Ekran Haber'den Başak Bilgin'in Haberine göre, Son yıllarda özellikle yeni mecraların çıkmasıyla birlikte okullarda öğretmenler tarafından öğrencilerin videoları çekilerek internet ortamında paylaşılıyor.

Teknoloji, Medya ve Eğitim İlişkisi - Necip Fazıl Aras - Yedilik.com

Bu, MEB'in 2015'te il eğitim müdürlüklerine gönderdiği ‘Ses, görüntü ve video paylaşımı’ konulu genelgede öğretmenlerin, öğrencilerle ilgili her türlü ses, görüntü ve video kayıtlarının internet ortamında paylaşılmaması gerektiği ve aksi durumda öğretmenler hakkında 'yasal işlem' başlatılacağı uyarısına rağmen paylaşımlar devam ediyor. Bunun çocuk istismarına yol açtığını savunanlar ilgili kurumların yaptırım yapmasını beklerken, Avukat Lerzan Bayram Akdoğan ve Klinik Psikolog Betül Aydınaydoğdu, Ekran Haber'e konuştu.

Av. Lerzan Bayram Akdoğan

Sosyal medya toplumun neredeyse tüm kesimleri tarafından aktif olarak kullanılıyor. Tabii ki bunda herhangi bir sakınca yok, ancak sosyal medya kullanımı kişisel kullanımdan öteye gittiğinde hukuken tartışmaya açılabilecek durumlar söz konusu olabilir.Bunlardan biri de önemli kitlelere ulaşabilen sosyal medya hesaplarıdır. Bu hesaplardan reklam/iş birliği anlaşmalarıyla tanıtım yapılması, kullanıcısına vergi ödeme gibi yükümlülükler getirir. Ancak bu memurlar için mümkün değildir.

''Devlet memuru olanların, ticaret yapması yasaktır''

Son zamanlarda görülen örneklerinde olduğu gibi Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak çalışan öğretmenler, devlet memuru olarak kabul edilirler ve devlet memurları açısından ek gelir getiren işler yapmak mümkün değildir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre devlet memuru olanların, ticaret yapması yasaktır. Ticaret haricinde başkaca ek iş yapmaları, kazanç getirici faaliyetlerde bulunmaları da yasaktır. Aksi şekilde davrananlara ise kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilir. Ancak, ceza özlük dosyasından silinmeden bir kere ya da daha fazla aynı eylemde bulunulması durumunda bir derece ağır ceza verilecektir. Ki bu da devlet memurluğundan çıkarılma cezasıdır ve kişi bir daha asla memur olmaya hak kazanamaz.

''Gelir elde etmesede disiplin cezasıyla karşılaşabilir''

Yani, öğretmenlerin “fenomen” adı verilen, kitleleri etkileme faaliyetinde bulunması ve bundan gelir elde etmesi yasaktır.  Bununla birlikte, gelir elde etmese bile yine disiplin cezası ile karşılaşabilme durumu vardır; devlet memuru vakarına yakışmayan tutum ve davranışta bulunmak, görevi ile ilgili olarak her ne şekilde olursa olsun çıkar sağlamak gibi davranışlar buna birer örnektir. 

''Sesi veya görüntüsü paylaşılan çocuğun rızası gerekir.''

Ayrıca kimi zaman öğretmenler, öğrencilerini de paylaşmaktadır. Sosyal medyada sesi veya görüntüsü paylaşılan çocuğun rızası gerekir. Ki bu rıza yine tek başına yeterli olmayacaktır, çocuğun kişilik haklarına müdahale sayılabilecek olan sesinin ve/veya görüntüsünün paylaşılması için haklı bir neden olmalı, müdahalenin çocuğun faydasına bir üstün amacı olmalıdır. Aksi halde öğretmen, hem Türk Ceza Kanunu kapsamında suç olarak sayılmış bir fiili işlemiş olacak hem de tazminat sorumluluğu ile karşı karşıya kalmış olacaktır. 

Klinik Psikolog Betül Aydınaydoğdu

Topluma açık olarak paylaşılan çocuk fotoğrafları, mahremiyet ihlaline sebep olabilir ve çocukların istismar tehlikesiyle karşı karşıya kalmalarına yol açabilir. Bunların yanı sıra çocuğun henüz kendi rızası olmadan bir dijital kimliği oluşmuş olacaktır. Paylaşılan içerikler ileride çocukların utanç duyabilecekleri türden içerikler olduğu takdirde arkadaş çevreleri tarafından alay etme, küçük düşürme gibi amaçlarla kullanılabilmektedir. 

''Çocuğun psiko-sosyal gelişimini olumsuz yönde etkilenebilir''

Bu durum da çocuğun psiko-sosyal gelişimini olumsuz yönden etkileyebilmektedir.Dolayısıyla, internet ve sosyal medyadaki paylaşımların getirebileceği tehlikeleri öncelikle kavramsal olarak tanımlamak ve özümsemek gereklidir. Sosyal medyada çocuk istismarına yol açabilecek paylaşımlar şu şekilde görülmektedir. Çocukların fotoğraf ve videolarını yakın çevreden oluşan sınırlı bir kitle ile paylaşan ebeveynler ve öğretmenlerin sosyal medya hesapları olabilir. 

Yüksek Öğrenimde Sosyal Medya Kullanımı – digiMucit

''Sorunun asıl kaynağı içeriği''

Paylaşımlar sınırlı bir kitle için olsa bile sorunun asıl kaynağını fotoğraf ve video paylaşmak değil, paylaşılan fotoğrafların içeriği oluşturmaktadır. Çocukların özel yaşam alanlarına ve ev ortamlarına ait fotoğraflar doğrudan mahremiyet ihlali olarak düşünüldüğünden, fotoğrafları gö- recek çevrenin kısıtlanması halinde bile çocuğu istismara ve istismarcılara açık hale getirmektedir.

 ''Ticari ürünlerin çocukların üzerinden pazarlanması da bir istismar türü''

Çocukların kitleler tarafından takip edildiği diğer sosyal medya hesaplarında, ilgi ve beğeni toplamalarına yönelik oluşturulan sanal kimlikler üzerinden ticari faaliyetlerin gerçekleştirildiği görülmektedir. Ticari ürünlerin çocukların sevimli ve masum ifadeleri üzerinden pazarlanması da bir diğer istismar türü olarak karşımıza çıkmaktadır.

Sosyal medya başımıza ne sorunlar açtı? – Doğruluğu Ne?

Editör: TE Bilisim