Sigara kullananlar dikkat!
Uzm. Dr. Burçak Ekinci Evci, ''Sigara kullanımı ve hipertansiyon, inmenin en büyük nedenlerinden. Gençlerde de inme oranını oldukça arttı. 20 yaş altında görülen inmeler yüzde 25 arttı'' dedi.

Medipol Üniversitesi Pendik Hastanesi Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Burçak Ekinci Evci, inme hakkında açıklamalarda bulundu. Sigara kullanımı ve hipertansiyonun inmenin en büyük nedenlerinden olduğunun altını çizen Uzm. Dr. Evci, gençlerde de inme oranını oldukça arttığını belirtti. 20 yaş altında görülen inmelerin yüzde 25 arttığını söyleyen Uzm. Dr. Evci, ''Yaş inme ile ilgili en önemli risk faktörüdür. İnme geçirenlerin yaklaşık yüzde 70'i 65 yaşın üzerindedir. İnme sıklığı 55 yaşından sonra her on yıl için iki kat artar. İnme sıklığı erkeklerde kadınlara göre 1,25 kez fazladır. Ama kadınların yaşam süresi erkeklerden uzun olduğu için inme nedenli kötü işlevsel sonlanım ve mutlak ölüm sayısı kadınlarda daha yüksektir'' dedi.
Uzm. Dr. Burçak Ekinci Evci, sözlerini
şöyle sürdürdü:
''Beyin damar hastalıkları (BDH) terimi beynin bir bölgesinin
geçici veya kalıcı olarak, tıkanma veya kanama nedeniyle
etkilendiği ve/veya beyni besleyen damarların patolojik bir süreç
ile doğrudan tutulduğu tüm hastalıkları kapsar. Beyine gelen kan
akışında bir azalma veya kesinti olduğu zaman beyin dokuları
beslenemez ve inme gerçekleşir. İnme sırasında beyne az kan gitmesi
veya hiç kan gidememesinden dolayı beyinde bazı hücreler beslenemez
ve zamanla ölmeye başlar. Kesinti ne kadar uzun olursa daha fazla
hücre ölür. Ölen beyin hücrelerinin vücuda gönderdiği işlemler
geçici ya da kalıcı olarak kaybedilir.
''20 yaş altında yüzde 25‘lik
artış''
Yaş inme ile ilgili en önemli risk faktörüdür. İnme geçirenlerin
yaklaşık yüzde 70'i 65 yaşın üzerindedir. İnme sıklığı 55 yaşından
sonra her on yıl için iki kat artar. İnme sıklığı erkeklerde
kadınlara göre 1,25 kez fazladır. Ama kadınların yaşam süresi
erkeklerden uzun olduğu için inme nedenli kötü işlevsel sonlanım ve
mutlak ölüm sayısı kadınlarda daha yüksektir. Genç inme için, yaş
sınırı genellikle 50 olarak kabul edilir. Farklı çalışmalarda 45
veya daha az sıklıkla 55 üst sınırı da kullanılmaktadır. Son
yıllarda, 20 yaş altı grupta da inme sıklığında yüzde 25'lik bir
artış gözlenmiştir. Dünyada 15-45 yaş için inme sıklığı 100 binde
6-26 olarak bildirilmektedir. ‘Genç inme' kadınlarda 35 yaşın
altında daha sık görülürken, erkeklerde 35-50 yaş arasında daha sık
görülmektedir.
''Sigarayı bırakın, günlük fiziksel
aktivitelerde bulunun''
Genç inmelilerde yüksek oranlarda (yüzde 25-59) bildirilen ve
inmeyle bağlantısı en fazla olan risk faktörü sigara kullanımıdır.
Fiziksel inaktivite sigara kullanımından (yüzde 56) sonra ikinci en
sık görülen risk faktörü olarak yüzde 48 hastada belirlenmiştir.
Hipertansiyon, farklı tanımları olan ve üst yaş sınırı 45-55 yaş
arasında değişen farklı serilerde, yüzde 12-75 arasında değişen
geniş bir aralıkta risk faktörü olarak bildirilmiştir. Dislipidemi
de benzer şekilde, farklı tanımlamalar nedeniyle, genç inme
serilerinde yüzde 8,1-59,5 olacak şekilde geniş bir aralıkta risk
faktörü olarak bildirilmiştir. HDL düzeyi düşüklüğü ile genç inme
arasında ilişki gösterilmişken, LDL kolesterol, total kolesterol ve
trigliserit düzeyleriyle net bir ilişki gösterilmemiştir. Diyabet
sıklığı genç inmelilerde yüzde 1-18 olarak kaydedilmiştir.
Makrovasküler tip 2 diyabet komplikasyonlarının izlendiği bir
araştırmada 45 yaşından önce diyabet tanısı alan hastalarda, 45
yaşından sonra tanı alan hastalara göre inme riskinin 10 kat
arttığı görülmüştür. Genç inme olgu serilerinde obezite genellikle
bildirilmemekle birlikte, mevcut kısıtlı sayıdaki çalışmada
bildirilenlerde sıklığı yüzde 5-28'dir. Koroner arter hastalığı
(yüzde 1-16) ve atriyal fibrilasyon (yüzde 1-8,9) gençlerde daha az
rastlanan risk faktörleridir. Uzun süreli veya yakın zamanda yoğun
alkol tüketiminin gençlerde inme ile bağlantısının daha kuvvetli
olabileceği bildirilmiştir. Genç inme olgu serilerinde yüzde 5-33
sıklığında alkol kullanım oranları saptanmıştır.''
''İnme geçirenlerin 3'te 1'i
başaklarına muhtaç olarak yaşamlarına devam edebilir''
İnmenin toplumsal yükünün çok ağır olduğunu belirten Uzm. Dr. Evci,
''Ülkelerin gelişmişlik düzeyine göre değişkenlik göstermekle
birlikte, inmeli hastaların yaklaşık yüzde 20'si erken dönemde
olmak üzere yüzde 30'u bir yıl içinde ölmekte, yaşayanların üçte
biri de günlük işlerinde başkalarına muhtaç olarak yaşamlarını
sürdürebilmektedirler. Böylece inme, toplumda üçüncü en sık ölüm
nedeni olmasının yanı sıra, erişkinlerde ilk sırada gelen maluliyet
nedenidir. Nörolojik hastalıklar nedeniyle hastaneye yatan
olguların yarısından fazlasını inmeli hastalar oluşturmaktadır.
Nüfusu giderek yaşlanan ülkemizde de inmenin çok önemli ve
önlenebilir bir sağlık sorunu olduğu açıktır'' şeklinde
konuştu.