İzmir'de kar payı vaadine inanıp, faizsiz kazanç elde etmek isteyen, gurbetçilerin de aralarında olduğu çok sayıda kişiden 80 kilogram altın toplayarak dolandırıcılık yaptıkları ileri sürülen kuyumcu Ü.S. ve kardeşi E.S., suç duyurusuyla gözaltına alınıp, tutuklandı. Kardeşlere verdiği 2,5 kilogram altını geri alamadığını belirten gurbetçi Levent Güzhan, "Kardeşim gibi güvendim ve hanımın bileziklerine kadar verdim ancak dolandırıldım" dedi.

Bayraklı ilçesinde kuyumcu Ü.S., iddiaya göre, bankalardan kredi almak istemeyenlere dükkanından altın alabileceklerini; kendisinin de bu altınları 'al-sat' yapıp, işleterek elde edilen gelirden kar payı verebileceğini söyledi. Bu yöntemle altın satan ya da altın alan Ü.S., bir süre kişilere 'kar payı' adı altında çeşitli gramajlarda altın dağıttı. Ü.S. ve kendisi gibi kuyumcu kardeşi E.S., sonraki süreçte kendilerinden altınlarını isteyenleri oyalamaya başladı. Dolandırıldıklarını anlayan bazı kişiler, kardeşler hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Soruşturmada, 2 kardeşin, bugüne kadar 80 kilogram altın topladıkları, dolandırdıkları kişilerin çoğunun da yurt dışında yaşayan gurbetçiler olduğu belirlendi. Geçen hafta gözaltına alınan 2 kardeş, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı hakimlikçe tutuklandı.

'KARDEŞİM GİBİ GÜVENDİM!'

Hollanda'da lokanta işleten Levent Güzhan, Ü.S.'yi yıllar öncesinden tanıdığını belirterek, "Yaklaşık 4 sene önce İzmir'e geldim. Mahallemdeki bir kuyumcuya girdiğimde Ü.S. yanıma geldi. Bana, 'Ağabey sen seneler önce saçları uzun olan Levent ağabey değil misin?' diye sordu. 'Evet, o benim' dedim. Ü.S., seneler önce bizim mahallemizdeki bir kuyumcuda çalışan çırakmış. Böylelikle sohbetimiz başladı. Bir süre sonra aile gibi olduk. Baktım namazında niyazında biri, güvendim. O günden sonra da diyaloğumuz sürdü. Kardeşim gibi güvendim ve hanımın bileziklerine kadar verdim. Her geldiğimde, kendisine altın vermeye başladım. Birikimime bağlı olarak bize kar payı veriyordu. Bu böyle bir süre devam etti ancak sonrasında dolandırıldım" diye konuştu.Arkadaşları ve eşinin, kendisini çok uyardığını anlatan Güzhan, "Dinlemedim. Dolandırıldığımı bilmeme rağmen hala bir tarafım başka bir şey söylüyor. 2,5 kilogram altın verdim. 1 hafta önce arkadaşım aradı ve 'Altınların üzerine bir su iç' dedi. Bunun üzerine Ü.S.'yi arayıp altınlarımı istedim. Sıkışık olduğunu belirtip, çeşitli bahaneler önü sürdü. 1 hafta önce de tutuklandığını öğrendim. Kimseye güvenemeyecek duruma geldim. Buradaki akrabalarımdan daha fazla bu kişilerle görüşüyordum. Saatlerce birlikte oturuyorduk. Türk adaletine güveniyorum. İnşallah kısa süre içinde hak ettiği cezayı alır" dedi.

'TÜM MAĞDURLAR SONUNA KADAR MÜCADELE ETMELİ!'

Güzhan'ın avukatı Murat Turgut Minar da dolandırılan kişilerin çoğunun dini duygularla banka faizinden kaçıp, faizsiz kazanç elde etmek isteyen gurbetçiler olduğuna dikkat çekerek, "Müvekkilim de yurt dışında biriktirdiği bir kısım parayı Türkiye'de altın olarak değerlendirmek istemiş. Nihayetinde bu kişiler sadece müvekkilimden değil, onlarca kişiden soruşturma dosyasında yazdığı kadarıyla toplam 80 kilogram altın almışlar. Halihazırda tutuklu bulunuyorlar. Biz gerekli şikayetlerimizde bulunduk. Yargılamanın ivedilikle yürütülüp en kısa sürede hak ettikleri cezayı almalarını diliyoruz. Bu kişilerin, faizsiz kazanç elde etmek isteyen iyi niyetle kişilerden aldıkları paraları ve altınları farklı emlak faaliyetlerine yatırdıklarını ve bunların tapularını da kendi akrabalarının üzerlerine yaptıklarını, gelirlerini gizleme güdümünde olduğunu görüyoruz. Tutuklu kişilerin dışarıdaki yakınları mağdurlarla görüşüp, 'Şikayetçi olmazsanız paralarınız ödenecek' gibi bir algı oluşturuyorlar. Türk hukuk sistemini bilmeyen gurbetçi vatandaşlarımızı baskı altına almaya çalışıyorlar. Tüm mağdurların sonuna kadar mücadele etmesi gerekiyor" diye konuştu.

Editör: TE Bilisim