PPK faizin sabit tutulmasına karar verdi
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu, politika faizinin sabit tutulmasına karar verdi. Kurul, enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşunu yineledi. Kurulun açıklamasında, “Uygulanan parasal ve miktarsal sıkılaştırıcı adımların etkisiyle belirgin şekilde yavaşlayan kredi büyümesinin yurt içi talepteki dirençli seyri zayıflatması beklenmekte” denildi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) Toplantı Özeti'nde, "Nisan ayına ilişkin veri akışı bayram tatili kesintisiyle net bir görüntü alınmasını zorlaştırsa da bu aya ilişkin yüksek frekanslı veriler ve saha gözlemleri yurt içi talepte dengelenmeye yönelik birtakım sinyaller içermektedir." ifadelerine yer verildi.
TOPLANTI ÖZETİ YAYIMLANDI
TCMB Para Politikası Kurulunun 25 Nisan'daki toplantısına ilişkin özet yayımlandı. Özette, küresel büyüme görünümü yılın ilk çeyreğinde sınırlı bir iyileşme gösterirken, iş gücü piyasalarındaki sıkılığın devam ettiği belirtildi.
“ILIMLI BİR TOPARLANMAYA İŞARET EDİYOR”
Türkiye’nin dış ticaret ortaklarının ihracat paylarıyla
ağırlıklandırılan küresel büyüme endeksinin 2024 yılında yüzde 2,1
ile 2023 yılındaki yüzde 1,8’in sınırlı oranda üzerinde
büyüyeceğinin tahmin edildiği ve küresel iktisadi faaliyetin zayıf
seyrini sürdürdüğünün değerlendirildiği vurgulanan özette, şunlar
kaydedildi:
"Bununla birlikte, gerek ihracat ağırlıklı küresel büyüme görünümü
gerekse birinci çeyrek Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI)
verileri, iktisadi faaliyette 2023 yılı son çeyreğine göre ılımlı
bir toparlanmaya işaret etmektedir. Ayrıca ABD ekonomisi büyüme
eğilimi diğer büyük ekonomilerden olumlu ayrışmıştır. Jeopolitik
gelişmeler ve enflasyonda kalıcı düşüş sağlamak amacıyla sıkı para
politikalarının sürdürülmesi 2024 yılında küresel iktisadi
faaliyetin seyri açısından öne çıkan risk faktörleri olarak
görülmektedir. Çekirdek enflasyonun ve enflasyon beklentilerinin
yüksek seviyeleri, küresel enflasyonun bir süre daha merkez
bankalarının hedeflerinin üzerinde seyretmeye devam edeceğini ima
etmektedir. 2023 yılında enflasyonda görülen keskin düşüşe rağmen
birçok ülkede, özellikle hizmet enflasyonundaki katılık dikkat
çekmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde faiz indirimleri parasal
sıkılığı koruyacak şekilde sürdürülürken, gelişmiş ülke merkez
bankalarının da 2024 yılı içerisinde faiz indirimlerine başlamaları
beklenmektedir. Ancak, enflasyonda gözlenen katılık, jeopolitik
gelişmeler ve emtia fiyatlarına ilişkin risklerin artmasına bağlı
olarak piyasa fiyatlamaları önceki PPK dönemine kıyasla daha
temkinli bir indirim patikasına işaret etmektedir."
GELİŞMİŞ EKONOMİLERİN ENFLASYON GÖRÜNÜMLERİ
Özette, diğer taraftan gelişmiş ekonomilerin büyüme, enflasyon görünümleri ve para politikalarına yönelik beklentilerin farklılaşmaya başladığı, artan küresel belirsizlik ile birlikte risk iştahının ve gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarının son dönemde dalgalı bir seyir izlediği aktarıldı.
FİNANSAL KOŞULLAR ÖNEMLİ ÖLÇÜDE SIKILAŞTI
Mart ayında atılan adımların etkisiyle finansal koşulların
önemli ölçüde sıkılaştığı belirtilen özette, şu ifadeler yer
aldı:
"Söz konusu adımlar, politika faizinin
mevduat ve kredi faizlerine aktarımını güçlendirmiştir. Türk lirası
mevduat faizleri, önceki PPK toplantısı haftasından bu yana 1071
baz puan artarak, 19 Nisan itibarıyla yüzde 60,34 seviyesine
yükselmiştir. Türk lirası ticari kredi faizleri ve ihtiyaç kredisi
(Kredili Mevduat Hesabı-KMH hariç) faizlerindeki yükseliş de
politika faiz oranlarındaki artışın ötesinde gerçekleşmiş, bu
faizler sırasıyla 871 ve 554 baz puan artarak yüzde 68,29 ve yüzde
81,54 olarak gerçekleşmiştir Konut kredisi faizleri, 229 baz puan
artış göstererek yüzde 44,94 seviyesine yükselirken taşıt kredisi
faizleri son dönem kampanyaların etkisi ile 1933 baz puan azalarak
19 Nisan 2024 itibarıyla yüzde 23,76 olarak gerçekleşmiştir. Diğer
taraftan 6 Nisan 2024 tarihinde kredi kartı işlemlerinde uygulanan
azami akdi faiz oranlarının yüzde 3,66’dan yüzde 4,25’e
yükseltilmesiyle, kredi kartı harcamalarının da kredi büyümesinde
dengelenme sürecine katkı vermeye başladığı görülmektedir."
YURT İÇİ TALEP DENGELEME SÜRECİ
Özette, bununla birlikte, etkileri yakından takip edilen ve yurt içi talepte dengelenme süreci açısından önem taşıyan bir unsur olarak, düşük tutarlı tasarruf mevduatları ile yüksek tutarlı mevduatlara önerilen faizler arasındaki farkın artarak devam ettiğinin gözlendiği bildirildi.
PARASAL SIKILAŞTIRMANIN ETKİLERİ İZLENİYOR
Parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki
etkilerinin yakından izlendiği kaydedilen özette, "Uygulanan
parasal ve miktarsal sıkılaştırıcı adımların etkisi ile bir önceki
PPK döneminden bu yana belirgin şekilde yavaşlayan toplam kredi
büyümesinin yurt içi talepteki dirençli seyri zayıflatması
beklenmektedir. Bireysel kredilerin 4 haftalık büyüme oranlarının
ortalaması önceki PPK toplantısı haftasından bu yana azalarak,
yüzde 4,12 seviyesinden yüzde 3,28 seviyesine gerilemiştir. Söz
konusu oran, ihtiyaç kredilerinde yüzde 4,59’dan yüzde 2,49’a;
bireysel kredi kartlarında ise yüzde 5,34’ten yüzde 5,01’e
gerilemiştir." ifadesi kullanıldı. Özette, şu bilgilere yer
verildi:
"Taşıt kredilerindeki ortalama büyüme oranları negatif bölgede
kalmaya devam etmiş ve önceki PPK toplantısı haftasından bu yana
taşıt kredileri haftalık ortalama büyümesi yüzde -1,29 olarak
gerçekleşmiştir. Türk lirası ticari kredilerde de yavaşlama devam
etmiş, 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması yüzde 3,34
seviyesinden yüzde 1,64 seviyesine gerilerken, kur etkisinden
arındırılmış YP ticari kredilerde bu oran yüzde 1,28 seviyesinden
yüzde 2,89 seviyesine yükselmiştir."
"TCMB, MAKRO FİNANSAL İSTİKRARI KORUYACAK ŞEKİLDE MAKRO İHTİYATİ POLİTİKALARI SADELEŞTİRMEYE DEVAM ETMEKTEDİR"
Özette, TCMB'nin makro finansal istikrarı koruyacak şekilde
makro ihtiyati politikaları sadeleştirmeye devam ettiği belirtildi.
Bu kapsamda, 6 Nisan 2024'te yapılan duyuruda, menkul kıymet
tesisine tabi döviz yükümlülükleri için uygulanan tesis oranının
yüzde 4’ten yüzde 1’e düşürüldüğü ve kredi büyümesine göre menkul
kıymet tesisinin sonlandırıldığı anımsatılan özette, bunun yanında,
yükümlülük için menkul kıymet tesisi uygulamasının yakın zamanda
sonlandırılacağı bilgisinin paylaşıldığı kaydedildi. Özette, şu
değerlendirmelere yer verildi:
"Diğer taraftan, 25 Nisan 2024 tarihli duyuru ile Türk lirası
mevduat payının artırılması ve kur korumalı mevduattan Türk lirası
mevduata geçişin desteklenerek parasal aktarım mekanizmasının
güçlendirilmesi amacıyla, TL’ye geçiş ve ayrıca yenileme ile TL’ye
geçiş hedeflerini sağlayan bankaların zorunlu karşılıklar üzerinden
alacakları faizler politika faiz oranları ile ilişkilendirilerek
kurala bağlanmıştır. Buna göre, TL mevduat için tesis edilmesi
gereken zorunlu karşılık tutarına TL’ye geçiş oranı seviyesine göre
uygulanan faiz üst sınırının, politika faizinin yüzde 80’i olarak
belirlenmesine karar verilmiş ve böylece söz konusu sınır yüzde 36
seviyesinden yüzde 40’a yükseltilmiştir. KKM için tesis edilmesi
gereken zorunlu karşılık tutarına yenileme ve TL’ye geçiş oranı
seviyesine göre uygulanan faiz oranı üst sınırı ise politika faiz
oranının yüzde 60’ı olarak belirlenerek yüzde 25 düzeyinden yüzde
30’a çıkarılmıştır. Bu sayede TL mevduatların finansal kesime olan
maliyeti azaltılarak, mevduat faizinin daha yüksek bir seviyede
oluşması ve dolayısıyla ekonomik birimlerin hem TL tasarruflarının
hem de TL varlıklara olan talebinin artması amaçlanmaktadır.
Zorunlu karşılıklara uygulanacak söz konusu faizlerin kurala
bağlanmasıyla birlikte politika faizine bağlı uyarlamaların
kendiliğinden olması hedeflenmiştir."
TCMB BRÜT REZERVLERİ 126,3 MİLYAR DOLARA YÜKSELDİ
TCMB brüt uluslararası rezervlerinin önceki PPK toplantı
haftasından bu yana 2,44 milyar dolar artarak 19 Nisan 2024
itibarıyla 126,3 milyar doları seviyesine yükseldiği bildirilen
özette, şu ifadelere yer verildi:
"Küresel risk iştahındaki zayıflamaya karşın, Türkiye’nin 5 yıllık
kredi risk primi (CDS) mart ayı PPK kararı sonrası benzer
gelişmekte olan ülke CDS primlerinden belirgin derecede olumlu
ayrışarak 24 Nisan 2024 itibarıyla 310 baz puan seviyesine
gerilemiştir. Türk lirasının 1 ay vadeli kur oynaklığı 24 Nisan
itibarıyla sırasıyla yüzde 9,6 seviyesine gerilerken 12 ay vadeli
kur oynaklığı yatay bir seyir izleyerek yüzde 20,1 seviyesinde
gerçeklemiştir. 2023 yılı haziran ayından itibaren 2,27 milyar ABD
doları Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) piyasasına ve 3,62
milyar ABD doları hisse senedi piyasasına olmak üzere toplam 5,89
milyar ABD doları net portföy girişi gerçekleşmiştir."
TÜKETİM MALI VE ALTIN İTHALATINDAKİ SEYİR CARİ DENGEDEKİ İYİLEŞMEYE KATKI VERDİ
Özette, tüketim malı ve altın ithalatındaki seyrin cari dengedeki iyileşmeye katkı verirken, yakın döneme ilişkin diğer göstergelerin yurt içi talepte direncin sürdüğüne işaret ettiği belirtildi. Şubat ayında, perakende satış hacim endeksinin aylık bazda yükseliş eğilimini sürdürdüğü, çeyreklik bazda da endeksin büyümesi hızlandığı aktarılan özette, ticaret satış hacim endeksinin ise aylık bazda artarken çeyreklik büyümesinin sınırlı olarak yavaşladığı bildirildi. Özette, şubat ayına ait sektörel ciro ve hizmet üretim endekslerinin hizmetler sektörü faaliyetinde çeyreklik bazda ılımlı bir artışa işaret ettiği vurgulandı.
İMALAT SANAYİNDE KAYITLI İÇ PİYASA SİPARİŞLERİ
Bir önceki çeyrekte gerileyen imalat sanayi firmalarının kayıtlı
iç piyasa siparişlerinin ücret güncellemelerinin gerçekleştiği
yılın ilk çeyreğinde yeniden artış kaydettiği aktarılan özette, şu
değerlendirmelere yer verildi:
"Kartla yapılan harcamalar ise artışını ilk çeyrekte sürdürmüştür.
Bu çerçevede, talebin mevcut seviyesi enflasyon üzerinde bir risk
unsuru olarak görülmeye devam etmektedir. Nisan ayına ilişkin veri
akışı bayram tatili kesintisiyle net bir görüntü alınmasını
zorlaştırsa da bu aya ilişkin yüksek frekanslı veriler ve saha
gözlemleri yurt içi talepte dengelenmeye yönelik birtakım sinyaller
içermektedir. Bu kapsamda, kartla yapılan harcamalar nisan ayının
ilk yarısında reelleştirilmiş olarak aylık bazda düşüşe işaret
etmektedir. Benzer şekilde, nisan ayına ilişkin firma görüşmeleri,
tüketim harcamalarının, bir önceki çeyrekte öne çekilmiş olan talep
ve uzun bayram tatilinin de etkisiyle ivme kaybetmekte olduğunu ima
etmektedir. Bununla birlikte, takvim etkilerinin ilgili
göstergelerde oluşturduğu belirsizlik göz önünde bulundurulmakta ve
talep göstergeleri yüksek frekansta izlenmektedir."
ŞUBAT AYINDA SANAYİ ÜRETİM ENDEKSİ
Özette, şunlar kaydedildi:
"Şubat ayında sanayi üretim endeksi, mevsim ve takvim etkilerinden
arındırılmış olarak aylık bazda yüzde 3,2, takvim etkilerinden
arındırılmış olarak yıllık bazda yüzde 11,5 oranlarında güçlü artış
kaydetmiştir. Sanayi üretiminde yıllık bazdaki yüksek artış,
geçtiğimiz yılın şubat ayında gerçekleşen depremin neden olduğu baz
etkilerinden de kaynaklanmaktadır. Aylık bazdaki yüksek artış,
tipik olarak yüksek oynaklık sergileyen diğer ulaşım araçları
imalatı tarafından sürüklenen sermaye malları üretiminde
gerçekleşen yüzde 11,3 oranındaki yükselişten kaynaklanmıştır.
Çeyreklik bazda sanayi üretimi şubat ayı itibarıyla yüzde 3,4
artmıştır. İmalat sanayi kapasite kullanım oranı ise nisan ayında
mevsimsellikten arındırılmış olarak yüzde 77 seviyesinde
gerçekleşerek çeyreklik bazda yatay bir seyir ima etmiştir. Şubat
ayı itibarıyla mevsimsellikten arındırılmış istihdam, çeyreklik
bazda yüzde 1,4 artarak 32,4 milyon kişi seviyesinde
gerçekleşmiştir. Bu dönemde, işgücüne katılım oranı çeyreklik bazda
artmış, işsizlik oranı ise değişmeyerek yüzde 8,8 düzeyinde
gerçekleşmiştir. Anket göstergeleri ise imalat sanayi firmalarının
geleceğe yönelik istihdam beklentilerinde düşüşe işaret
etmektedir."
"GEÇİCİ DIŞ TİCARET VERİLERİ, İLK ÇEYREKTE MEVSİMSELLİKTEN ARINDIRILMIŞ OLARAK TÜKETİM MALI İTHALATINDA YATAY BİR SEYRE İŞARET ETTİ"
Şubat ayında yıllıklandırılmış cari işlemler açığının aylık
bazda 5,8 milyar dolara düşerek 31,8 milyar dolara gerilediği
anımsatılan özette, söz konusu gerilemede, ihracattaki artış, altın
dış ticaret açığındaki azalış ve enerji fiyatlarında yıllık bazda
devam eden düşüşün etkili olduğu vurgulandı. Özette, altın ve
enerji hariç dış ticaret açığındaki azalışın sürdüğü aktarıldı. Bu
dönemde, yıllıklandırılmış hizmetler dengesi fazlasının güçlü ve
yıl geneline yayılmış olarak seyreden turizm gelirlerinin de
desteğiyle, aylık bazda 0,2 milyar dolar artışla 52,2 milyar dolar
olduğu belirtilen özette, şu ifadelere yer verildi:
"Geçici dış ticaret verileri, ilk çeyrekte mevsimsellikten
arındırılmış olarak tüketim malı ithalatında yatay bir seyre işaret
etmiştir. Altın ithalatı mart ayında tarihsel ortalamalarının
üzerinde gerçekleşirken, yıllıklandırılmış olarak 23 milyar dolar
civarında yatay seyrini sürdürmüştür. Mart ayına ilişkin geçici dış
ticaret verileri, nisan ayı için yüksek frekanslı verilerle beraber
değerlendirildiğinde üç aylık ortalama eğilim, ihracatta yatay bir
seyir ile ithalatta artış ima etmektedir. Cari açığın finansman
tarafında ise 2023 yılının kasım ayından bu yana yüzde 100’ün
üzerinde seyreden bankacılık sektörünün yıllıklandırılmış uzun
vadeli borç çevirme oranı, bu yılın şubat ayında yüzde 118
seviyesinde gerçekleşmiştir. Söz konusu oran, bankacılık sektörü
dışındaki firmalarda yüzde 93 civarında olmuştur. Bu çerçevede,
yurt dışı finansman imkanlarının bir önceki aya benzer seyrettiği
gözlenmektedir."
MARTTA AYLIK MANŞET ENFLASYON VE ENFLASYONUN ANA EĞİLİMİ
TCMB Para Politikası Kurulunun 25 Nisan'daki toplantısına ilişkin yayımlanan özette martta aylık manşet enflasyon ve enflasyonun ana eğiliminin gerilemekle beraber Enflasyon Raporu tahmin patikasında öngörülenin üzerinde seyrettiği belirtilerek, tüketici fiyatlarının martta yüzde 3,16 ve yıllık enflasyonun 1,43 puan artışla yüzde 68,5 olduğu kaydedildi. Bu dönemde temel mal, hizmet ve enerji gruplarının yıllık enflasyona katkısının yükseldiği ve gıda ile alkol-tütün-altın gruplarının katkısının yatay seyrettiği ifade edilen özette, martta hizmetlerin en yüksek fiyat artışı gösteren grup olduğu bilgisi paylaşıldı.
GIDA GRUBUNDA KIRMIZI ET ÖNE ÇIKTI
Özette şunlar kaydedildi:
"Bu grupta aylık enflasyon yavaşlasa da ücret ve geriye doğru
endeksleme eğiliminin yansımaları sürmüş, ulaştırma hizmetleri
hariç genele yayılan fiyat artışları izlenmiştir. Temel mal aylık
enflasyonu, döviz kuru gelişmeleri ve dirençli seyreden iç talep
koşullarının maliyet geçişlerini kolaylaştırmasının da etkisiyle bu
dönemde güç kazanmıştır. Gıda grubunda kırmızı et öne çıkarken bu
kalemde süregelen fiyat artışları, ikame beyaz et ürünlerine de
yansımış ve girdi teşkil ettikleri işlenmiş et ürünleri fiyatlarını
da yukarıya çekmiştir. Mart ayında işlenmiş gıda aylık
enflasyonundaki yavaşlama ise dikkat çekmiştir. Gıda grubu,
doğrudan etkilerinin yanı sıra yemek hizmetleri kanalıyla dolaylı
olarak manşet enflasyonunu olumsuz etkilemeye devam etmiştir.
Enerji grubu aylık enflasyonu ise akaryakıt fiyatlarındaki
gelişmelere paralel olarak yavaşlama göstermiştir. Mart ayında
bedelsiz doğal gaz kullanımının aylık tüketici enflasyonuna mekanik
etkisi 0,02 puan ile oldukça sınırlı kalmıştır."
B VE C ENDEKSLERİNİN AYLIK ARTIŞLARI
Martta aylık enflasyonun ana eğiliminin süren zayıflamaya rağmen
öngörülenden yüksek gerçekleştiği belirtilen özette,
mevsimsellikten arındırılmış verilerle B ve C endekslerinin aylık
artışlarının sırasıyla yüzde 3,5 ve yüzde 3,9 seviyelerinde
gerçekleşerek önceki aya göre bir miktar zayıflasa da yüksek
seyretmeye devam ettiği vurgulandı.
B ve C endekslerinde mevsimsellikten arındırılmış üç aylık ortalama
artışlarının ise sırasıyla yüzde 4,8 ve yüzde 5,4 olarak ölçüldüğü
kaydedilen özette, "Mart ayında fiyat artışları, B endeksini
oluşturan gruplardan temel malda önceki aya kıyasla güç kazanırken
hizmet ve özellikle işlenmiş gıdada zayıflamıştır. Bu dönemde
Medyan, SATRIM ve diğer ana eğilim göstergeleri gerilerken yayılım
endeksindeki düşüş daha sınırlı olmuştur." bilgisi paylaşıldı.
Hizmet enflasyonundaki yüksek seyir ve katılığın, enflasyon
beklentilerinin, jeopolitik risklerin ve gıda fiyatlarının
enflasyonist baskıları canlı tuttuğuna işaret edilerek, ücret
artışlarının maliyet yönlü etkisi gerek mal gerekse hizmet
fiyatlarına daha hızlı yansırken talep yönlü etkisinin zamana
yayılmakta ve nispeten daha fazla belirsizlik içermekte olduğu
bildirildi.
Hizmet sektöründe hakim fiyatlama davranışının önemli bir atalete
ve şokların enflasyon üzerindeki etkilerinin uzun süreye
yayılmasına neden olduğuna değinilen özette, yıllık enflasyonun
martta temel mal grubunda yüzde 56,5 olurken hizmet sektöründe
yüzde 96,5 ile 40 puan yukarıda gerçekleştiği kaydedildi.
Özette hizmet sektörüne ait yayılım endeksinin martta tarihsel
ortalamasının yaklaşık yüzde 32’si kadar üzerinde seyrettiği
vurgulanarak, artışların bir miktar güç kaybetmekle beraber sektör
geneline yayılmaya devam ettiğini gösterdiği belirtildi.
KONUT FİYATLARI VE KİRA ARTIŞI
Bu bakımdan, yakın dönem tüketici enflasyonu gerçekleşmeleri
dikkate alındığında, belirli hizmet kalemlerinde enflasyonun bir
süre daha yüksek seyretme riskinin bulunduğu, kira, eğitim ve
haberleşme gibi hizmet sektörlerinin bu bağlamda öne çıkacağının
değerlendirildiği özette şunlar kaydedildi:
"Yıllık kira enflasyonu yüksek bir seviyede seyrini sürdürürken
Perakende Ödeme Sistemi (PÖS) mikro verileri üzerinden takip edilen
öncü göstergeler, kira artış oranında şubat ayında başlayan
yavaşlamanın nisan ayında devam edeceğini ima etmektedir. Öte
yandan, konut fiyatları yıllık artışı şubat itibarıyla yüzde 58,3
seviyesine gerileyerek yıllık tüketici enflasyonunun altında
kalırken mevsimsel etkilerden arındırılmış veriler, bu kalemdeki
aylık artışın da son aylarda önemli ölçüde yavaşladığına işaret
etmiştir. Konut fiyatlarındaki bu durumun, ilerleyen dönemde kira
enflasyonunu sınırlayacak bir unsur olduğu değerlendirilmektedir.
Diğer taraftan, kira artışını yüzde 25 ile sınırlayan regülasyonun
yakın gelecekte yürürlükten kalkacak olmasının kira enflasyonuna
etkisi de yakından takip edilecektir."
OKUL ÜCRETLERİ
"Eğitim hizmetlerinde ise özel okul ücretlerinde yüksek oranlı
artışlar izlenmektedir. Ücret gelişmelerinden etkilenmenin yanı
sıra geçmiş enflasyona endeksleme eğiliminin yüksek olduğu bu
kalemin, fiyat açıklama tarihlerine bağlı azalarak da olsa temmuz
ayına kadar kademeli bir şekilde Tüketici Fiyat Endeksi’ne
yansıyacağı dikkate alındığında, hizmet enflasyonunu yakın dönemde
olumsuz yönde etkileme riski bulunmaktadır." ifadelerine yer
verilen özette şunlar vurgulandı:
"Haberleşme hizmetleri de cep telefonu görüşme ve internet
ücretleri öncülüğünde yüksek aylık artışlar göstermektedir.
Tarihsel olarak ılımlı bir eğilim sergileyen haberleşme yıllık
enflasyonunun, mart ayı itibarıyla yüzde 72’ye ulaşarak tüketici
enflasyonunun da üzerinde gerçekleşmesi dikkat çekmektedir. Bunlara
ilaveten, kırmızı et fiyatlarında süregelen yüksek artışlar
nedeniyle yemek hizmetleri fiyatları üzerinde yukarı yönlü riskler
canlılığını korumaktadır. Sigorta hizmetlerindeki gelişmeleri
zorunlu trafik sigortası kalemi öncülüğünde ulaştırma sigortası
sürüklerken geçilen yeni sistemden kaynaklanan ilgili fiyat
artışlarının yavaşlamakta olduğu izlenmektedir."
AYLIK BAZDA FİYATLARDA YÜKSELME
Özette yurt içi üretici fiyatları martta yüzde 3,29 yükselirken endekste yıllık enflasyonun 4,18 puan artışla yüzde 51,5 olduğu kaydedilerek, "Ana sanayi gruplarına göre incelendiğinde, enerji grubunda daha sınırlı olmak üzere, mart ayında tüm gruplarda aylık bazda fiyatlar yükselmiştir. Yıllık enflasyon, dayanıksız tüketim grubunda görece yatay, diğer gruplarda ise yukarı yönlü seyretmiştir." bilgisi verildi.
KÜRESEL EMTİA FİYATLARI
2023'ün ekim ayından itibaren gerileyen küresel emtia fiyatlarında ocakta başlayan artış eğiliminin martta bir miktar güç kazanarak sürdüğü ifade edilen özette, martta alt kırılım bazında küresel enerji fiyatları artış eğilimini korurken son aylarda yataya yakın seyreden enerji dışı emtia fiyatlarının endüstriyel metal alt grubu öncülüğünde yükseldiği bildirildi.
ENERJİ DIŞI EMTİA
Özette, nisanın ilk üç haftası itibarıyla her iki gruptaki fiyat artışlarının daha belirgin hale geldiğinin izlendiği belirtilerek, "Söz konusu dönemde enerji dışı emtiada, endüstriyel metal grubu fiyatları yükselişiyle öne çıkmaya devam etmiştir. Ayrıca, uluslararası altın fiyatları, mart ayının ardından nisan ayında da güçlü bir şekilde yükselmiştir." ifadeleri kullanıldı.
KÜRESEL ARZ ZİNCİRİ BASKI ENDEKSİ
Küresel Arz Zinciri Baskı Endeksi'nin martta tarihsel eğiliminde seyrettiği kaydedilen özette, bu dönemde bir miktar gerileyen küresel navlun ücretlerinin, nisanda azalma eğilimini devam ettirmekle beraber görece yüksek seyrini sürdürdüğü bildirildi.
PİYASA KATILIMCILARI ANKETİ
Özette, şubatta belirgin değişiklik sergilemeyen tedarikçilerin
teslimat sürelerinin ise martta bir miktar iyileştiği ve
taşımacılık maliyetlerinin izleyen aylardaki gelişiminin ve
enflasyon üzerindeki olası etkilerinin yakından takip edilecek bir
unsur olduğu hatırlatılarak, şu ifadelere yer verildi:
"Orta vadeli enflasyon beklentilerinde gerileme devam ederken 2024
ve 2025 yıl sonu enflasyon beklentileri, Enflasyon Raporu
öngörülerinin üzerinde ve yatay seyretmiştir. Nisan ayı Piyasa
Katılımcıları Anketi'nin sonuçlarına göre on iki ay sonrasına
ilişkin enflasyon beklentisi yüzde 36,7’den yüzde 35,2, yirmi dört
ay sonrasına ilişkin beklenti ise yüzde 22,7’den yüzde 22,1
seviyesine gerilemiştir. Öte yandan, cari yıl ve gelecek yıl sonuna
ilişkin enflasyon beklentileri değişmeyerek sırasıyla yüzde 44,2 ve
yüzde 26,3 olarak ölçülmüştür. Beş yıl sonrasına ilişkin enflasyon
beklentisi ise yüzde 12,8’den 0,52 puan aşağı yönlü güncellemeyle
yüzde 12,3 olmuştur."
YUKARI YÖNLÜ RİSK TEŞKİL EDİYOR
Enflasyon beklentilerinin mevcut seyrinin enflasyon görünümü
üzerinde yukarı yönlü risk teşkil ettiği ve Kurulun enflasyon
beklentileri ve fiyatlama davranışlarının öngörülerle uyumunu
yakından izlediği belirtilen özette şunlar kaydedildi:
"Öncü göstergeler, nisan ayında enflasyonun ana eğiliminde
yavaşlamanın sürdüğüne işaret etmektedir. Diğer taraftan, söz
konusu yavaşlamaya rağmen ana eğilim Enflasyon Raporu’nda öngörülen
düzeyin bir miktar üzerinde seyretmektedir. Öncü verilere göre,
nisan ayında mevsimsel etkilerden arındırılmış fiyat artışları,
temel mal grubunda önceki aya kıyasla düşüş göstermekte,
hizmetlerde ise yavaşlamakla birlikte yüksek seyrini
sürdürmektedir. Alt gruplar incelendiğinde, kur geçişkenliği yüksek
ve hızlı olan dayanıklı mal grubunda fiyat artışlarının bu dönemde
zayıflayarak da olsa devam ettiği görülmektedir. Hizmet grubunda da
önceki aylarda öne çıkan kalemlere ek olarak, bayram etkisiyle
ulaştırma hizmetleri fiyatlarında da güçlü artış gözlenmiştir."
ENERJİ GRUBUNDA DENGELENME BEKLENİYOR
"Enerji grubunda akaryakıt fiyatlarındaki artışın, tüketimdeki
mevsimsel gerilemeyi takiben endekse yansıyan doğal gaz
fiyatlarındaki düşüşle dengeleneceği öngörülmektedir." görüşüne yer
verilen özette şu bilgiler paylaşıldı:
"Öncü veriler, gıda grubunda işlenmiş gıdadaki olumlu görünümün
korunduğuna ancak işlenmemiş gıdadaki yüksek fiyat artışlarının
yavaşlayarak da olsa sürdüğüne işaret etmektedir. Nisan ayında
sebze öncülüğünde taze meyve ve sebze fiyatlarında görece ılımlı
bir artış izlenirken kırmızı et ve bu kalemin beraberinde
sürüklediği beyaz et kaleminde güçlü artışlar sürmektedir.
Alkol-tütün grubu fiyatları ise tütün ürünlerindeki gelişmelere
bağlı olarak yükselmektedir. Böylelikle nisan ayı enflasyon
görünümünde emtia fiyat gelişmeleri ve döviz kurunun gecikmeli
etkileri ile dirençli seyreden yurt içi talebin yanı sıra kırmızı
et fiyatlarındaki gelişmelerin etkisi hissedilirken geriye doğru
endeksleme eğiliminin yansımalarının sürdüğü ve hizmet grubu
fiyatlarındaki artışların genele yayılarak devam ettiği
izlenmektedir."
PARA POLİTİKASI
PPK Toplantı Özetinde Kurulun parasal sıkılaştırmanın gecikmeli
etkilerini de göz önünde bulundurarak politika faizinin sabit
tutulmasına karar vermekle birlikte enflasyon üzerindeki yukarı
yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşunu yinelediği belirtildi.
Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı düşüş sağlanana
ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana
kadar sıkı para politikası duruşunun sürdürüleceği vurgulanan
özette, "Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi
durumunda para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır. Para
politikasındaki kararlı duruş, yurt içi talepte dengelenme, Türk
lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme
vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşürecek ve
dezenflasyon 2024 yılının ikinci yarısında tesis edilecektir."
değerlendirmesinde bulunuldu.
STERİLİZASYON ARAÇLARININ ETKİN ŞEKİLDE KULLANILMASI
Özette, "Kurul, makroihtiyati politikaları, piyasa
mekanizmasının işlevselliğini ve makro finansal istikrarı koruyacak
nitelikte uygulamayı sürdürmektedir." ifadesine yer verilerek, bu
çerçevede kredi büyümesi ve mevduat faizinde öngörülenin dışında
gelişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizmasının
desteklenmeye devam edileceği bildirildi. Likidite gelişmelerinin
yakından takip edildiği vurgulanan özette şunlar kaydedildi:
"Gerektiğinde sterilizasyon araçlarının etkin şekilde kullanılması
sürdürülecektir. TCMB tarafından yapılan düzenlemelere ilişkin etki
analizleri, söz konusu çerçevenin tüm bileşenleri için enflasyon,
faizler, döviz kurları, rezervler, beklentiler ve finansal istikrar
üzerindeki yansımalarıyla birlikte bütüncül bir bakış açısıyla
değerlendirilerek yapılmaktadır. Kurul, politika kararlarını
parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak
enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede
yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları
sağlayacak şekilde belirleyecektir.
Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından
takip edilecek ve Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda
elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanacaktır. Kurul,
kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede
alacaktır."