Sivri Dil

Sivri Dil

Yirmi üç ekimde TCMB faizi ne yapacak!

Ekim ayında faiz indirimi yapılması hem fırsatlar hem de riskler içermektedir.

Faiz indirimini savunan görüşlerin dayandığı bazı gerekçeler:

* Büyümeye destek, faiz düşerse kredi maliyetleri azalır, yatırım ve tüketim artar; bu da ekonomik aktiviteyi destekleyebilir. Özellikle iç talep zayıfsa, bu tür bir destek önemli olabilir.

Yazının Devamı

Zaman her şeyi yiyip bitirirken ruhumun Kudüs'ü düşüyor.

“Tempus edax rerum.” Zaman her şeyi yer bitirir.

Ölüm artık onurlu savaşlardaki gibi kılıçla değil, alkışla geliyor.

Adalet çığlık çığlığa çöküyor.Halk, artık yönetenleri meydanlarda değil; zihinlerinde taşıdığı sönük bir isyanla sorguluyor.Ve bu isyan bir tweet kadar kısa sürüyor.

Yazının Devamı

Enflasyon can yakmaya devam ediyor..

Eylül ayına ilişkin enflasyon rakamları paylaşıldı ve en dikkat çeken husus, tüm kurumların aylık enflasyonunun yüzde 3'ün üzerinde olması.Aylık enflasyonu; TÜİK yüzde 3,23, ENAG yüzde 3,79, İTO ise yüzde 3,19 olarak açıkladı. Bir önceki ay yani ağustosta aylık enflasyon, TÜİK'e göre yüzde 2,04, ENAG'a göre yüzde 3,23, İTO'ya göre ise yüzde 1,84 idi.

Dikkat ederseniz aylık enflasyon oranında artış var.Bu durum dezenflasyon sürecinin devam etmediğini gösteriyor.

Halbuki Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yaptığı değerlendirmede, "Enflasyonun ana eğilimi dezenflasyonun süreceğine işaret ediyor" diyor.

Yazının Devamı

Kurumuş ağaca su yürümez..

Ekonomik kriz, sadece sayılardan ibaret değildir!!! Kriz, masada yemek eksikliği ile başlar, çocuğun beslenememesiyle devam eder, aile içinde tartışmalara, boşanmalara ve derin yaralara dönüşür!!! Bir annenin geceleri endişeyle uyumaması, babanın gün boyu ikinci işlerde koşturması, komşuların yardımlaşması… Hepsi ekonomik krizin görünmeyen yüzüdür!!!Ve işte tam o anda, halkın “koruyucusu” olması beklenen, ülkenin yasalarını yapan milletvekilleri, görev süreleri boyunca maaşlarını alır, hatta görev biter bitmez yüksek emekli maaşı hak eder!!! Ve bu maaşlar, sıradan vatandaşın yıllarca çalıştığı, her kuruşunu hesaplayarak yaşadığı yaşamla kıyaslandığında, inanılmaz bir uçurum yaratır!!! Halkın pazar sepeti ile milletvekili maaşı arasında uçurum öylesine büyüktür ki, vicdanlar sarsılır!!!

Ama dikkat edin!!! Dünyada bazı ülkeler, bu adaletsizlik algısını dikkate alarak milletvekili maaşlarını düşürme yoluna gitmişlerdir!!! Sint Eustatius’ta milletvekilleri ve bakanların maaşları %5 oranında düşürülmüştür!!! Bu karar, hükümetin maliyetleri azaltma ve ekonomik denetimi güçlendirme çabalarını yansıtmaktadır!!! Singapur’da 2012 yılında hükümet yetkililerinin maaşlarında %28 oranında kesinti yapılmıştır!!! Kenya’da ise mali kriz nedeniyle kabine üyelerinin maaş artışları durdurulmuştur!!! Bu örnekler, halkın ekonomik sıkıntılarını dikkate alan devlet politikalarının mümkün olduğunu gösteriyor!!!

Düşünün!!! Bir aile, ayın sonunu getirebilmek için mutfakta birden fazla hesap yapmak zorunda kalıyor, çocuklar protein eksikliğinden sağlıksız besleniyor!!! Bu ailelerin ödemek zorunda kaldığı faturalar, kira, okul masrafları, gıda giderleri… Hepsi ayrı bir yük!!! Ve aynı şehirde, aynı ülkenin temsilcisi olan vekil, hem görevdeki maaşını hem de emekli maaşını alıyor, toplamda yüz binlerce liraya ulaşabiliyor!!!

Yazının Devamı

Dikkati hayatını kurtardı..

Geçtiğimiz günlerde haberlerde izlediğim bir kaza, gerçekten hayatımı değiştirdi. 16 yaşlarında bir çocuk, yaya kaldırımında karşıya geçmek için bekliyordu. O sırada kontrolünü kaybeden bir araç, aşırı hızla doğrudan çocuğun üzerine geldi. Olay bir güvenlik kamerasına çok net yansıdı. Araç jet gibiydi. Allah’tan çocuk, yola bakıyordu. Üzerine doğru gelen aracı fark etti ve yalnızca iki adım atarak ölümden kurtuldu.

O anı izlerken tüylerim diken diken oldu. Düşündüm; “Bu çocuk kim? Neden yüzlerce çocuk gibi telefonuna gömülmemiş?” Ya mesaj atıyor olsaydı? Ya sosyal medyada gezseydi? Ya dinleyeceği müziği seçiyor olsaydı?”

Telefonlar dikkatimizi %60 oranında dağıtıyormuş. Yapılan araştırmalara göre telefonla ilgilenen yayaların kaza geçirme ihtimali, ilgilenmeyenlere göre 3 kat daha yüksek. Yani o çocuğun elinde telefon olsaydı, bugün hayatta olmayacaktı.

Yazının Devamı

Gazzelim..

Dökülüyor her gün kutlu kanınız / Kalmadı bedenden çıkan canınız/ Sarıldı her yerden dört bir yanınız / Söylenecek kelam bitti Gazzelim

Mescid-i Aksay'ı koruyorsunuz / Ölseniz de orda duruyorsunuz / Zalimleri kalpten vuruyorsunuz / Katilleri rezil etti Gazzelim

Daim başınıza çorap ördüler / Size yapılanı her gün gördüler / Cahil Müslümanlar bakar kördüler / Herkesi girdaba itti Gazzelim

Yazının Devamı

Ölü yaprakların düşmesine izin ver..

Ziyandadır insan, zira en çok ziyan ettiği de kendisine verilen en kıymetli şey olan ömür sermayesi. Bir buz parçası gibi eriyor sür’atle gidiyor, mâni olamıyorsun. Alınan her nefes ömürden bir parça alıp götürüyor. Bu kıymetli sermaye, küçük bir çocuğun mücevherlerini renkli bilyelerle değiştirmesi gibi oyun ve oyalanma ile hebâ ediliyor.

Yüce Rabb’imiz Asr Sûresi’nde “Asra yemin olsun ki, insan ziyandadır. Bundan ancak iman edenler, salih amel işleyenler ve birbirlerine Hakk’ı ve sabrı tavsiye edenler müstesna” buyurarak Allah için kullanılmayan ömrün insanı hüsrana uğratacağını ve bu hasarete mâni olmanın da formüllerini vererek seri-üs seyr olan bu zamanın insanına hikmetli bir şekilde öğretiyor ki, insanın en büyük vazifesi imanını kurtarmak ve başkalarının da imanının kurtulmasına vesile olmaktır.

Kalbini iman nuruyla dolduran insan salih amellerle bu imanını kavileştirdiğinde, etrafını da Hakkı ve sabrı tavsiye ederek nurlandıracak. Aczini ve fakrını idrak ederek kulluğunu yapacak, aynı zamanda şefkat ve tefekkürüyle gittiği her yere bir yağmur gibi rahmet götürüp çiçeklendirecektir. İmam Şâfii (ra) başka hiçbir sûre inmeseydi bu Asr Sûresi bize yeterdi. Bu, Kur’an’ın bütün ilimlerini içeriyor” buyuruyor.

Yazının Devamı

Çürümenin girdabında yamalı bohça haline gelmiş eğitim..

Toplumlar, yalnızca savaşlarla ya da ekonomik krizlerle yıkılmaz. Bazen yıkım, çok daha sessiz ve içten olur. Günümüzün en sinsi yıkımlarından biri de sosyal çürümedir. Görmezden gelinen, normalleştirilen, hatta kimi zaman övülen bir çürüme bu.

Ahlakın Erozyonu:

Eskiden ayıp sayılan şeyler artık "cesaret" olarak görülüyor. Toplumsal değerler; erdem, saygı, tevazu gibi kavramlar yerini popülerliğe, bencilliğe ve gösterişe bıraktı. Hırsızlık sadece cebimizden yapılmaz; güvenimizi çalanlar, merhametimizi tüketenler de hırsızdır. Ne yazık ki bu tür hırsızlıklar artık alkışlanıyor.Dijital Maskeler ve Gerçeklikten KaçışSosyal medya, bireyin kendini ifade etmesinden çok, kendini pazarladığı bir alana dönüştü.Filtrelerle süslenen yüzler, gerçek duyguları örten maskeler haline geldi. İnsanlar artık ne olduklarıyla değil, nasıl göründükleriyle değerlendiriliyor. Kendi hayatını tiyatroya çeviren bu yeni insan modeli, toplumsal samimiyetin ölüm fermanıdır.

Yazının Devamı

Aile boyu hırsızlık..

Elli yaşına merdiven dayadım. Şu dünyada gördüğüm bir şey varsa o da şudur: Eğer bir iyi hırsızsa bu özel sektörde olabilir kamuda olabilir. Sana destek olacak kan bağı olan ya da kuvvetli hısımlık ve çıkar bağı olan yoldaşların veya paydaşların olacak.

Konumuz son gözaltı ve görevden el çektirme. Antalya Belediyesi soruşturmaları neticesi polis şefine uzandı. Antalya İl Emniyet Müdürü görevden alındı. Antalya İl Emniyet Müdürü İlker Arslan'ın görevden el çektirilmesinin nedeni rüşvet.

Arslan, bir süredir mercek altındaydı. Kuvvetli delillerden sonra durum Emniyet Genel Müdürlüğü'ne bildirildi. Eşinin çalışmadan maaş aldığı şirkete Antalya Büyükşehir Belediyesinden iş verdirtmiş ve hem komisyon almış hem de Büyükşehir yetkililerine rüşvette aracılık yapmış.

Yazının Devamı

Bir evlat için ana, ilk sığınılacak limandır.

Hayatın en güçlü bağlarından biri, belki de en anlamlısı ana ile evlat arasındaki bağdır. Kimi zaman mesafelerle, kimi zaman suskunluklarla, kimi zaman da gururla örülse bile, derinlerde hep bir ihtiyaç, hep bir tamamlanma hali gizlidir.Çünkü ana ile evlat birbirlerinin aynasıdır aslında.

Bir evlat için ana, ilk sığınılacak limandır. Çocuk, dünyayı tanımadan önce anasının avuçlarında güveni öğrenir.

Düşerken uzatılan el, korkarken duyulan o derin ve kararlı ses…

Yazının Devamı

Karanlığın girdabına düşenlerden devşirilen Daltonlar..

Çizgi filmdeki aptal haydutların adı, artık çocukluğun masumiyetinden koparıldı ve şehrin üzerine bir kara bulut gibi çöktü. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bu örgüt hakkında hazırladığı iddianame, 1.676 sayfalık soğuk, gri bir anlatı gibi duruyor ilk bakışta. Fakat satır aralarına baktığınızda, orada sadece suç isnatları değil sokakların el değiştirme hikâyesi, gençlerin kayboluşu, şehrin çürümesi de var.

Örgütün lideri dosyaya göre bir zamanlar Bahçelievler’in sıradan bir hırsızıydı. Küçükçekmece’nin kuytuluklarında uyuşturucu ticaretine bulaştı. Sokaklarda “kardeşim” diye çağırdığı gençleri kanlı bir hesaplaşmada azmettirici olarak kullandı. 2022’nin ilk aylarında ardı ardına gelen cinayetler onun adını yeraltında duyurdu. Bir noktadan sonra, “büyük abi”sinin gölgesinden sıyrıldı ve grubuna yeni bir isim buldu: Daltonlar.

Artık herkesin dilinde, bu kara masalın adı buydu.

Yazının Devamı

Kul hakkı yiyenler cehenneminize odununuzla gidiyorsunuz.

“Allah Resulü Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem bir gün ashabına:

“–Müflis kimdir, biliyor musunuz?” diye sormuştu. Onlar:

“–Bize göre müflis, parası ve malı olmayan kimsedir” şeklinde cevap verdiler. Bunun üzerine Resûlullah şöyle buyurdu:

Yazının Devamı

Kadın parti değiştirip kocası kazanırken ört ki ölem çaresizliği..

Topuklu efe lakaplı Aydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu'nun AK Parti'ye “Özlem ablam hoş gelmiş” modunda transferi herkesi şaşkına çevirdi. Soruşturmayla hapisle tehdit edildiği ve eşinin ailesine ait batık olduğu iddia edilen şirket Jantsa’yı kurtarmak, zombi şirkete ucuz kredi ve hibeler alıp hükümet kalkanıyla şirket Jantsa'yı kurtarmak olduğu iddia ediliyor.

Siyaset adına utanç verici gelişmeler. AK Parti'nin geldiği nokta açısından çok vahim. AK Parti'ye geçmek yargıda aklanmak için yeterli görünüyor. Batık kocasının şirketini halka finanse ettirmek hangi ahlaka vicdana sığar. Şirket bugün 14 Ağustos itibarıyla %15 prim yapıp yükselmiş ve Çerçicoğlu ailesi 4.2 milyar TL kazanmış. Masum olsa ucuz kredi ve hibeler garanti artık. Kadın parti değiştirdi kocası kazandı. AK Partinin içine geldiği ve düştüğü çürüme ibret verici bir hal almıştır.

Tam bu şaşkınlık içerisinde debelenirken Murat Kapki ile AK Parti'nin önemli isimlerinden Mücahit Birinci arasında geçen rüşvet iddiaları ortalığa düşünce insanın ağzından “Ört ki ölem.” sözü düşüveriyor.

Yazının Devamı

Gönlümün yükünü kaldıramıyorum derken patlayan diploma skandalı.

Sürekli günceli önceleyen yazıları bırakıp biraz duygusal, aşka ve gönül meselelerine dair yazmak istedim. O yüzden başlığı rahmetli Cahit Zarifoğlu'nun dizelerinden aldım.Gönül meseleleri üzerine yazıya hazırlanırken şak diye tarihim en büyük skandallarında biri olan diploma skandalı patladı.

Sistem çökmüştü. Ehliyetsizlik ve liyakatsizlik üzerine kurulan sistemin ve sahibi devletin iflası anlamına gelen bir gelişmesizlikti bu. Hafta yaz gönül meselesini şimdi dedim. Yazamadım doğal olarak.

Açıkçası sadece son günlerde değil son yıllarda toplumun farklı düzlemlerinde ortaya çıkan olumsuz tabloyu “makro” düzeyde bir “çürüme” olarak tanımlarsak hata yapmış olmayız. Sahte diploma skandalı mesela?

Yazının Devamı

Bir saatlik adaleti sağlamak, 70 yıllık ibadetten daha değerlidir.

Başlıktaki söz bir Hadisi Şerif. Efendimizin kelamı. Baş tacı etmemiz gereken bir söz. Güllerin efendisinin sözünü tekrar edelim: Bir saatlik adaleti sağlamak, 70 yıllık ibadetten daha değerlidir.

Kemale erenin çürümeye başlaması hayatın bir gerçeği. Uzun süreli iktidarların çürümesi de kaçınılmaz bir gerçektir neticede.

Ormanlarımız yanıyor ve orman yangını şehitlerimiz var.

Yazının Devamı

Yosun gözlerinden yayılan çıngılar sevdiğim

Gözlerinde gemiler yüzüyor sanki;

Hangi denizin maviliğini getirdin bana

Hangi rüzgarın fırtınası saçların

Yazının Devamı

Uyuduk bir daha uyanamadık.

Deli dolu akan nehirlerden tas tas sular içtik

Öyle ateşlerle doluydu yüreklerimiz öyle tutkundu

Karlı dağların serinliğinde uyurduk geceleri

Yazının Devamı

Yolun bundan sonrasına katırlarla devam edeceğiz..

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, cumartesi müjdesinde, “Biz AK Parti, MHP ve DEM bundan sonra birlikte yol yürüyeceğiz” dedikten sonra aklıma Tarık Akan'ın filminden bir replik geldi: Yolun bundan sonrasını katırlarla devam edeceğiz.

Oysa Sayın Erdoğan, daha düne kadar:“Hiçbir kimse bizim teröristlerle iş birliği yapacağımızı söyleyemez. Olsa olsa bu ancak CHP’nin işidir ve ancak onlar, onlarla iş birliği yapar” mealinde sözleri söylerken, onlarca yıl ülke yönetiminde söz sahibi olmayan CHP'yi, hep suçladı.

Peki de, CHP’nin iki belediye başkanı, tabanından oy alabilmek için yerel seçim öncesi DEM Parti ile uzlaşı arayışına girdikleri için şimdi hapiste; bu çelişki nasıl ortadan kalkacak?

Yazının Devamı

Siz onları çakarlarından tanırsınız..

Şehir merkezlerinde araba kullanmak deveye hendek atlatmaktan zor hale geldi. At avrat silah üçlüsü tavsiyesi olmasa atalarımızın ve mecbur olmasak bir çoğumuz araba kullanmaktan neredeyse vazgeçecek.

İnsanı canından bezdiren trafikte, kurallara uyum göstermeyenler yüzünden sürücüler fazladan eziyet çekiyor.Sürekli sağ şeridi işgal edip gitmeyenler…Sinyal kolunu kullanmayanlar, trafik işaretlerini ve işaretçileri yok sayanlar…Bir de sıkışık trafikte ışıldaklı araçlarıyla geçiş üstünlüğü sağlananlar…

Rahmetli Bekir Coşkun VİP’i (Very Important Person) olanlara ÇÜK (Çok Ünlü Kişi) derdi.Ancak bu çakarlı çakal tayfası, trafikte de kamusal alanda da imtiyazlı sınıf oluşturdu.Demokrasilerde herkes eşittir ama bu çakarlılar daha fazla eşittir gibi.

Yazının Devamı

Boş zaman...

Antik Yunan’da boş zaman yaratmak mutluluk ve erdeme ulaşmak için çok önemliydi ve insanın erdemli olabilmesi için gereken bilgiye erişebilmesi için de zorunluydu. Bugün de durum nitelik olarak farklı olsa da nicelik olarak çok farklı değil. “Boş zaman” insanın mutlu olabilmesinin en etkin yollarından birisi. Ancak onu sağlayabilmek için ihtiyaç duyulan şey: Para. İş hayatında, çoğu alanda ve sektörde, değer üretmenin söz konusu olmadığı bir dönemdeyiz. Çoğumuz aslında çalışmıyoruz. İşimizin başındayken başkalarının boş zamanlarını yaratıyoruz. Böyle bir sistemde çalışanlar için “boş zaman” dediğimiz şey yalnızca yorgunluğun atıldığı bir zaman dilimi oluyor. Bunun çalışanlar için mutluluk kaynağı olmasıysa olanaksız. Para tek efendi olarak mutluluğun üretildiği zaman dilimlerini sınıfsal olarak belirliyor ve dağıtıyor.

Modern köleler ise tefekküre dalmış gibi, bütün ömürleri boyunca çalışıp, yalnızca çalışıp, başkalarının boş zamanlarını üretirken, kendileri de dinlenmek için tatil adı verilmiş şeye gidiyor. Yaşam koçları insanın farkındalığını azaltmak için elinden geleni yapıyor. İnsanın farkında olup huzursuzlanması, huzursuzluk duyup yaşadıkları toplumu değiştirmek istemeleri onları deli ediyor. Sistem mutsuzluk üretip, mutluluğu aratmak için elinden geleni yapıyor, hem mutsuzluktan hem mutluluktan kazanıyor. Mutsuz olmanın yolları mutlu olmaya çalışmaktan geçiyor.

Son söz: Nihat Genç 69 yaşında hayata gözlerini yummuş. İyilerin erken öldüğü, en fazla 60 yaşlarını gördüğü, 70 yaşını geçemediği bir kez daha tescillenmiş oldu. Rabbim rahmetiyle muamele eylesin.

Yazının Devamı

Geldim, gördüm, yendim, gittim..

Bir öğle mahmurluğu çökmüş kentin üstüne.. Börtü böcek hepsi kendi keyfinde… Kargalar gak gak yaparak salınıyorlar dalların arasından…. Serçeler herhalde yeni tomurcuklanmış güllere aşık bülbülvari inletiyorlar huzura yelken açmış ormanın boşluğunu..

Yazın mahmurluğu üzerimize çökmüşken şair yazar Mustafa Akgül’ün mısralarıyla başlamak istedim yazıma, selam olsun ona ve kalemine.

Kalem demişken, Atalarımız Anadolu’ya kitapsız ve kalemsiz geldiler. Alfabeleri yoktu, kelimeleri azdı.

Yazının Devamı

Dünya hapishanesinde adamı umut bitirir

Son iki bin küsur yılda doğanın, içindeki bütün canlılarla birlikte yok oluşa yönelmesinin iki esas suçlusu var: Musevilik, Hristiyanlık ve Müslümanlık gibi tek tanrılı dinler ve kapitalizm.

Aslında dinler ve kapitalizm ayrı gibi görünse de önemli bir noktada örtüşüyorlar.

Bu nokta, dinlerin ortaya çıkışlarından kısa bir zaman sonra kendilerini devletlerin ve tüccarların gönüllü bir hizmetkârı hâline getirmeleri, kurallarını onların işlerini kolaylaştıracak şekilde belirlemeleridir.

Yazının Devamı

Ölümlü olanı sevebilmelisin.

“Bu dünyada yaşayabilmek içinüç şeyi yapabilmelisin:Ölümlü olanı sevebilmelisin;onu,kendi hayatının ona bağlı olduğunu bilerekkemiklerine bastırabilmelisin;ve zamanı geldiğinde,onu bırakabilmelisin.”(Mary Oliver/In Blackwater Woods, çev: M. Biten)

Son söz: İzmir’de yapılan yolsuzluk operasyonu doğru bir karar. Tunç Soyer ve ekibi hırsızın önde gideniydi. Geç kalmış bir operasyon.

Özdeyiş: Tekeden süt sağılmaz..

Yazının Devamı

Geçmişten gelen bir gemi.

Yüzyılın tesadüfüydü seninle karşılaşmak,Dünyanın en taze sabahıydı sanki Demli bir çaya karışan muhabbetle başlamıştı günümGeçmişten gelen bir gemi yanaşmıştı limanıma

Güvertesinde öpmek isterdim kiraz dudaklarındanMeydan okumak bir yandan da ufku kaplayan umutsuzluklara mazinin getirdiğiNe de olsa koynunda sabahlayacaksam eğerDeğerdi çektiğim tüm eza cefalara..Kaçırılan hevesin telafisi olmaz, bilirdim..

Sözleri Salih Uzun ve Mustafa Akgül tarafından yazılan bir şiiri paylaştık sizinle kıymetli okurlarım. Yüreklerine kalemlerine sağlık diyoruz.

Yazının Devamı