"Sayıları ne çok olursa olsun, bu güçsüz ve korkak varlıkların ayakta duramayacağı; tam da bu özelliği yüzünden ortalarda dolaşan kurtlar karşısında bir kuzu sürüsü rolünden öteye geçemeyeceği açıktır. Kimin yaşam yoğunluğu böyle zayıf bir nitelik taşırsa, dünyanın hiçbir ilacı artık onu ayakta tutamaz."

Nereden bu sözler?
Herman Hesse'nin Bozkırkurdu'ndan...

Orta sınıf için sarfediyor bu sözleri ve ekliyor: “İlahi olana sevdasını verip karşılığında vicdan rahatlığını alır; özgürlüğü verip konforu alır, yakıcı ateşi bırakır tatlı sıcaklığı alır. Bu yüzdendir ki, orta sınıfa mensup biri güçsüz bir yaşam dürtüsüyle donatılmıştır; korkaktır; kendisini kaybedeceğinden o kadar korkar ki, başkaları tarafından kolayca yönetilmeyi 
tercih eder."

Enflasyonu Düşürmenin Yolları:

Enflasyonu düşürmenin en temel yolu, para arzını kontrol altına almaktır. Merkez Bankası, para arzını faiz oranlarını yükselterek veya para basımını sınırlayarak kontrol altına alabilir.

Enflasyonu düşürmenin bir diğer yolu da üretimi artırmaktır. Üretim arttıkça, arz da artar ve bu da fiyatların düşmesine neden olur.

Hükümet, fiyat kontrolleri gibi bazı geçici önlemler de alabilir. Ancak fiyat kontrolleri uzun vadede genellikle işe yaramaz ve hatta daha fazla sorun yaratabilir.

Her şeye zam gelirken enflasyonu düşürmek zor bir iştir. Ancak imkansız değildir.
Para politikası ve maliye politikası birlikte uygulanmalıdır. Merkez Bankası faiz oranlarını yükselterek para arzını kontrol altına alırken, hükümet de üretimi artırmak için teşvikler vermelidir.

Ayrıca, hükümetin kamu harcamalarını kontrol altına alması ve bütçe açığını düşürmesi de önemlidir.

Her şeye zam gelirken enflasyonu düşürmek zor bir iştir. Ancak para politikası, maliye politikası ve diğer önlemler birlikte uygulanırsa enflasyon düşürülebilir.

BİR GARİP ÖLDÜ DİYELER…

Diyarbakırlı Ramazan Hoca’yı kısa videolarından tanıyordum. Ayet söylüyor, Hadis söylüyor, Yunus Emre’den şiirler okuyordu. Sözlerinin muhtevası bir yana; diliyle, üslubuyla, cezbeli hal ve tavırlarıyla, edep timsali duruşuyla samimi bir Müslüman, bir gönül insanı görüntüsü veriyor, gönüllerimizi ferahlatıyordu.
Kim bilir, bu kadar çürümüşlüğe, kokuşmuşluğa, çözülmeye rağmen gök üzerimize çökmüyorsa, belki de Ramazan Hoca gibi gönül erleri sayesindeydi.

Ama biz, diğer birçokları gibi, Ramazan Hoca’yı da koruyamadık.
Mekanı Cennet olsun inşallah. Allah rahmet eylesin.

Görünen o ki, Ramazan Hoca’dan ziyade artık bizim rahmete, merhamete ihtiyacımız var. Toplumu ayakta tutan direkleri koruyamadığımız, onların kıymetini bilemediğimiz için çatı da zemin de çatırdıyor. Sütunlar tek tek devrilirken yapı zayıflıyor, meydan şarlatanlara kalıyor.
Üst üste gelen, münferit ya da birbirinden bağımsız gibi görünen bu saldırılar inşallah sadece beni kaygılandırmıyordur.