Ekran Haber'in edindiği bilgilere göre, Mardin'in incisi Ulubey Konağı,  7-20 Haziran tarihlerinde Mezopotamya’nın kaybolmaya yüz tutmuş binlerce yıllık sözsel kültür hazinesi Şahmeran'ı,  sergilerine konuk ediyor. Sanatçı Serra Erdoğan'ın ellerinde hayat bulan eser meraklılarını dört gözle bekliyor.  Sergiye, sanatçının kaleme aldığı 'Dara' isimli kitapta eşlik ediyor.

ŞAHMERAN'IN HİKAYESİ!

Tarihler öncesinde, Anadolu'nun bağrından yükselen bir hikaye vardır. Merhamet dolu, cennetin sunulduğu bir hikayedir ki dilden dile anlatılırken bu hikayenin sadece insanlar arasında tutulduğu da söylenir. Hikayenin temelinde, beyaz tenli güzel bir kadın vardır ki bu kadının vucüdunun yarısı yılan vücuduyla kaplıdır. Şah-ı meran derler ona. Yılanların şahıdır. Bütün meranlar onun emrindedir. Dünya'nın en güzel bahçelerinde, bütün herkesten, bütün kötülüklerden uzak yaşar Şah-ı meran. Bir gün şans eseri, ademoğlunun yolu düşer.

Aralarındaki en talihlisidir Cemşab. Cennet diyarında uzun bir süre konaklaması için güzeller güzeli Şah-ı meranın iznini almıştır. Gariban, yoksul bir kimsedir Cemşab. Bir vakit geçer, ailesinin özlemi içini yakmaya başlamıştır. Merhamet dolu Şahmeran bunu görür. Cemşab'ın gitmesine izin verir. Tek bir isteği vardır. Yerini söylememesi. Vakit geçer ve Cemşab ilk başta sözünde durur. Fakat ademoğlu bir yerde kendini tutamaz. Şah-ı Meran, üzüntü içindedir. Merhameti, öfkesi birbirine karışmıştır. Onun canı, merhametinin karşısında yitip gitmiştir. Denen o dur ki o zamandan beri meranlar bilmez, duymaz onun sesini. Hala hayatta olduğunu düşler. Sonsuz cennet ise ademoğlunun eline düşmüştür. Tarihin iki büyülü yolculuğu aynı anda düşlerinizi doldurmak için hazır. En güzel renkler, en güzel çizgiler, tam da Mezopotamya'nın eteklerinde Şahmeran'ı yeniden hayata döndürmek için var oluyor. 


 

Editör: TE Bilisim