Denetimli serbestlik yükümlüsü Sakarya Adliyesi’nde işe başladı
Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı öncülüğünde Sakarya Denetimli Serbestlik Müdürlüğü örnek bir çalışmaya imza attı. Uzun yıllar çeşitli suçlardan ceza alan 57 yaşındaki H.B. son olarak 8 yıl hapis yattığı açık ceza infaz kurumundan denetimli serbestlikle çıkarak Sakarya’ya geldi.
H.B.’nin Erenler ilçesinde tek başına yaşadığı ev, şubat ayında yandı. Yanan ev Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün yönlendirmesiyle Sakarya Büyükşehir Belediyesi tarafından yeniden yapıldı. Müdürlüğün desteği bununla da bitmedi. H.B. Türkiye İş Kurumu (İŞ-KUR) iş birliğiyle Sakarya Adliyesi’nde işe yerleştirildi.
“HERKES BANA KOL KANAT AÇTI”
Yükümlü H.B, Denetimli Serbestlik Müdürlüğündeki çalışanların yanında olmasından dolayı kötülüklerden uzak durduğunu söyledi.
Hayatının düzene girdiğini aktaran H.B, "Burada herkes bana kol kanat açtı, maddi ve manevi hep yanımda oldular. Herkes yanımda olduğu için kötülüklerden uzak durdum. Kendimi iyi hissetmeye başladım, hayatım düzene girdi. Allah razı olsun" dedi.
“HAYATIMI VE İNSANLIĞIMI DEĞİŞTİRDİ”
Denetimli serbestlikte aldığı eğitimlerin ve faaliyetlerin kendisine fayda sağladığını ifade eden H.B, şöyle devam etti:
"Kötü dostluklardan ve davranışlardan menedebiliyor. Hayatımı ve insanlığımı değiştirdi. Normal insanlar gibi hayatımı ben de yaşamaya başladım. Sabahları özgür şekilde işime gidiyorum. İşimden ve çalışmaktan memnunum. Yöneticilerim gayet iyi davranıyor, ben de elimden geleni yapıyorum, her iki taraf da memnun. İnsanın dışarıda olması ve özgürlüğü kadar değerli bir şey yoktur. Tekrar ceza infaz kurumuna girmemek için elimden geleni yapıyorum. Özgürlük hayatında daha mutluyum, kendimi düzene sokmaya çalışıyorum."
“EVİNİN YANDIĞI GÜN YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜ AKSATMADI”
20 yıldır Sakarya Denetimli Serbestlik Müdürlüğünde çalışan vaka sorumlusu Bahar Yalçın Turan, yükümlülerin ilk geldiklerinde tepkili olduklarını, verilen yükümlülüklerinin çok fazla olduğunu savunarak itiraz ettiklerini anlattı.
Yükümlünün düzenli geliri olunca kötü alışkanlıklarından vazgeçtiğine değinen Turan, "Evinin yandığı gün burada çalışması vardı. 10 dakika sonra buradaki yükümlülüğünü aksatmamak için koşarak geldi. Kıyafetleri yanmış, her şeyini kaybetmiş. Sosyal yardımlaşma kurumlarına ve belediyelere yönlendirerek görüşmeler yaptık. Evinin yerine yaşam alanı oluşturmaya çalıştık, daha sonra da İŞKUR ile ortaklaşa yapmış olduğumuz projeyle adliyede işe yerleştirdik. Oradakiler çok memnun kendisinden, bu şekilde düzenli geliri oldu" ifadelerini kullandı.
“İLK HALİYLE ARASINDA DAĞLAR KADAR FARK VAR”
Sosyolog Neslihan Acar, öğretmen, sosyolog, psikolog ve sosyal hizmet uzmanlarının eğitim iyileştirme kapsamında görev yaptıklarını aktardı.
Eğitim ve iyileştirme faaliyetleri kapsamında bireysel görüşme yaptıklarını aktaran Acar, "Farklı suçlara göre, geneli 10 modül olan programlar uyguluyoruz. H.B. uzun süre ceza infaz kurumunda kalmıştı, sürece dahil olduktan sonra ilk geldiği haliyle şu anki hali arasındaki dağlar kadar fark var. İlk etapta mesleği ve işi yoktu. Duygusal yönden gerçekten sıkıntılı haldeydi" diye konuştu.
“AF OLARAK NİTELENDİRİLMEMELİ”
Bütün meslek birimlerinin en büyük vericiliğinin "empati" kurmayla başladığını aktaran Acar, şöyle konuştu:
"Ceza İnfaz Kurumundan çıkıp denetimli serbestliğe gelmek toplum hafızasında 'af' olarak nitelendirilmemeli. Buraya gelen insanlar çok fazla görev olarak gördükleri için orada kalsaydık daha iyiydi gibi cümleyle başlayıp daha sonra aldıkları eğitimin içeriğine ve kendilerine uygunluğuna göre memnuniyetlerini ifade ediyorlar."