Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) İstanbul Resim ve Heykel Müzesi Açılış Töreni'ne katıldı. Törende Cumhurbaşkaı Erdoğan’ın yanı sıra Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe, Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan, MSGSÜ Rektörü Prof. Dr. Handan İnci de yer aldı. MSGSÜ İstanbul Resim ve Heykel Müzesi 'Kalıcı Koleksiyon Sergisi' ile sanatseverlere kapılarını açtı.

ŞEHRİMİZE YAKIŞAN MUHTEŞEM BİR ESER OLDU

Burada konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün bu güzel binada Türkiye’nin en modern sanat birikimini yeniden ihya etmenin gururunu yüreğimizde hissediyoruz. Bu önemli eseri İstanbul’umuza ve ülkemize kazandıran Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin değerli yöneticilerini tebrik ediyorum. Binanın elverişsiz şartlarından dolayı müzede yer alan birbirinden kıymetli eserler de maalesef zarar görüyordu. Müzemizin bu sorunu dikkatimize getirildiğinde hemen gerekli talimatları verip koleksiyonun Tophane’ye taşınmasını sağladık. Antrepo’nun çağdaş bir müze binasına dönüştürülmesi için çalışmaları başlattık. Tüm aşamalarını bizzat takip ettiğimiz, yakından ilgilendiğimiz İstanbul Resim ve Heykel Müzesi her açıdan şehrimize yakışan muhteşem bir eser oldu" ifadelerini kullandı. 

ÜLKEMİZİN EN ÖNEMLİ SANAT DESTİNASYONLARINDAN BİRİ OLACAĞINA İNANIYORUM

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Buraya ülkemizin çağdaş sanat hafızası desek yanlış bir tespitte bulunmuş olmayız. Diğer pek çok vasfının yanı sıra müzemiz resim, heykel, seramik ve hat örnekleriyle, Türkiye’nin en büyük sanat koleksiyonuna sahiptir. 1937’deki ilk sergide sadece 320 eser varken, bugün İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nin koleksiyonu 10 binin üzerine çıkmıştır. Müzemizde toplam 806 sanatçının 10 bin 666 eseri bulunuyor. Açılış koleksiyonunda ise 277 sanatçımızın 749 eserine yer veriliyor. Gerek binasıyla gerek koleksiyonuyla İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nin önümüzdeki dönemde sadece İstanbulluların değil, ülkemizin en önemli sanat destinasyonlarından biri olacağına inanıyorum" diye konuştu. 

BİNLERCE YILDIR İNSANLIK TARİHİNİN EN KÖKLÜ MEDENİYETLERİNE EV SAHİPLİĞİ YAPMIŞ BİR ÜLKEDE YAŞIYORUZ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Binlerce yıldır insanlık tarihinin en köklü medeniyetlerine ev sahipliği yapmış bir ülkede yaşıyoruz. İstanbul’un yanı sıra Hatay’dan Kayseri’ye Ürgüp’ten Bursa’ya Efes’ten Hattuşaş’a kadar ülkemizin dört bir tarafında farklı medeniyetlere beşiklik yapmış ören yerlerimiz şehirlerimiz var. Nereye gidersek gidelim, ülkemizin her köşesinden adeta tarih fışkırıyor. 81 vilayetimizin hemen hemen hepsi farklı bir kültürün eserleriyle ilmek ilmek dokunmuş birer Açıkhava müzesi olarak ziyaretçilerini kendine meftun bırakıyor. Şüphesiz, bu güzelliklere sahip olmak kadar onu emanet görüp kıymetini bilmek, korumak, geleceğe en güzel şekilde bırakmak da önem arz ediyor. Maalesef ülke olarak bir dönem bu noktada iyi bir imtihan verdiğimizi söyleyemeyiz.

JAKOBEN ANLAYIŞI GÖREVE GELDİĞİMİZDE RAFA KALDIRDIK

Tarihiyle, medeniyetiyle, kültürüyle, kadim değerleriyle milletimizin bağını koparmak isteyenler ne yazık ki eşsiz kültür varlığımızın kıymetini de bilemediler. Kimi zaman sadece ihmalkarlıkla, sadece imkanların kısıtlı olmasıyla açıklanamayacak türde hüsumet dolu adımlar attılar. Devlet idaresinde makbul, makbul olmayan vatandaş ayrımına gidenler, benzer bir tavrı sanat dallarına yönelik de sergilediler. Örneğin ecdadın bize bıraktığı miras milletimizin bir zenginliği olarak değil tasviye edilmesi gereken bir yük olarak görüldü. Bu zihniyetin elinde Türkiye modern sanat dallarında hak ettiği seviyelere gelemediği gibi, geleneksel sanat dallarında da çok ciddi irtifa kaybetti. Türkiye’nin kültür ve sanat hayatını çoraklaştıran bu jakoben anlayışı 2002’de göreve geldiğimizde tamamen rafa kaldırdık" ifadelerini kullandı.

"GÜZELİ, KALİTEYİ, BAŞARIYI DESTEKLEMENİN ÇABASI İÇİNDE OLDUK"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sanat dalları ve sanatçılarımız arasında ayrım yapmadan güzeli, kaliteyi ve başarıyı desteklemenin çabası içinde olduk. Geleneksel sanat dallarımızın üzerindeki ölü toprağını kaldırırken modern sanat dallarını da asla geri plana itmedik. Ülkemizin kültür ve sanat hayatına zenginlik katacak, bu alanda çeşitliliği artıracak her türlü esere, her türlü proje nitelikli her türlü çalışmaya samimiyetle sahip çıktık. Son 20 yılda toplam 164 müzenin onarım, restorasyon ve teşhir tanzim çalışmalarını yaparak tamamen yeniledik. Ülkemiz genelinde 56 müzeyi ilk kez ziyarete açarken 18 müzemizi de yeni inşa edilen binalarında milletimizle buluşturduk. Koleksiyonuyla dünyanın sayılı örnekleri arasında yer alan Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ni restore ettik. Ülkemizin en önemli kültür yatırımlarından olan Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası binasını 2 yıl önce yeniden inşa edilen İstanbul Atatürk Kültür Merkezi’ni ise geçen yıl 29 Ekim’de hizmete açtık. Göreve geldiğimizde desteklenen özel tiyatro sayısı sadece 59 iken bugün bu rakam 428’i buldu. Devlet Opera Balesi temsil sayısı 584’ten 707’ye çıktı" diye konuştu. 

SANAT ANLAYIŞIMIZ EVRENSELİ KUCAKLAMAK ÜZERİNE KURULU

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye’den yurt dışına kaçırılan eserlerin tekrar vatanına dönmesi için mücad   ele veriyoruz. Yaptığımız hukuki ve diplomatik çalışmalar neticesinde şimdiye kadar 9 bin 34 eseri yeniden ait oldukları topraklara kavuşturduk. Öte yandan kalabalık etkinliklere salgın şartlarının müsaade etmediği o zor günlerde sanatçılarımızı kendi kaderlerine terk etmedik. Sinemadan müziğe, tiyatrodan yayıncılarımıza kadar hemen her sektöre sağladığımız destek ve teşviklerle sanat camiamızın yanında olduk. Bizim sanat anlayışımız ülkemizin yerli ve milli değerlerini göz ardı etmeden evrenseli kucaklamak üzerine kuruludur. Biz siyasette, diplomaside, eğitimde olduğu kadar, sanatta da bir ayağımızı bu topraklara basıyor, diğeriyle de tüm dünyayı kuşatmaya çalışıyoruz. Hiçbir komplekse kapılmadan, insanlığın ortak birikiminden azami derecede istifadenin gayretindeyizö dedi.

SANATI TEKELLEŞTİREN ÇARPIK BAKIŞ AÇILARINI REDDEDİYORUZ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sanatı tekelleştiren, sanatçıları toplumun karşısında konumlandıran çarpık bakış açılarını reddediyoruz. Sanatçıyı bağrından çıktığı milletin bir ferdi, sorumlu bir üyesi görmek yerine adeta onu mürebbiyesi gibi gösterme peşinde koşanlar, kesinlikle iyi niyetli değillerdir. Bu tür ötekileştirici, hatta düşmanlaştırıcı yaklaşımların kimseye faydası dokunmadığı gibi kaybedeni ise sanatçılarla birlikte topyekün milletimiz olmaktadır" ifadelerini kullandı. 

FAİLLERİN HAK ETTİĞİ CEZAYI ALMASI İÇİN MESELENİN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara’da istek şarkı yüzünden öldürülen müzisyen Onur Şener cinayetiyle ilgili, "Hunharca katledilen müzisyen bir kardeşimizin acısını istismar etmek, bunu siyasetin malzemesi haline getirmek, böyle elim bir hadise üstünden farklı hesaplar görmek ne ahlakidir, ne insanidir ne de vicdanidir. Bu her şeyden önce babasını kaybeden kız çocuğumuza genç yaşta evladını veren ailesine, hayat arkadaşına veda eden eşine yapılmış bir zulümdür. Hepimizin yüreğini dağlayan hadiseler karşısında elbette tepkimizi göstereceğiz. Faillerin hak ettiği cezayı alması için meselenin takipçisi olacağız. Bunu yaparken maktulün sevdiklerini yaralayan, acılarını daha da derinleştiren fevriliklerden uzak duracağız. Bu konuda sanatçısından gazetecisine, siyasetçisinden sokaktaki vatandaşına kadar hepimize önemli sorumluluklar düşüyor" diye konuştu.

2023’E DAYANIŞMA İÇİNDE GİRMEYİ HEDEFLİYORUZ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını kutlayacağımız 2023 senesine sanatçısıyla, siyasetçisiyle, kadını erkeği, genci yaşlısıyla, 85 milyon olarak tam bir dayanışma içinde girmeyi hedefliyoruz. Türkiye Yüzyılı diye sembolleştirdiğimiz bu yeni dönemin inşasında akademisyenlerimizle, bilim adamlarımızla birlikte, sanatçılarımızın da öncü rol oynamasını bekliyoruz" dedi.

Editör: TE Bilisim