Not 1: “Hayır” diyebilmek yalnız olmayı, ötelenmeyi, cezalandırılmayı göze almaktır. Kırmamak için “evet” demek zorunda kalan irade kendine ve özüne yönelik birçok şeyi kırıp dökmüş olacaktır. Hayatım boyunca “hayır!” diyememenin sıkıntısını yaşadım. İçimden bir el beni çimdikleyip durdu. Hiçbirimiz “hayır” dedikten sonra karşılaşacağımız sonucu göğüsleyebilecek güç ve cesarette değildik. “Hayır deyip uğraşma, evet de kurtul” anlayışı ne çabuk aramızda bir prensip halini aldı. “Evet” demek her zaman senkronizedir. “Hayır” demek ayrıksı ve itaatsizdir. Koroya katılan rahatta, dışarda kalan taraftarsızdır. Evet diyenlerin tribünleri ve amigoları, hayır diyenlerin ilkeleri, doğruları ve kalp atışları vardır.
Not 2: başörtülü kadının, çalışmadığı belediyeden maaş almasını sorun yapmıyorlar. Başörtülü kadının, babasının görev yaptığı üniversitede torpille araştırma görevlisi olmasından rahatsızlık duymuyorlar. Ama başörtülü kadının, CHP’ye oy vermesini hazmedemiyorlar. Şu hassasiyete bakın!
Not 3: nasıl bir din anlayışları varsa artık; HDP’liler, CHP’liler ve kısa etek giyenler cehenneme giriyor hep. Kamu malını çalanların, ihaleye fesat karıştıranların, rüşvet alanların, akrabasını kayıranların, kul hakkı yiyenlerin, ırkçılık yapanların cehenneme girdiğini görmedik hiç.