Konuşmasına deprem sonrası meydana gelen göçlerin zorunlu göç grubuna girdiğini belirterek başlayan Emekli Albay, 11 ilin etkilendiği Kahramanmaraş merkezli depreme de parantez açtı. Bölgede yaşayan nüfusun deprem öncesindeki sayısının TÜİK’in rakamlarına göre yabancı uyruklular da dahil olmak üzere 15.784.390 olduğunu söyleyen Aslan, “1 Mart 2023 tarihi itibariyle de 811.000 kişi kara hava ve demiryoluyla ya da kendi imkanlarıyla başka şehirlere tahliye edilmiştir. Toplamda 3.300.000 kişi bölge dışına çıkmıştır. 800.000 kişi ilk günlerde köylerine gitmek suretiyle bölgeyi terk etmiştir. Afet bölgesinde kalanlar ise valilikler ve kaymakamlıklarca başvuran ve yardım talep eden 1.600.000 kişi olarak kayıtlara geçmiştir” diyerek verilerle zorunlu göçün izlerini dinleyenlere aktardı.
'İLK ANDAKİ ÇÖZÜMSÜZLÜKLER YAVAŞ YAVAŞ ÇÖZÜLDÜ'
“Depremin ilk saatlerinden itibaren depremin yaratmış olduğu yıkımın alt yapıya verdiği zarar insan hareketlerini had safhada engellemiştir. Yollarda meydana gelen çökmeler, bölgenin dışına çıkmak isteyen büyük bir kitlenin yol kapasitesini aşması, aynı yolları yardım maksadıyla dışarıdan gidenlerin kullanmak istemelerinden kaynaklanan tıkanıklıklar depremin ilk 3 gününde bölgede çeşitli sıkıntılara sebep olmuştur. İlk andaki bu çözümsüzlükler ilerleyen aşamalarda görevli birimlerin müdahalesi ile yavaş yavaş çözülmüş ve bölgeden gerek kara yoluyla gerekse hava yoluyla bölge dışına çıkmak isteyen insanlar kendilerine barınabileceği yerler ayarlanmak suretiyle tahliye edilmişlerdir” diyerek depremin yarattığı yıkımdan sonraki sürece de dikkat çeken Osman Aslan, tahliye edilen vatandaşların nerede konakladığını da il il sıraladı.
DEPREMZEDELER ÇEŞİTLİ İLLERE YERLEŞTİRİLDİLER
Osman Aslan’ın yararlandığı verilere göre;
- Kahramanmaraş, Malatya ve Diyarbakır illerinde ikamet eden depremzedeler Antalya’da
- Adıyaman'da ikamet eden depremzedeler Aydın’da
- Gaziantep'te ikamet eden depremzedeler İzmir’de
- Şanlıurfa'da ikamet eden depremzedeler Mardin’de
- Osmaniye ve Hatay'da ikamet eden depremzedeler Muğla’da
- Adana'da ikamet eden depremzedeler Mersin’de konaklatılmıştır.
Konuşmasında depremin ilk dakikalarından itibaren bölge dışındaki gerek resmi gerekse sivil organizasyonların çok yoğun bir yardım faaliyeti başlattığından ve dünyanın birçok bölgesinden gelen arama kurtarma ekiplerinin bölgede yürüttüğü hizmetlerden de bahseden Aslan ilk anda meydana gelen yardım kargaşasının yerini bir düzene bıraktığını ekledi.
'EN ÇOK ANKARA'DA...'
“Deprem nedeniyle kişilerin bazen ailesinin tümü, bazen bir kısmı, evleri, iş yerleri ve hatıraları zarar görmüştür. Tekrar aynı yerlerde eskisinin benzeri bir hayatı devam ettirmek herkes için psikolojik açıdan da mümkün olmayabilir” değerlendirmesinde bulunan emekli albay, deprem bölgesinden ayrılan insanların Türkiye’deki her ile dağılmış vaziyette olduğunu ve en fazla insanın konakladığı illerin başında 205.454 kişiyle Ankara ve 154.086 kişiyle Antalya geldiğini belirtti.
'ZORUNLU GÖÇE MARUZ KALANLARIN DÖNMESİ ÖNEM ARZ EDİYOR'
Samandağ Belediye Başkanı Refik Eryılmaz'ın yaptığı tespiti doğru bulduğunu aktaran Aslan, "Deprem olduktan sonra ilk günlerde insanlar çadırlarda ve konteynırlarda kalabilirler. Ancak aradan 6 ay gibi bir zaman geçti artık insanlar kendi hayatlarını sürdürebilmek için daha kalıcı olan konutlara geçmek istiyorlar. Başlangıç olarak bu konutlar devlet tarafından inşa edilecek olması nedeniyle belirli bir zaman alabileceği değerlendirilmektedir. Bina şeklindeki ana konutların inşasına kadar geçici prefabrik konutların inşası insanların yurtlarına dönmesine büyük katkı sağlayacaktır. Yardımların bu şekilde koordine edilmesinde fayda vardır. Buradaki toplantıda Hollanda’da yaşayan vatandaşlarımızın konu üzerinde ne kadar hassas olduklarına da şahit olmuş olduk. Bu beni ziyadesiyle memnun etti. Hollanda halkının da konuya göstermiş olduğu hassasiyeti burada yakından hissederek yaşadık. Deprem sonrası zorunlu göçe maruz kalan ve hatıralarından kopmuş olan bu insanların tekrar kendi şehirlerine ve köylerine dönmeleri bence önem arz eden bir konudur. Bu faaliyetin maliyetini tek başına karşılayamayacakları için onlara gerek devlet tarafından gerekse sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla maddi ve manevi yardımlarda bulunmak gerekmektedir. Hollanda halkının ve burada yaşayan Türklerin bu konuda göstermiş oldukları hassasiyet çok büyük bir önem arz etmektedir" dedi.
