Bürokrasi haysiyetini yitirmek üzere. İtibarları kalmadı artık. Hatta büyük bir nefret var. Bürokrasi şu an haysiyet mücadelesi yapıyor, devletin kalıcı memurları saygınlığını yitirmiş durumda. Parti her şeye karar veriyor mevcut sistemde. Sadakat belirliyor her şeyi.
Partiye sadakat. Devletler efsaneyle sadakatle kurulur ama Liyakatle, rasyonalite (akıllı mekanizmalar) ile yönetilir. Yaşamda kalmak için rasyonaliteye (akla) ihtiyaç duyulmaz, büyük duygulara, korkulara ihtiyaç vardır ama varlığı, devleti sürekli kılmak için usa, akla ihtiyaç vardır. Devlet kurulurken ihtiyaç duyulmayan liyakat devletin bekası için elzemdir. Bunun işleticisi de bürokrasidir. İtibarını ve ardından haysiyetini kaybetmiş bir bürokrasi devletin çöküşü demektir.
Çökmüş bürokrasinin meyveleri ise enflasyon, hiper enflasyon, hayat pahalılığı, gelir dağılımı adaletsizliği, yolsuzluk, hırsızlık, pervasızlık, kibir ve sefalet olarak sayılabilir. Halk olarak siyasetin denetimini yapmak zorundayız. Halk olarak siyasetle ilgilenmeyiz. Halkın aydınları halkı bilinçlendirmeli ve öncü olmalılar bu konuda; öncü olmalılardı. Denetim ve teftiş mekanizmaları kuvvetlendirilmeli. Şeffaflık ve denetim yeni dönemin anahtarları olmalı. Zavallı, ekmeğin peşinde koşan adam bunu düşünemez. Ülkeni okumuşları ve düşünürleri daha aktif ve cesur olmalıydı. O sefih rezil anayasa geçmemeliydi. Gerçi iyi ki geçti. Bir şeyi tamamen kaybetmeden kıymeti bilinmiyor. Kendi dağına, ağacına ve koyuna sahip çıkan, hukuka riayet eden bir halkı yaratmak zorundayız. Yasa önünde eşitliği ve ifade özgürlüğünü tesis etmek zorundayız tekrar.