Tele1 canlı yayınında kullandığı ifadeler sonrası gözaltına alınan ve gün içerisinde çıkarıldığı mahkemece tutuklanan Sedef Kabaş olayı gündemdeki sıcaklığını koruyor. Gazeteci Kabaş'ın gece saatlerinde gözaltına alınması tartışılırken ceza hukukçusu Prof. Dr. Ersan Şen, sosyal medya hesabından değerlendirmelerde bulundu.

'SUÇ HALİNDE YAKALANAN KİŞİ'

Prof. Ersan Şen'in sosyal medya hesabından yaptığı açıklamalar şu şekilde:

"Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı esastır. Bu hürriyet ve hak, yalnızca Anayasa m.13’e ve 19’a göre, İHAS m.5 de gözetilerek kanunla sınırlanabilir. Gözaltı; CMK m.91’de düzenlenmiş olup, ancak CMK m.90’a göre suçüstü halinde yakalanan kişiye, cumhuriyet savcısının kararı ile uygulanabilen bir tedbirdir. Yeni CMK’da, Eski CMUK’da olduğu gibi “suçun toplumda infial uyandırması” da tutuklama sebebi olarak kabul edilmemiştir.

'ZORLA GETİRTME' DEĞERLENDİRMESİ

Kamu düzenini bozan suçüstü hallerinde bazı suçlarla ilgili kolluk amiri de gözaltı yapabilir. Bunun dışında; ifadesi alınacak kişi CMK m.145 gereğince çağrılır, yani yakalanamaz ve gözaltına alınamaz. Zorla getirme ise; hakkında tutuklama kararı verilmesi veya yakalama emri düzenlenmesi için yeterli somut sebepler bulunan, yani davete rağmen gelmeyen veya çağrı yapılamayan şüphelinin cumhuriyet savcısı tarafından zorla getirilmesine karar verilebilir.

'ADALETTEN KAÇMA YA DA DELİL KARARTMA'

Ancak zorlama getirme için; şüphelinin suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delillerin yanında, adaletten kaçma veya delil karartma ihtimalini ortaya somut olguların ve dolayısıyla tutuklama nedeninin varlığı veya çağrıya rağmen gelmeme veya çağrı yapılamama hallerinden en az birisi gerekir. Bir gün, bir hafta veya bir ay önce işlendiği iddia edilen suçta suçüstü hali olmaz. Bu durumda ilgili kişi; ya ifade için davet edilir veya CMK m.146’da aranan somut şartlar varsa zorla getirilebilir.

'İFADE HÜRRİYETİ VE ELEŞTİRİ HAKKI'

CMK m.90 ve m.91 dışında gözaltı olmayacağı gibi, zorla getirme de sadece m.146’da gösterilen hallerle sınırlıdır. 2017 yılı Anayasa değişikliği ile değişen yönetim sistemi sonrasında TCK m.299’un kaldırılıp, yerine m.125’in tatbikinin gerekliliği ile ifade hürriyeti ve eleştiri hakkı kapsamında yaşanan tartışmalar ise, işin dikkate alınması gereken ayrı bir yönüdür."

'SONUNA KADAR ADALETİ SAVUNACAĞIM'

Kasten işlenen suçlarda 3 yıla kadar, taksirle işlenen suçlarda da 5 yıla kadar kesinleşen cezalarda cumhuriyet savcısı kişiye “gel teslim ol” diye tebligat yapıyor, İnfaz Kanunun gereği olarak. Bu durumda kanun koyucu benim vatandaşım üç yıla kadar hapis cezalarında kaçmaz diyor. Bir tür karine oluyor. Hakaret suçunda kişi ne ceza alacak ki kaçacak diye tutuklanıyor… Suç var mı yok mu soruşturmak gerek, sonra da dava için Adalet Bakanının izni lazım. Suçüstü var mı yok, gözaltı mümkün mü değil… Yargı mensuplarının ve siyasilerin açıklamaları suçsuzluk/masumiyet karinesi karşısında sorunlu mu evet!.. Biz doğruları yazıyoruz, bazıları diyor ki “ülkede hukuk mu, bağımsız yargı mı kaldı, geç bunları”… Şaşırmıyorum, çok üzgünüm ne yazacağız, yapılan yanlışlara doğru mu diyeceğiz, yanlışları meşrulaştırıp da sineye mi çekelim, asla! Sonuna kadar hukuku ve adaleti savunacağım…"

Editör: TE Bilisim