Deprem korkusunu yenmenin en etkili yolu! Uzmanlar bu yöntemi öneriyor
23 Nisan'da İstanbul'da meydana gelen deprem, fiziksel bir hasar yaratmasa da toplumun psikolojik direncini yeniden test etti. Özellikle çocuklar ve hassas bireyler için bu tür sarsıntılar, görünmeyen izler bırakabiliyor. Uzmanlar, afet sonrası ruhsal dengeyi korumanın yollarını açıklarken, toplumsal dayanışma ve doğru bilgilendirme sürecin en kritik adımları olarak öne çıkıyor.

İstanbul’da 23 Nisan günü hissedilen deprem, halkta kısa süreli paniğe yol açarken, psikolojik etkileri uzun vadeli olabilir. Uzmanlara göre özellikle çocuklarda ve kaygı bozukluğu yaşayan bireylerde bu tür doğal afetler derin korkulara neden olabiliyor. Peki, deprem sonrası psikolojik sağlığımızı nasıl koruyabiliriz? Uzmanlar, bireysel baş etme stratejilerini ve toplumsal destek mekanizmalarını anlatıyor.

DEPREM KORKUSUYLA BAŞA ÇIKMANIN ANAHTARI
Deprem korkusu, belirsizlik ve kontrol kaybı duygularıyla besleniyor. Uzmanlar, bu kaygıyla baş etmenin en etkili yollarından birinin doğru bilgiye ulaşmak olduğunu vurguluyor. Depremin ne olduğu, nasıl gerçekleştiği ve ne zaman risk oluşturduğu gibi temel bilgiler, bireylerin kriz anında daha soğukkanlı kalmasına yardımcı oluyor.

ZİHİNSEL DAYANIKLILIK DA EN AZ FİZİKİ HAZIRLIK KADAR ÖNEMLİ
Sadece fiziki değil, psikolojik hazırlık da afetlere karşı güçlü kalmak için kritik. Acil durum planı yapmak, düzenli tatbikatlarla süreci pekiştirmek, bireylerin kendilerini güvende hissetmelerini sağlıyor. Nefes egzersizleri ve içsel telkinler ise yoğun stres anlarında dengeyi korumaya yardımcı oluyor.

ÇOCUKLARLA DOĞRU İLETİŞİM KORKUYU AZALTIR
Çocukların korkularını bastırmak yerine paylaşmalarına destek olmak gerekiyor. Yaşlarına uygun açıklamalar yapmak, güven veren mesajlar vermek, oyun ve sanatla duyguları ifade etmelerine alan açmak önem taşıyor. “Korkmak normal ama birlikteyiz” gibi cümleler, çocuklara güven hissi veriyor.

TRAVMA BELİRTİLERİNE DİKKAT
Deprem sonrası uykusuzluk, iştahsızlık, huzursuzluk gibi belirtiler yetişkinlerde sık görülürken; çocuklarda alt ıslatma, kâbuslar ve ayrılık kaygısı gözlemlenebiliyor. Bu tepkiler normal olsa da uzun süre devam ederse uzman desteği almak gerekiyor.

HAZIRLIK GÜÇLENDİRİR
Afetlere karşı hem bilgiyle donanmak hem de duygusal dayanıklılığı artırmak, korkuyu yönetmenin en etkili yolu. Hem bireyler hem de çocuklar için güvenli bir psikolojik zemin, sağlıklı bir toplumun temelini oluşturur.