Seçici kredi diye bir şey yok. Piyasadaki para arzını artıran her şey enflasyondur. Artık bunu anlamalıyız. Türkiye’de şirketler fakir, patronlar zengin. Şirketler batar, patronlar yalıda yaşamaya devam eder. Şirketlerin içi boştur. Ödenmiş sermayeleri gülünçtür. Her şey krediyle yürür. Kar patrona zarar halka... Kredi genişlemesi ve enflasyonun altında bir kredi faizi geniş halk kitlelerinden zenginlere servet transferidir ve kaynak israfıdır.
Zenginler şirketlerini kurtarmak istiyorlarsa yatlarını, katlarını ve eşlerinin ve sevgililerin lüks arabalarını satıp öz sermayeye koysunlar. Halka yüklenmenin bir anlamı yok. At terli.. Bırakınız zombi şirketler batsın. Yaratıcı yıkıma izin verin; yenilerin ve dirilerin önünü açın. Kredi verilecekse katma değeri yüksek ürün üretenlere verilmeli; 40 yıldır televizyon üretenlere değil. Betona ve AVM'ye yatırım yapan araba, televizyon ve teknoloji şirketi gördünüz mü dünyada hiç!
Devlet zenginlerin ve sermayenin bekçi köpeği olmamalı. Kendisini esas var eden gücün emeğiyle geçinen, vergisini veren ve askerlik yapan halk olduğunu unutmamalı. Eşyanın tabiatında yükseklere çıkılınca halk eğreti ve iğrenilesi görünebilir ruhları olgunlaşmamış olanlara ama halkın sesi hakkın sesidir. Halkını unutanı önce Hak sonra halk unutur.