Bugün İzmir'in düşman işgalinden kurtuluşunun 100. yılı. Ağırlıklı olarak Cumhuriyetin üçüncü ve dördüncü nesilleri olarak yarın bu önemli tarihsel olayın yüzüncü yılını kutlayacağız. (Bugün de İzmir'in en güzel ilçesi Selçuk-Efes'in kurtuluşunun 100. yılı - kutlu olsun.) İstiklal Savaşının başlangıcını 19 Mayıs 1919 olarak kabul ediyoruz; Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkışı, direnişi örgütleyişi, milli ordunun kurulması, önce müdafaa, daha sonra taarruz ve 9 Eylül 1922 günü Ankara ordusunun İzmir'e girişi ile kenti düşman işgalinden kurtarması.
İstiklal Savaşının bitiş tarihi olarak Lozan Antlaşmasına imza konulmasını, modern Türkiye'nin sınırlarının belirlenmesini kabul etsek de Kurtuluş Savaşı fiilen İzmir'in kurtuluşu ile sona ermiştir. Sonrası orduların değil, diplomasinin başarısı, galibiyetin tescilinden ibarettir.
İzmir neden önemlidir? Bu sorunun en önemli cevabı şu olsa gerek: İzmir, modern ve laik bir cumhuriyetin kurulması ve yaşaması için olmazsa olmaz kentlerin başında gelir. İzmirsiz modern bir toplum ve laik bir cumhuriyet imkansızdır. Bu anlamda İzmir İstanbul'dan da önemlidir. İstanbul 1500 yıldır imparatorluk payitahtıdır; önce Bizans, sonra Osmanlı. Son dönemlerinde sanayi devrimini ıskalamış, çürümüş, iktisadi olarak sömürge durumuna düşmüş, mali bağımsızlığını bile kaybetmiş, modern dünyada yeri olmayan despot bir sultanlığın simgesi halindedir.