Evlilik için ’ehliyet’ şartı!

TBMM Kadına Şiddeti Araştırma Komisyonu’nda getirilen ‘evlilik ehliyeti’ önerisi tartışma gündemdeki sıcaklığını koruyor. Peki evlilik öncesi taraflardan kan testi gibi ‘psikolojik rapor, sabıka kaydı, şiddet eğilimi olup olmadığına dair belge’ istenmesi hukuka uygun mu, bu testler kadına yönelik şiddeti önler mi? Uzmanlar konuyu Ekran Habere değerlendirdi…

Evlilik için ’ehliyet’ şartı!

Ekran Haber’den Başak Bilgin’in Haberine göre, kadına yönelik şiddet için her ne kadar caydırıcı tedbirler alınmaya çalışılsa da, kadın cinayetleri ve aile içi şiddet vakaları artarak devam ediyor. 'Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele' kapsamında milletvekillerinden 'evlilik ehliyeti' önerisi tartışılmaya devam ediyor. Konuya ilişkin Av.Lerzan Bayram Akdoğan, Av. Mesut Aydoğan, Klinik Psikolog Betül Aydınaydoğdu ve Psikiyatr Dr. Ayhan Akcan Ekran Habere özel açıklamalarda bulundu.

“Gerekli Düzenlemeler Yapılırsa, Engel Kalmaz”

Av.Lerzan Bayram Akdoğan: Böyle bir ehliyetin getirilmesi hukuken sorun teşkil etmez. Eğer kanunda gerekli düzenlemeler yapılırsa, yapılmasının önünde engel kalmaz. Örneğin, sabıka kaydı denilen adli sicil bilgilerinin verilmesi için 5352 Adli Sicil Kanunu’nda kamu kuruluşlarına bilgi verilmesinin önü açıktır ve başkaca kanunlarda da yapılacak bir düzenleme ile bu bilgilerin istenmesi mümkün olabilecek şekilde değişiklik yapılabilir.

“Sonrasında Şiddet Göstermeyeceğinin Garantisi Olamaz”

Ancak bu bilgilerin istenmesinden ziyade, hangi bilgilerin evlilik engeli oluşturacağı tartışmalı bir konudur. Geçmişinde şiddet eğilimi göstermiş kişiler için mi, yoksa herhangi bir suça karışmış kişiler için mi engel oluşturulacak, bunlar tartışılabilir. Dahası geçmişinde ya da psikolojik testinde şiddet belirtisi göstermeyen kişilerin de daha sonra şiddet göstermeyeceğinin garantisi olamayacağından, bu sorunun çözümü için erken yaşlardan itibaren etkili eğitimler ve bu tür suçlara karşı daha caydırıcı cezalar işe yarayabilir." ifadelerini kullandı.

“Kadına Şiddet Olayı Türkiye’deki Şiddet Probleminin Bir Koludur”

Av. Mesut Aydoğan: Devletin görevi evlilikleri daha mutlu ve güvenli hale getirmektir. Evlilikleri bir anlamda yasaklamak değildir. Yasaklar, sınırlamalar ve yasal düzenlemeler şiddeti önlemek için tek başına asla yeterli değildir. Kaldıki şiddet sadece evli çiftler arasında değil, flört döneminde de çok fazla görülen bir durumdur. Flört ehliyeti de mi getireceğiz bu durumda? Elbetteki bu mümkün değil.

“Yeniden Düzenlenmeye İhtiyaç Var”

Bunun yerine şiddet, taciz ve benzer olaylarda faili ve mağdurları , sağlık ve ruhsal açısından izlenmesi ve belli aralıklarla taramalara tabi tutulması, rehabilite edilmesi, ve büyük olaylar ortaya çalmadan önlenmesi gibi süreçler oluşturulmalıdır. Çocukluk çağından beri bu konuda, eğitim, takip ve tespitlerle gerektiğinde müdahale edilerek çok geniş anlamda bir mücadele ve bilinç oluşturma süreci başlatılmalıdır. Ülkemizde çocukların yetiştiği koşulların ilerde suça, şiddete ve taciz gibi suçlara meyilli olmasında önemli bir rolü vardır. Bunların gözardı denildiği önlem tekliflerinin çözüm olma şansları çok zayıftır. Okul müfredatından toplum sağlığı kuruluşlarına kadar, kolluk hizmetlerinin evlilik ve ilişki terapistlerine kadar bu alanın yeniden güncellenmesi ve tertiplenmesi gerekir.

“Yasakçı Değil Rehabilite Edici Süreçlerin İşletilmeli”

‘’Cezaların artırılması veya evliliğin ehliyete bağlanması gibi öneriler bilimsellikten ve gerçeklikten uzaktır. Bu Hukuken de mümkün değildir. Ekonomik, kültürel ve eğitim alanında geri kalmışlığın sonuçlarının sadece nelerin yasaklanması gerektiği üzerine kafa yorarak ülkemizde şiddeti bırakın önlemeyi , arttırabilirsiniz de. Yasakçı değil rehabilite edici süreçlerin işletilmesi gereklidir’’ ifadelerini kullandı.

“Evlilik Öncesi Neler İstendiği Çok Önemli”

Klinik Psikolog Betül Aydınaydoğdu: Evlilik hayattaki en önemli kararlardan birisidir. Evlilik kararı öncesinde kendi özelliklerinin farkında olan kişi, öncelikle kendisi için nelerin vazgeçilmez olduğunu ve evleneceği kişide neleri aradığını çok iyi bilmeli ve ardından karşısındaki kişinin bu özelliklere ne ölçüde sahip olduğunu çok iyi değerlendirmelidir.

'Öfke Kontrol Değerlendirmesi Evlilik Öncesi Bir İhtiyaçtır'

Evlilik öncesi, kişilerin “Ruh Sağlığı “bakımından muayene edilmesi önemli ve göz ardı edilmemesi gereken bir konudur. Bireylere öfke kontrol değerlendirmesinin yapılması , zihinsel gerilik (Mental Retardasyon) testi , kişilik testleri uygulanması ve psikiyatrik hastalık olasılığı varsa bu konuda desteğe yönlendirilmesi evlilik öncesi bir ihtiyaçtır. Kişiler sorunlarıyla yüzleşmeden ve terapi sürecinden geçmeden evliliğe veya ilişkiye adım attıklarında hem toplumda hemde aile içerisinde sağlıklıksız bir ortam oluşuyor." ifadelerini kullandı.

“Kişilik Bozukluğuna Dikkat Edilmedi”

Psikiyatr Dr. Ayhan Akcan: Psikolojik rapor uygulanması 'evlilik ehliyetinde' en önemli alandır. Evlilikte en sık boşanma nedenleri ; yalan söyleme, şiddet özelikle sözel şiddet, aldatma, alkol-kumar bağımlılığı ve kişilik bozukluğudur.

"Psikolojik Raporda Bu Alanlar Mutlaka Psikoteknik Değerlendirme İle Ortaya Konulmalı"

İlk önce neden evlendikleri tespit edilmelidir. Bu en önemlisidir. Evlenme istekleri birbirini tamamlamalı, aynı olmalı. Aile birliğini kurmak sürdürmek mutlu olmak ve çocuk ile tamamlamak olmalı. Evlilik birlikteliği mi? Evden kaçmak mı? Çocuk sahibi olup boşanmak mı? Mala mülke konmak paraya sahip olmak mı? Zorlama mı?

“Genel İşlevsellik Boyutuna Bakılmalı”

Ardından eşlerin psikolojik değerlendirmesinde; Kişilik özelliklerinde nevrotiklik, psikotiklik ve yalan söyleme düzeyi: Bağımlılık düzeyi; özellikle kumar ve internet bağımlılık düzeyi. Psikolojik hastalık düzeyi; takıntılı, aşırı kıskançlık, şizofren ve sürekli kaygı hali. Şiddet boyutu ve cinsel işlevsellik, cinsel kimlik düzeyi. Ayrıca gerçeği değerlendirme ve çalışıp çalışamayacağımı içeren genel işlevsellik boyutu bakılabilir.

"Her Kadın Evliliğe Uygundur"

Sonuçta her kadın evliliğe uygundur. Fakat erkeklerin ancak üçte biri evliliğe uygundur. Tarafların üçte birinde cinsel sorun olma ihtimali vardır. En az 10 evlilikten 1'inde ciddi psikolojik hastalık nedeni ile evliliğe engel psikolojik rahatsızlık vardır. Ehliyet ve liyakat sorunu buradadır. 'Evlilik Ehliyeti' eziyet ve külfete dönüşmemesi için; baştan taraflara imza attırarak taahhüt altına alındığında uygulanmalıdır. Böylelikle şiddeti önler ve evliliğin kalitesi artar. Boşanma oranları düşer. Eşlerin uyumu toplumun mutluluğunu artırır. Üretkenliğini artırır. Çok dikkatli olunmalıdır. Zaten evlenmemek evlenememek yaygındır. Terste tepebilir." ifadelerini kullandı.