7 Şubat 2012 tarihinde Türkiye, FETÖ (Fetullahçı Terör Örgütü)'nün AK Parti hükümetine karşı açıktan giriştiği ilk darbe girişiminin tanığı oldu. Bu darbe girişimde, FETÖ mensubu savcılar, MİT (Milli İstihbarat Teşkilatı) Müsteşarı Hakan Fidan ve yardımcılarını, bölücü terör örgütü PKK/KCK’ya yardım ettikleri iddiasıyla ifade vermeye çağırdılar. Fakat kumpas, dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın emriyle MİT görevlilerinin direnmesi ve hükümetin ani müdahalesiyle bozuldu.

Hakan Fidan Eski 07022024 3

DAHA ÖNCEKİ KUMPASLAR

7 Şubat MİT kumpası, Fetullahçı Terör Örgütü’nün daha önce Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy, İzmir Askeri Casusluk, Tahşiye, Selam Tevhid, MİT TIR'ları ve 17-25 Aralık yargı kumpası gibi kurgu ve kumpas soruşturmalarıyla Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı güç mücadelesine giriştiği sürecin önemli bir parçasıydı. FETÖ, bu çerçevede, MİT'i hedef alarak, AK Parti hükümetinin terör sorununu çözmek ve terör örgütü PKK’ya silah bıraktırmak için başlattığı Çözüm Sürecini durdurmak, kendilerine bağlı olmayan, kendilerine biat etmeyen MİT yönetimini ekarte edip Millî İstihbarat Teşkilatı’nı ele geçirmek ve AK Parti hükümetini yıkmak gayesiyle harekete geçti.

Mit Tirlari-1

7 ŞUBAT MİT KUMPASININ ARKA PLANI

7 Şubat MİT kumpasının arka planında öne çıkan iki önemli konu bulunuyordu: Türkiye'nin dış politikasındaki bağımsızlaşma çabaları ve İsrail ile yaşanan gerilimler… Tarihe “One minute” olarak geçen, dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 29 Ocak 2009 tarihinde Davos Zirvesi’nde dönemin İsrail cumhurbaşkanı Şimon Peres'e "Siz insan öldürmeyi çok iyi bilirsiniz" diyerek tepki göstermesi, ABD'nin ve İsrail’in Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef almasına yol açtı.

Erdogan One Minute

MAVİ MARMARA SALDIRISI

31 Mayıs 2010 tarihinde haydut İsrail'in uluslararası sularda Mavi Marmara gemisine saldırması ve aralarında Türkiye Cumhuriyeti hatta Amerika Birleşik Devletleri vatandaşlarının da olduğu insanları katletmesi, Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkileri daha da bozdu. İsrail, Mossad’ın da başına bela olan MİT Müsteşarı Hakan Fidan'a güvenmediklerini belirterek, gerekçe olarak “İran'a bilgi sızdırıyor” iddiasını ortaya attı. FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ise, İsrail'in onayı olmadan hareket etmenin otoriteye başkaldırı olduğunu söyleyerek, uluslararası sularda yaşanan Mavi Marmara saldırısında Türkiye'ye karşı net tavır aldı. Bu, bizzat Fetullah Gülen’in ilk ve en açık Türkiye karşıtı, İsrail yanlısı tutum olarak hafızalara kazınmıştı.

Mavi Marmara Gemisi 07022024

MİT’İN OSLO GÖRÜŞMELERİ

Dünyada tüm istihbarat örgütlerinin silah bırakmaları için terör örgütleriyle yürüttüğü görüşmelerde olduğu gibi MİT Müsteşarı Hakan Fidan da, 2010 senesinde Başbakan Erdoğan'ın emriyle Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı olarak terör örgütü PKK’nın silah bırakması için Norveç’in başkenti Oslo’daki görüşmelere katılmıştı. Bu görüşmeler, Batılı istihbarat teşkilatlarının eline geçen ses kayıtlarıyla birlikte, FETÖ'nün kumpasında kanıt olarak kullanıldı. Ses kayıtlarının ise FETÖ tarafından Batılı istihbarat örgütlerine sızdırıldığı değerlendirildi. FETÖ'cü savcılar, 7 Şubat 2012 tarihinde mesai bitimi olan tam 17.00'de, Hakan Fidan ve yardımcılarını, terör örgütü PKK/KCK’ya kasıtlı olarak yardım etme ve soruşturmanın gizliliğini ihlal etme suçlarından ifadeye çağırdı. Hakan Fidan ve yardımcılarının ifadeye çağrılması, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ameliyat olacağı saate göre ayarlanmıştı. Fakat çeşitli nedenlerle Erdoğan ameliyata planlandığı saatte girememiş, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın ifadeye gitmemesi yönünde talimat vermişti. Erdoğan’ın baygın olacağı saatte Hakan Fidan’ı almak isteyen FETÖ’cü savcılar amacına ulaşamamış, Hakan Fidan ve MİT görevlileri soruşturmaya direnerek, savcıların çağrılarına yanıt vermemişti.

Hakan Fidan Eski 07022024 6

FETÖ’CÜ SAVCILARDAN POLİSE TALİMAT!

7 Şubat MİT krizi, Türkiye'de siyasi ve hukuki bir krize yol açmasının yanında büyük bir travmaya da neden oldu. Hükümet, MİT görevlilerinin yargılanmasına mani olmak için, istihbarat vazifesi sebebiyle MİT görevlileri hakkında soruşturmaların izne bağlanmasını yasalaştırdı. Bu değişiklik, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylandı. Buna rağmen FETÖ'cü savcılar, MİT görevlilerinin yakalanması için bu kez de emniyet güçlerine talimat verdi. Fakat FETÖ’cü savcıların bu talimatı, emniyet müdürleri tarafından reddedildi. Tüm bu yaşananlar, FETÖ'nün emniyet ve yargıdaki kadrolaşmasının sınırlarını da nasıl zorladığını ortaya koydu.

Hakan Fidan Eski 07022024 7

DARBE GİRİŞİMİNİN İLK VE EN NET AYAĞI

7 Şubat MİT kumpası, Türkiye için tam anlamıyla dönüm noktası oldu. Bu kumpas, Fetullahçı Terör Örgütü’nün AK Parti hükümetine karşı yürüttüğü darbe girişimlerinin “en açık” ayağı olarak görüldü. Kumpas, halkın desteğini arkasına alan hükümetin kararlı tutumuyla püskürtüldü. Fakat FETÖ pes etmedi ve MİT kumpasının ardından 17-25 Aralık 2013 yargı darbesi, Ocak 2014 MİT Tırları kumpası ve 15 Temmuz 2016 işgal girişimleriyle Türkiye'yi kaosa sürüklemeye çabaladı. Bu girişimler de, daha öncekiler gibi Türk milletinin ortaya koyduğu iradeyle akamate uğratıldı.

Mahkeme 07022024 Aa

34 SANIK YARGILANDI

7 Şubat MİT krizi ile ilgili olarak, 15'i firari 34 sanık hakkında "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "silahlı terör örgütüne üye olma", "devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme" ve "görevi kötüye kullanma" suçlarından dava açıldı. Yargılama 22 Haziran 2020'de başladı.

YÜKSEK PROFİLLİ SANIKLARA AĞIR CEZALAR

Mahkeme, FETÖ'nün hükümete karşı giriştiği ilk açık darbe girişimine ilişkin davada kararını verdi. 8'i tutuklu toplam 18 sanığın yargılandığı davada, 3 Mart 2021'de önemli bir karar açıklandı. Sanıklar arasında eski emniyet müdürleri ve örgütün "emniyet mahrem imamları" da bulunuyor.

AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS CEZASI

Eski emniyet müdürleri Yurt Atayün, Ali Fuat Yılmazer, Kazım Aksoy, Erol Demirhan, Nuh Mehmet Damgacı, Ayhan Albayrak ve diğerleri, "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini engellemeye teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edildi. Aynı zamanda, sanıklar üzerine "nitelikli resmi belgede sahtecilik" suçundan da 9'ar yıl hapis cezası verildi.

DİĞER SANIKLARA VERİLEN CEZALAR

Eski polisler ve bir gazeteci olan sanıklar da "silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "soruşturmanın gizliliğini ihlal" suçlarından 7 yıl 6 ay ile 8 yıl 4 ay arasında değişen hapis cezalarına çarptırıldı. Bazı sanıkların beraatine karar verilirken, "darbeye teşebbüs" suçundan cezalandırılan sanıkların hükmen tutuklanmasına karar verildi.

YARGITAY BOZDU

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Ceza Dairesi (istinaf), FETÖ'nün "7 Şubat MİT kumpası" davasına dair dosya üzerinden yaptığı incelemede, 15 sanık hakkında yerel mahkeme tarafnıdan verilen mahkumiyet kararlarını hukuka uygun buldu ve tarafların itirazı üzerine dosyaya bakan Yargıtay 3. Ceza Dairesi, temyiz taleplerini inceleyerek 20 Şubat 2023'te karara bağladı. Sanıklar, avukatları ve müdahil Cumhurbaşkanlığının temyiz itirazlarını yerinde gören Daire, beraat kararları ile mahkumiyet hükümlerinin bozulmasına, diğer taleplerin reddine hükmetti. 3. Ceza Dairesi, tutuklu 10 sanığın tahliye taleplerini reddetti ve dava dosyasını yerel mahkemeye gönderdi. İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay'ın bozma kararına uyarak, dosyayı yeniden görüyor. Dava, kapalı oturumda devam ediyor.

Editör: Mevlüt Peker