının
beyinde belli bir yeri yokmuş. Yani hafızada, bellekte yeri yokmuş.
Dolayısıyla onu kronolojik sırayla geri çağıracak yer olmadığı
için, şarkılar ölmüyormuş. Eski şarkıları da hatırlıyor, yeni kayıt
da yapıyor. Şarkı hafızası böyleymiş” diye konuştu.
‘ÇOCUĞUMUN BENDEN SONRAKİ İSTİKBALİ EN BÜYÜK ENDİŞEM’
En büyük endişesinin, hayatını kaybetmesi durumunda Neslihan’ın tek
başına kalacak olması olduğunu söyleyen Hale Kabacaoğlu, “Benden
sonra çocuğumun istikbali, en büyük endişem o. Onun için de
birtakım girişimlerim var. Yani şu, ben elimden gelen en güzel
hayatı yaşatmaya çalışıyorum. Yurt dışı gezilerimiz, yurt içi
gezilerimiz, dışarıda arkadaşlarla toplantılarımız yani sosyal
hayata ağırlık verdim. Benden sonra da aynı şekilde mutlu olsun
istiyorum çocuğum. Darüşşafaka’yı düşünüyorum ben. Urla'daki
İzmir’deki Darüşşafaka’yı. O konuda görüşmelerim var, girişimlerim
var. Çocuğum benden sonra da mutlu olsun, iyi yaşasın istiyorum.
Benle yaşayabildiği kadar yaşasın. Sonuna kadar yaşasın. Ama o
benden çok genç. Benden daha çok yaşayacak o. Ben yaşadığım sürece
zaten o benim başımın tacı. Vermem, kimseye emanet etmem”
ifadelerini kullandı.
'NESLİHAN İŞ KADINI OLACAKTI, BEN DE TORUNLARIMA BAKACAKTIM’
Neslihan’ın en büyük hayalinin iş kadını olmak, kendisinin ise
torunlarına bakmak olduğunu söyleyen Kabacaoğlu, “Neslihan,
mühendis olacaktı. Hatta ona bir fabrika arsası almıştık. Onu
yapacaktık. Yani bir iş kadını olacaktı. Malzeme bilimleri
mühendisi olacaktı. Tabii o hayalimiz de öldü. O iş kadını
olacaktı, benim hep hayalim oydu. Topuklu pabuçlarla yürüyecekti.
Ben de torunlarıma bakacaktım. Onun çocuklarına bakacaktım. Öyle
bir hayat düşlüyordum ben. Ama olmadı. Şimdi olabildiğince mutlu
etmeye çalışıyorum çocuğumu” diye konuştu.
‘HER 30 ARALIK’TA ÖLÜP, 31 ARALIK’TA YENİDEN DOĞUYORUZ’
22 yıl önce yılbaşı kutlamasına hazırlanırken yaşadıklarının bir an
bile aklından çıkmadığını, her 30 Aralık’ta o günü tekrar
yaşadığını söyleyen Hale Kabacaoğlu, ölüme inat her 31 Aralık’ta da
yeniden hayata başladıklarını belirterek şunları söyledi:
“Yılbaşı tatili için gelmişti. O gün sabah ehliyet sınavına girdi,
sınavı kazandı. Öğleden sonra beraber yılbaşı alışverişi yaptık.
Akşam eve geldik. Hatta saç boyası aldık, Neslihan benim saçlarımı
da boyayacaktı. O banyoya girdi. Ben de mutfakta ertesi gün için
yemek hazırlığına giriştim. Aramızda bir duvar vardı. Banyodan
çıkıp saçlarımı boyayacaktı, ben banyoya girecektim. Ama olay hiç
gerçekleşmedi. Çünkü banyodan Neslihan’ı ölü çıkardık o gece. Ondan
sonraki yılbaşları, 30 Aralık günleri çok kötü geçiyor, ağlayarak
geçiyor. Bir gün öncesi, 30 Aralık öyle geçiyor ama 31 Aralık’ta,
Allah'a şükür mezarlığa gitmedim diye dua ediyorum ben. Her
yılbaşında 30 Aralık'ta ölüyoruz, 31 Aralık'ta doğuyoruz.”
HAYATTAKİ VAZGEÇİLMEZLERİ ANNESİ, KAHVE İÇMEK VE ŞARKI SÖYLEMEK
Hayattaki vazgeçilmezleri, annesi, kahve içmek ve şarkı söylemek
olan Neslihan Köse, haftanın 5 günü, 3 farklı rehabilitasyon
merkezine gidiyor, el becerilerinin gelişmesi için eğitim alıyor.
Ayrıca sosyal hayata hazırlık için de kognitif terapi gören
Neslihan'ın en büyük keyiflerinden biri de yurt dışı seyahatleri.
Şu ana kadar gittiği ülkeler arasında en sevdiğinin Brezilya
olduğunu söyleyen Neslihan, nisan ayında Sakura Festivali için
Japonya’ya gitmeye hazırlanıyor. 11 Nisan’daki doğum gününü de
Japonya’da kutlayacak olan Neslihan, “Japonya’ya gideceğiz.
Heyecanlıyım, çok güzel bir gezi olacak. Daha yeni Berlin’den
geldik. Güzel geçti. Japonya'nın yemeklerini merak ediyorum”
dedi.
‘İKİNCİ BİR NESLİHAN YETİŞTİRİYORUZ’
Annesi sayesinde hayata yeniden dönme şansı yakaladığını ifade eden
Neslihan, “Hayata yeniden başladım. İkinci bir Neslihan
yetiştiriyoruz çünkü. Bu Neslihan güzel, şirin, tatlı. Tatlı bela.
Kendimi severim. Hayattaki vazgeçilmezim annem, annemden başka
kimse olamaz ki” diye konuştu.
Neslihan’ın en büyük hayali ise Tarkan’la birlikte şarkı söylemek.
Tarkan’ı çok sevdiğini söyleyen Neslihan, onun parçalarından birini
de seslendirerek, “Tarkan'ı çok seviyorum. Onunla beraber şarkı
söylemek istiyorum” dedi. (DHA)
FOTOĞRAFLI