Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı'nın koordinasyonunda Türk Havacılık Uzay Sanayii (TUSAŞ) tarafından geliştirilen, Türkiye'nin 5. nesil milli muharip uçağı KAAN, 21 Şubat'ta ilk uçuşunu başarıyla tamamladı. Bu tarihi an, Türkiye'nin savunma sanayii alanındaki ilerleyişinin bir göstergesi olarak kayıtlara geçti.
ASAM BAŞKANI DR. ERAY GÜÇLÜER'DEN KAAN DEĞERLENDİRMESİ
ASAM Başkanı ve Terör Güvenlik Uzmanı Dr. Eray Güçlüer, KAAN'ın gelişim sürecini değerlendirdi. Projenin zorluklarla dolu yolculuğuna dikkat çeken Güçlüer, iç tehditler ve bürokratik engellerin projenin ilerlemesinde ciddi zorluklar yarattığını belirtti. Güçlüer, "KAAN projesi, yola inanmış kişilerle çıkanların zaferidir" diyerek, projenin başarısının arkasındaki kararlılık ve azmi vurguladı.
MİLLİ MUHARİP UÇAK KAAN'IN ÖNEMİ
KAAN'ın, Türkiye'nin savunma sanayindeki bağımsızlığını pekiştiren önemli bir adım olduğunu ifade eden Güçlüer, projenin sadece finansal kaynaklarla değil, aynı zamanda ileri teknoloji ve yenilikçi düşünceyle mümkün olduğunu anlattı. Güçlüer, KAAN'ın, Türkiye'nin savunma sanayiinde geldiği noktayı gözler önüne seren bir başarı hikayesi olduğunu vurguladı.
TÜRKİYE'NİN BALKANLARDAKİ HAVA ÜSTÜNLÜĞÜ: KAAN'IN ROLÜ
Türkiye'nin savunma alanında attığı dev adımlardan biri olan KAAN uçağının, 2028 yılında Türk Hava Kuvvetleri'ne teslim edilmesi planlanıyor. ASAM Başkanı Dr. Eray Güçlüer, 2027-2028 yıllarında 24 adet KAAN uçağının hava kuvvetlerimize katılacağını açıkladı. Bu durum, Türkiye'nin bölgesel hava gücündeki konumunu güçlendirecek.
TÜRKİYE'NİN YUNANİSTAN'A KARŞI HAVA ÜSTÜNLÜĞÜ
Güçlüer, Türkiye'nin Yunanistan'dan önce 5. nesil uçak kapasitesine ulaşacağını belirterek, Yunanistan'ın F-35 teslimatının 2030 yılında gerçekleşeceğine dikkat çekti. Türkiye'nin planladığı 400 KAAN uçağı ile Yunanistan'a teslim edilecek 40 F-35 arasındaki farka vurgu yaptı.
JEOPOLİTİK DENGEDE DEĞİŞİM VE HAVA ÜSTÜNLÜĞÜ
Güçlüer'in değerlendirmelerine göre, KAAN projesi, Türkiye'nin bölgesel jeopolitik dengelerde daha belirleyici bir rol oynamasını sağlayacak. Orta Doğu, Afrika ve özellikle Balkanlar'da hava üstünlüğünün Türkiye'ye geçeceğini belirten Güçlüer, bu üstünlüğün stratejik avantajlarını vurguladı. Hava gücünün sahadaki askeri operasyonlarda ve emperyalist güçlerin bölgesel etkinliklerinde oynadığı rolün altını çizdi. Türkiye'nin hava üstünlüğü ile bölgede yeni bir güvenlik mimarisi oluşacağını ifade etti.
TÜRKİYE'NİN TEKNOLOJİK SÜPER GÜCÜ: KAAN'IN İLERİ TEKNOLOJİSİ
ASAM Başkanı Dr. Eray Güçlüer, Türkiye'nin geliştirdiği 5. nesil milli muharip uçak KAAN'ın, teknolojik olarak en üst düzeyde olduğunu belirtti. KAAN'ın, F-35, SU-57 ve J-20 gibi dünya çapındaki uçaklarla kıyaslandığında entegrasyon kabiliyeti ve teknolojik özellikleriyle öne çıktığını vurguladı.
MÜHENDİSLERİN BAŞARISI VE KAAN'IN GÜCÜ
Geliştirilen motor teknolojisiyle KAAN'ın, F-35'ten dahi güçlü olduğunu ifade eden Güçlüer, bu başarının Türk mühendislerinin üstün çabalarının bir sonucu olduğunu söyledi. KAAN'ın bölgede yeni bir dönem başlatacağını, Türkiye'nin jeopolitik hinterlandında dengelerin artık milli politikalara göre şekilleneceğini dile getirdi.
KAAN İLE DEĞİŞEN JEOPOLİTİK DENGE VE MİLLİ GÜÇ
KAAN'ın, Türkiye'yi 5. nesil uçak üretebilen dünya devleri arasına soktuğunu belirten Güçlüer, uçağın insansız hava araçları, havadan ihbar ve kontrol platformları ile entegre çalışabileceğini aktardı. Yeni nesil silahlarla donatılacak KAAN'ın, süpersonik hızda ve hassas vuruş yeteneklerine sahip olacağını vurguladı.
TEST VE AR-GE ALTYAPISININ GÜÇLENMESİ
KAAN programı kapsamında, Yıldırım Test Tesisi, Radar Kesit Alanı Test Tesisi ve Rüzgar Tüneli Tesisi gibi dünyanın sayılı test merkezlerinin Türkiye'ye kazandırıldığına değinen Güçlüer, bu tesislerin test verilerini işleme kabiliyetini artıracağını ifade etti. Bu gelişmelerin, KAAN'ın gelişim sürecine büyük katkılar sağlayacağını ve Türkiye'nin savunma sanayindeki bağımsızlığını pekiştireceğini belirtti.
