Ortadoğu'da devam eden çatışmaların yüreği burkan bilançosu gün yüzüne çıkmaya devam ediyor. Gazze Şeridi, İsrail güçlerinin yoğun saldırıları altında geçen bir ayın ardından yıkım ve acıyla boğuşuyor. Bölgede, sivil halka yönelik saldırılarda yaşanan can kaybı ve yıkımın boyutları, uluslararası camianın gündemindeki sıcaklığını koruyor. Sivil yaşam alanları, sağlık kurumları, eğitim yuvaları ve ibadethanelerin hedef alındığı saldırılar neticesinde, 4.104'ü çocuk, 2.641'i kadın olmak üzere toplam 10.022 Filistinli'nin yaşamını yitirdiği, en az 25.000 kişinin yaralandığı acı tablo ortaya kondu.

GAZZE'YE AKIŞLAR KESİLDİ

Gazze'nin dört bir yanını saran İsrail güçleri, bölgeye yönelik ablukayı daha da şiddetlendirme kararı aldı. İsrail Savunma Bakanı Gallant'ın 9 Ekim tarihli açıklaması ile Gazze'ye gıda, elektrik ve yakıtın kesintisiz akışının durdurulacağı ifade edildi. İlerleyen günlerde, bölgeye insani yardımların ulaşımının engellendiği, temel ihtiyaç maddelerinin akışının tamamen kesildiği gözlemlendi.

Dünya genelinde birçok ülke dışında, uluslararası topluluk, İsrail'in Gazze Şeridi'nde uyguladığı bu kesintilerin savaş suçu olduğuna dikkat çekti. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze'ye yönelik saldırıların bölgenin geleceğini değiştireceği yönündeki düşüncelerini dile getirdi. Savunma Bakanı Gallant ise 10 Ekim'de yaptığı açıklamayla İsrail güçlerinin "tüm kısıtlamaları kaldırdığını ve geniş çaplı saldırıya" geçtiğini belirtti.

Binyamin Netanyahu'nun bu sözlerinin ardından İsrail, Gazze üzerindeki hava saldırılarını yoğunlaştırdı ve bölgede seçici olmaksızın pek çok sivil alan vuruldu.

11 Ekim'de, Hamas'ın esir aldığı bir Yahudi yerleşimci kadın ve çocuğun serbest bırakıldığı haberi geldi.

Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail'in dört günlük saldırıları sonucunda 1.055 kişinin yaşamını yitirdiğini, 5.184 kişinin de yaralandığını açıkladı.

YASAKLI SİLAHLAR KULLANIMI

Uluslararası hukuku hiçe sayan bir başka gelişme ise, New York merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün (HRW), İsrail'in Gazze ve Lübnan'da beyaz fosfor kullanımına dair kanıtlar sunması oldu. Uluslararası Af Örgütü de, İsrail askeri birliklerinin Gazze'yi fosfor bombalarıyla vurduğuna ilişkin delilleri paylaştı. Anadolu Ajansı'nın foto muhabirinin çektiği fotoğraflar da bu deliller arasında yer alıyordu. Gazze Sağlık Bakanlığı ise 13 Ekim'de Durra Çocuk Hastanesi'nin fosfor bombasıyla hedef alındığını duyurdu.

İsrail'in 13 Ekim'de Gazze Şeridi'nin kuzeyinde yaşayan yaklaşık 1,1 milyon insanı güneye geçmeye zorladığı ve bu süreçte yerlerinden edilen insanların oluşturduğu konvoyun İsrail güçleri tarafından bombalandığı bilgisi geldi. Gerçekleşen bu saldırılarda en az 70 insan hayatını kaybetti.

Bu olaylara rağmen, ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya gibi Batılı ülkeler, İsrail'in bu saldırılarını kınamak konusunda sessiz kalmayı tercih etti.

Lübnan'ın güneyinde ise İsrail güçlerinin hedef aldığı bir başka alan medya mensupları oldu. Burada gerçekleştirilen saldırıda Reuters Haber Ajansı'nın kameramanı Abdullah'ın yaşamını yitirdiği, altı medya mensubunun ise yaralandığı acı haberini aldık.

GAZZE'DE BİR HASTANEYE DAHA SALDIRI

Gazze'de bulunan ve binlerce hastaya hizmet veren El-Ehali Hastanesi, İsrail'in bölgeden çekilme talebine yanıt vermeyenlerin bulunduğu bir dizi tesis arasında yer aldı. 15 Ekim'de ise hastaneye yönelik bir saldırı düzenlendi.

HASTANE VURULDU: KENT SARSILDI

17 Ekim akşam saatlerinde İsrail tarafından Gazze'nin bir başka hastanesi olan El-Ehli Baptist Hastanesi hedef alındı. Bu saldırı, 471 kişinin ölümüyle sonuçlanırken, olay bölge halkı ve dünya genelinde büyük tepkilere neden oldu.

18 Ekim'de ise Brezilya, Gazze'ye insani yardımların ulaştırılması amacıyla ateşkese gidilmesini öneren bir karar tasarısı getirdi. Ancak, BMGK'da onaylanan tasarı, ABD'nin vetosu ile engellendi.

TARİHİ KİLİSE BOMBALANDI, SİVİLLER ÖLDÜ

İsrail, 20 Ekim'de Gazze'nin simge yapılarından biri olan ve sivillerin sığınağı haline gelen Aziz Porphyrius Rum Ortodoks Kilisesi'ni bombaladı. En az 8 kişi yaşamını yitirdi, çok sayıda insan yaralandı.

MÜLTECİ KONVOYUNA HAVA SALDIRISI: 70 CAN KAYBI

Gazze'nin kuzeyinden güneye doğru hareket eden ve yaklaşık 1,1 milyon insanı barındıran mülteci konvoyu, İsrail güçleri tarafından hava saldırısına uğradı. Bu trajik olayda 70 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi.

MEDYA MENSUPLARI HEDEF ALINDI

İsrail, Lübnan'ın güneyine düzenlediği saldırıda medya mensuplarını da hedef aldı. Reuters Haber Ajansı'ndan bir kameramanın ölümü ve altı medya çalışanının yaralanması haberi acı bir gerçek olarak karşımıza çıktı.

Bu saldırılar karşısında Batı dünyasından beklenen tepkiler gelmedi. ABD, İngiltere, Fransa ve diğer müttefik ülkeler, İsrail'in eylemlerini kınamakta sessiz kaldılar.

GUTERRES: "HAMAS'IN SALDIRILARI BOŞUNA DEĞİL"

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, yaşananlarla ilgili, "Hamas'ın saldırıları durduk yere ortaya çıkmadı. Filistin halkı 56 yıldır boğucu bir işgal altında." dedi. DSÖ ise İsrail güçlerinin Filistin'deki sağlık hizmetlerine yönelik saldırılarda 493 kişinin hayatını kaybettiğini belirtti.

BM Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese, İsrail saldırılarında ölen Filistinlilerin %40'ının çocuk olduğunu ifade etti.

Kassam Tugayları tarafından yapılan açıklamada, Gazze Şeridi'ne yönelik İsrail saldırılarında İsrailli esirlerden 50'sinin öldüğü belirtildi.

SİVİLLERİN SIĞINDIĞI TESİS BOMBALANDI: ŞİFA HASTANESİ VURULDU

İsrail ordusunun sözcüsü Daniel Hagari, 27 Ekim tarihinde basına yaptığı açıklamada, Gazze'deki Şifa Hastanesi'nin altında Hamas komuta merkezinin bulunduğu iddiasını öne sürdü. Sözcü, hastanelerin boşaltılmasını talep etti ve aksi halde saldırıya uğrayabileceklerini belirtti.

HASTANE VE KAMPLARA YIKIM: GAZZE'DE CAN KAYIPLARI ARTIYOR

İsrail'in 30 Ekim'deki saldırılarında Gazze'nin çeşitli bölgelerindeki sağlık kuruluşlarına saldırı düzenlendi. Kuzey Gazze'de Endonezya Hastanesi, şehrin batısında Filistin Kızılayı tarafından işletilen Kudüs Hastanesi, Gazze Avrupa Hastanesi ve Türkiye-Filistin Dostluk Hastanesi İsrail'in hedefleri arasındaydı. Aynı günlerde Cibaliya Mülteci Kampı'na yapılan saldırılarda en az yüz insan hayatını kaybetti.

Sınır Tanımayan Gazeteciler, İsrail'in gazetecilere yönelik saldırılarının savaş suçu teşkil ettiği gerekçesiyle Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne başvuruda bulundu.

1 Kasım'da Mısır Sağlık Bakanlığı, Gazze Şeridi'nden Refah Sınır Kapısı üzerinden ülkeye çok sayıda yaralıyı kabul ettiklerini duyurdu, bunlar arasında yabancı uyruklular da vardı.

İsrail, daha önce tehdit ettiği Gazze'nin en büyük sağlık tesislerinden biri olan Şifa Hastanesi'ni 3 Kasım'da bombaladı. Hastaneye yönelik bu saldırıda ambulans konvoyu da dahil olmak üzere 13 kişi yaşamını yitirdi, 26 kişi yaralandı. İsrail'in saldırıları Kudüs ve Endonezya hastanelerinin çevresinde de sürdü.

Fransız haber ajansı AFP, Gazze'deki ofisinin İsrail saldırılarında ağır hasar gördüğünü bildirdi.

Fransa Dışişleri Bakanlığı'na bağlı çalışan Fransız Enstitüsü, İsrail saldırılarında vuruldu. Paris yönetimi, İsrail'den bu saldırının gerekçesini açıklamasını istedi.

Gazeteci Muhammed Ebu Hatab ve ailesinden on bir kişi, Han Yunus kentinde gerçekleşen bombardımanda hayatlarını kaybetti.

İSRAİL BAKANINDAN ŞOK EDİCİ TEHDİT: NÜKLEER SALDIRI UYARISI

İsrail'in Miras Bakanı Amihai Eliyahu, Gazze'ye nükleer silah kullanma tehdidinde bulundu. Bakanın bu açıklaması İslam dünyasında büyük rahatsızlık yarattı.

Gazze hükümetinin Medya Ofisi Başkanı Selame Maruf, 4 Kasım'da yaptığı açıklamada İsrail saldırılarının 55 camiyi tamamen yıktığını, 112 caminin ise zarar gördüğünü ifade etti.

BASINA AĞIR DARBE: GAZETECİ KAYIPLARI

AA kameramanı Muhammed el-Alul, İsrail saldırılarında dört çocuğunu ve üç kardeşini kaybetti. Gazze ve Lübnan'daki çatışmalarda yaşamını yitiren gazeteci sayısı 49'a ulaştı.

MİLYONLARCA FİLİSTİNLİ YERLERİNDEN EDİLDİ

İçişleri Bakanlığı Sözcüsü İyad el-Bezm, İsrail'in yerinden etme stratejisi kapsamında barınma merkezleri ve hastaneleri hedef aldığını belirtti. Bezm'e göre, 1 milyon 600 binden fazla Filistinli evlerini terk etmek zorunda kaldı.

Tel Aviv hükümeti, Gazze'den yapılan saldırılarda 1400'den fazla İsraillinin hayatını kaybettiğini, bunların 315'inin asker olduğunu açıkladı. İsrail kaynaklarına göre, 31 Ekim'den itibaren çatışmalarda ölen asker sayısı 30'a yükseldi. Ancak, Filistinli gruplar ve yerel gazeteciler, İsrail askerlerinin ölüm sayısının daha fazla olduğunu iddia ediyor.

Kassam Tugayları, 242 İsrailli esiri tutuyor.

İşgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs'te İsrail güçleri ve yerleşimciler tarafından 163 Filistinli öldürüldü. Batı Şeria'da bir İsrail askeri öldü.

BM'nin ilgili kurumu UNRWA, İsrail saldırılarında 89 personelinin öldüğünü duyurdu.

Lübnan'da ise Hizbullah ile İsrail arasındaki çatışmalarda 63 Hizbullah mensubu hayatını kaybetti, İsrail tarafında ise dört asker öldü.

Kaynak: AA