Ekran Haberden Fatma Nur Duman’ın haberine göre, Yargıtay 18'ini Ceza Dairesi, Twitter'da kamu görevlisine hakaret içeren paylaşımı retweet yapan kullanıcının aynı suça ortak olduğu kararını verdi. Hakaret içerikli paylaşımın daha fazla kullanıcıya ulaştığı ve zincirleme şekilde hakaret suçunun oluştuğu belirtildi.

3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası

Hukukçular, "Yaptığım her retweet onayladığım anlamına gelmez, retweetlerden sorumlu değilim" mesajının cezadan kurtulmaya yetmeyeceği konusunda uyardı. Hakaret suçunu işleyenler 3 aydan 2 yıla kadar hapis ve adli para cezası ile cezalandırılıyor. Hukukçulardan Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Abdullah Adır ve Av. Ejder Demir, Yargıtay 18'ini Ceza Dairesi'nin 'retweet' kararını ve sosyal medya düzenlemesini Ekran Haber'e özel değerlendirdi.

Prof. Dr. Ersan Şen

“Sosyal medyanın vasıta olarak kullanılması”

“Sosyal medya kullanılarak, birçok hukuka aykırılığın gündeme gelebildiği ve suçun işlenebildiği, ancak sosyal medyanın kullanılma hızı, yayılma gücü, takip zorluğu ve bu alanda ceza kurallarının yetersizliği, özellikle de ceza yargılamasının zayıf kalması sebebiyle, Ceza Hukukunun beklenen işlerliğe sahip olamadığı, özellikle de ifade hürriyetinden hareketle, sosyal medya alanına yönelik müdahalelerin “yasakçı zihniyet” ve “düşünce ve görüşlerin paylaşılmasının engellenmesi” şeklinde nitelendirildiği bir gerçektir. Bir kısım eleştirilerde doğruluk payı bulunsa da, sosyal medyanın vasıta olarak kullanılması suretiyle örneğin örgüt propagandası yapılmasına izin verilemez veya müsamaha gösterilemez. Sosyal medyanın yaygınlığı, yayılma hızı ve tesir alanı dikkate alındığında, pekala “yayma” olarak tanımladığımız propagandanın bu alan üzerinden yapılması ve diğer yayma araçlarına göre daha güçlü sonuçlara ulaşılması imkan dahilindedir.”

“Burada asıl beyan, retweet yapan şahsa ait değildir”

“Sosyal medyada “retweet” veya “share/paylaş” veya “like/beğen” yöntemleri kullanılarak suç işlenebilir mi? Burada asıl beyan, retweet yapan şahsa ait bir ifade değildir, yani bu beyan “ilk elden” veya “doğrudan” paylaşılmamıştır. Bu tespitimize göre; ifadenin retweet yapana doğrudan ithaf edilmesi mümkün değildir. Retweet aktivitesi; beğenilen veya beğenilmeyen, doğru veya yanlış kabul edilen her paylaşım için gerçekleştirilebilir. Burada amaç, bu paylaşımın başkaları tarafından görülmesini sağlamaktır ki; bu husus hakaret, tehdit, şantaj veya iftira suçları bakımından tanımlanan bir eylem tipi değildir. Esasında retweet aktivitesinin işlevi, beyan sahibi Twitter kullanıcısının popülaritesini ortaya koymaktır, yani bir beyan veya resim ne kadar çok paylaşılırsa, Twitter kullanıcısının popülerliği de o kadar çok artar. Ancak Ceza Hukukunun ilgi alanına bu mesele değil, suça konu eylemin kimin tarafından icra edildiği veya iddiaya konu suça iştirak edilip edilmediği girer ki, bunun adına “ceza sorumluluğunun şahsiliği” ilkesi denilir. İlk paylaşımın içeriği suç oluşturduğunda, bu içeriği paylaşan kişi; beğenerek, ilginç bularak veya “Böyle paylaşım olur mu?” eleştirisini yaparak hareket etmiş olabilir ki, bu hallerde suç işleme kastının olduğu söylenemez ve niyet okuyuculuğu da yapılamaz. Yazılanın veya bir resmin başkaları ile paylaşılmasının suç olabilmesi için, en azından paylaşan kişinin suç işleme kastının ortaya koyulması gerekir.”

“Retweet yapan şahıs, bir anlamda kamunun bilgi edinme hakkına katkı sağlamaktadır”

“Retweet yapan şahsa ait olmayan bir beyanın ve kendisi tarafından çizilmeyen bir karikatürün üçüncü kişilerin bilgisine sunulması, paylaşanı doğrudan “fail” statüsüne sokmayacaktır. TCK m.125’de tanımlanan hakaret suçunun faili, bizzat mağdurun onur, şeref ve saygınlığını rencide eden kişidir. Retweet yapan şahsın, bu paylaşımla bizzat mağduru hedef alarak, kişilik haklarına saldırdığı söylenemez, bunu destekleyen yorum veya başka paylaşımların varlığı aranmalıdır. Retweet yapan şahıs, bir anlamda kamunun bilgi edinme hakkına katkı sağlamaktadır. Bir Twitter kullanıcısının beyanını paylaşan kişi; sırf bu paylaşım nedeniyle TCK m.125’in faili olmayacağı gibi, mağdurun kişilik haklarına doğrudan saldırdığı da ileri sürülemez. Bir başkasına ait beyanı kamunun bilgisine açma eyleminde; retweet yapan şahsın, mağdurun kişilik haklarını hedef alarak onu rencide etmek yönünde bilerek veya isteyerek irade beyanında bulunduğu, dolayısıyla kasten hareket ettiği söylenemeyecek olmakla birlikte, bunun aksi iddia ve ispat olunabilir. Bunun için de, paylaşan şahsın hakaret kastıyla hareket ettiğini destekleyip ortaya koyan illi değere sahip tespit ve delillere ihtiyaç vardır. Örneğin, bir resim paylaşılır ve aynı paylaşımda veya başka tweetle yorum yazılarak hakaret kastı ortaya koyulabilir.”

Av. Ejder Demir        

“Önemli olan unsur, kişinin retweeti hangi kasıtla yaptığıdır”

“Hakaret suçunun manevi unsuru kasttır yani failin, hakaret etmek kastıyla hareket etmesi gerekiyor. Yapılan retweetlerin birçoğu, herhangi bir olayı haber etmek maksadıyla da yapılmış olabilir. Yani göstermek, ihbar etmek ya da olayda bir şahıs varsa o şahsı tanıtmak maksatlı retweet edilmiş şekildedir. Ama birçok insan da sadece o fikri kabul ettiği ve aynı şekilde düşündüğü için retweetlemiş oluyor. Burada kişinin bu retweeti hangi kasıtla yaptığı önemli olan unsurdur. Şahıs eğer mahkemede ‘ben bunu hakaret amacıyla yapmadım, asıl amacım şudur’ diyerek bir savunma yaparsa ve bu savunmasının aksine aleyhine başka bir delil yoksa, isnat edilen suçun oluştuğu ispatlanamadığından mahkemenin şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince karar vermesi gerekmektedir.”

“Fikir beyanına dikkat etmek gerekiyor”

“Yargıtay’ın hükmü, TCK madde 125’in 2. Fıkrasında düzenlenen hakaret suçuna istinaden verilmiştir. Sadece yüze karşı değil ses ve görüntü yoluyla da paylaşım yapmak bu suça dahildir. İnternet zaten bu suçun gerçekleşmesini sağlayan bir mecradır. Alenen halka ulaşabilecek herhangi bir konunun hakaret içerikli paylaşılma biçimi suç teşkil edebilir. Herkesin sosyal medyayı özgürce kullanıyor olması demek istediği her şeyi özgürce yazabilmek anlamına gelmez. Fikir beyanına dikkat etmek gerekiyor. Kişinin hesabı gizli bir hesap ya da düşük takipçi kitlesine sahip bir hesapsa, ceza alt sınırdan verilebilir. Fakat popüler denilebilecek kişilerin yapmış oldukları paylaşımların değerlendirilmesi farklı olacaktır.” ifadelerini kullandı.

Av. Abdullah Adır

“Normal yaşamımızda insanlarla iletişimimiz nasılsa, sosyal mecralarda da öyle olması gerekiyor”

“Yargıtay’ın bu kararı, Twitter, Facebook, instagram gibi sıkça kullandığımız sosyal paylaşım sitelerinde, bir insanın yüzüne karşı söylemeyeceğiz şeyleri söylememiz gerektiğinin bir kararıdır aslında. Yargıtay’ın daha öncesinde de bu yönde vermiş olduğu birçok emsal kararına rastlamak mümkün. Bazen Twitter adreslerinde ‘retweet kabul anlamına gelmez ‘gibi açıklamaların suçun unsurlarını ortadan kaldırdığı yönündeki karine gerçeği yansıtmıyor. Türk ceza kanunumuz suçu olay bazında değerlendirmekte ve hakaret içeren paylaşım kişinin kendi hesabından yapılmışsa suçun unsurlarının oluştuğunu söyleyebiliriz. Bazen genç arkadaşlarımız olayların heyecanı ile kendini tutamayarak normal yaşamda ağzına dahi almadığı kelimeleri bu sosyal sitelerde paylaşabiliyor, bunun artık yerleşik kararlara göre suç teşkil ettiğinin bilinmesi gerekiyor. Retweet ya da hakaret içerikli paylaşımlar, kendi hesabınızdan kendi adınız ile paylamasa dahi şikâyet söz konusu olduğunda kim ya da kimler tarafından paylaşıldığının tespiti günümüz teknolojisinde rahatlıkla bulunabiliyor. Normal yaşamımızda insanlarla iletişimimiz nasılsa, sosyal mecralarda da öyle olması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

Editör: TE Bilisim