Cumhurbaşkanı Erdoğan: Tüm iddialar yargıya intikal etti
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İtalya ziyaretinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, İmamoğlu'nun tutukluluğuyla ilgili olarak, "Paniklemiş vaziyetteler. Bu süreçte tüm iddialar yargıya intikal etmiş durumdadır" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz gün Türkiye-İtalya 4. Hükümetlerarası Zirvesi kapsamında İtalya’ya günübirlik bir ziyaret gerçekleştirdi. İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ile görüşen Erdoğan, ziyaretinin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan şu sözleri kullandı:
İtalya Başbakanı Sayın Georgia Meloni'yle birlikte eş başkanlığını yaptığımız zirvede, ilgili bakanlarımızın da iştirakiyle hem ikili ilişkilerimizi hem de bölgesel ve küresel meseleleri istişare etme fırsatı bulduk. İş birliğimizi farklı alanlarda derinleştirme yönünde önemli kararlar aldık. Forum vesilesiyle firmalarımız ve İtalyan şirketleri arasında muhtelif iş birliği alanlarında 10’dan fazla mutabakat ve anlaşma imzalandı.
MATARELLA'YI VE MELONI'Yİ ÜLKEMİZE DAVET ETTİM
Ziyaretim kapsamında İtalya Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella’yla da yararlı bir görüşme gerçekleştirdik. Cumhurbaşkanı Mattarella'yı ve Sayın Meloni'yi ülkemize davet ettim. Ayrıca Papa Fransuva'nın vefatı nedeniyle Vatikan'a taziye ziyaretinde bulundum ve Papalık Makam Vekili Kevin Joseph Farrell’le görüştüm.
TERÖRSÜZ TÜRKİYE SÜRECİNDE SON DURUM
Bildiğiniz gibi Sırrı Süreyya Önder DEM heyetinin içerisindeydi. Allah şifalar versin. Bu işi, biliyorsunuz, Millî İstihbarat Teşkilatı Başkanlığımız yürütüyor ve İbrahim Kalın Bey bu konuda çalışmalara öncülük yapıyor. Hedefimiz Türkiye’nin birliğini, bütünlüğünü, kardeşliğini dinamitlemeye çalışan terör belasından artık tamamen kurtulmak ve geleceğe yürümektir. Biz, terörle mücadelede önemli başarılar elde ettik. Demokratikleşme konusunda, en ileri adımları attık. Terörün artık tamamen ortadan kaldırılması ve yeni bir dönemin kapılarının açılması için de Cumhur İttifakı olarak güçlü, kararlı bir irade ortaya koyduk. Artık terör örgütü de çıkmaz yola girdiğini anlamalı ve kendilerine yapılan çağrının gereğini yerine getirmelidir. Bu süreçteki en büyük motivasyonumuz evlatlarımıza terörsüz bir Türkiye, terörsüz bir ülke bırakmak. Biz motivasyonumuzu koruyoruz. Sivil siyasetin güçlendiği, huzurun kökleştiği, kaynaklarımızın geleceğe, teknolojiye, kalkınmaya ayrılacağı bir Türkiye için çalışıyoruz. Türkiye’de tefrikaya artık yer olmadığını dost-düşman görecek, milletimizin toplu vuran sinesini hiçbir topun sindiremeyeceğini anlayacaklardır. Daha önce de söyledim: Terörsüz Türkiye, bir al-ver süreci değil, bir kardeşlik iklimidir. Milletimizin onlarca yıllık özlemidir.
İMAMOĞLU DAVASINDA KAMERALARIN BANTLANDIĞI GÖRÜNTÜLER
Bunun cevabını İçişleri Bakanımız zaten en güzel şekilde verdi ve bu tür bir uygulamanın olmadığını, olamayacağını bildirdi. Fakat ana muhalefetin başındaki zat, inanın sorsanız “jammer nerede, ne işe yarar?” bunu bile bilmez. Benim kendi çalışma ofisimde, kendi odamda hangi aletler var, bunun hesabını herhalde Özgür Özel'e verecek değilim. Kalkıp da kameraları bantlamak, onlarla uğraşmak, bu tür davranışlar bizim kitabımızda yazmaz. Öyle bir uygulama bizde yok, buna gerek de yok. Çünkü bu tür yolsuzluğa biz tevessül etmeyiz. Orada valizlerle ne taşınmış? Bu benim işim mi? O valizlerle kim ne getirdi, ne götürdü onun hesabını onlar versin. Ama bunu yapmıyorlar, yapamıyorlar. Paniklemiş vaziyetteler. Bu süreçte tüm iddialar yargıya intikal etmiş durumdadır. Hatırlarsınız, eskiden gazeteler, ayıplı iş yapanların fotoğraflarını yayımlar, gözlerine de bant çekerlerdi. Ayıplı siyasetin odağı CHP, millete bantların arkasına yine neyi sakladıklarını, hangi şaibeli işlere giriştiklerini izah etmek zorundadır. Ayrıca konunun güvenlik kaygısı olmadığı, güvenlik güçlerimizin açıklamalarıyla açık bir şekilde ortaya çıkmıştır.
CHP YÖNETİMİ SİYASETİ ENFEKTE ETMEKTEDİR
Bizim bu noktada herhangi bir sıkıntımız olmadığı için rahatız, ama ana muhalefetin başındaki zatın bu konuda derdi çok. Mevcut CHP yönetimi, siyaseti enfekte etmektedir. Sokakları karıştırarak, insanları birbirlerine düşürerek, gündem değiştirme telaşları açıkça görülmektedir. Bunlar, kendilerini kurtarmak için ülkeyi ateşe vermekten çekinmeyecek kadar izanı kaybetmişler. Düşünün, bir siyasi parti, -ki ana muhalefet partisinden söz ediyoruz- yolsuzluk iddialarını örtbas etmek için illegal örgütlerle iş birliği yapıyor, Ticaret Kanununu ihlal ediyor ve dahası millî güvenliği tehdit edecek bir noktaya geliyor! Batı’ya ve Batılı medya kuruluşlarına yalvarıyor. Türkiye’nin ekonomisini, şirketlerini, yargı mensuplarını tehdit edecek kadar ileri gidiyor. Bunları, milletimizin ferasetine havale ediyorum.