Sivri Dil

Sivri Dil

Yorgunluk..

“Fatigue/YorgunlukKalbimi uyuştur her günün tekdüzeliğine,Gözlerimi mühürle, fazla uzağa bakmayı istemem;Adımlarımı alçakgönüllü huzurlu düzene çek,Başımı eğ, bir yıldıza bakmayayım.Günlerimi işlerle doldur bin sessiz gereksinimle,Umuda ayıracak tek an bırakmayacak kadar;Düşüncelerimi sıkıcı çemberlerin içine hapsedip,Saatlik gerçeklikte yer alan olgularla.Bana rüyasız bir uyku ver, gecenin gücünden beni kurtar,(Amy Lowell – Çeviri: M. Biten)”

Yoruldum okurlarım. Yorgunum. Ruh halimi anlatan bir şiiri paylaşayım dedim. Günleriniz neşeli geçsin inşallah.

Son söz: Hayırlısıyla şu dünya defterini biz de kazasız belasız kapatıp gitsek iyi olacak, hayırlısı bakalım.. Bir gençlik ölümü vermedi belki orta yaş ölümü verir Hüda!

Yazının Devamı

Bir aslan genel müdürü yerse ne olur!

Karnı acıkan bir aslan yiyecek bir şeyler ararken bir genel müdürlüğe girmiş ve genel müdürü yemiş.

Aradan günler geçmesine rağmen kimsenin haberi olmamış.

Ardından sırasıyla genel müdür yardımcılarını, daire başkanlarını yemiş; haftalar geçmiş, yine kimsenin haberi olmamış.

Yazının Devamı

Terörsüz Türkiye süreci tehlikede mi?

İsrail İran savaşı tam gaz devam ediyor. Her gün ekranların başında uzmanlar ve gazeteciler eşliğinde film izler gibi izliyoruz. Ölümler dibimizde ve gözümüzün önünde gerçekleşirken bize sanki çok uzak ırak geliyor. Halbuki burnumuzun dibinde.

Arap devletlerinin inisiyatif aldığı, özellikle Mısır’ın devreye girdiği, bölgedeki en büyük askeri ve siyasi güç olan Türkiye’nin Mısır’la birlikte yeni paradigmaya liderlik ettiği koşullar yaratılamazsa İsrail-ABD ittifakı yanına Kürtler ve Azerileri de alarak İslam dünyasını kalıcı bir şekilde bölecek. Bu sonucun ne anlama geldiğini ise hepimiz biliyoruz. Osmanlı İmparatorluğu’nun çözülmesinden sonra şekillenen siyasi haritada ciddi değişiklikler olabilir. PKK ile yürütülen çözüm süreci her an sekteye uğrayabilir.

Kaotik bir geleceğin kıyısındayız. PKK, İsrail İran savaşı uzar ve rejim değişikliğiyle İran’ın iç savaşa sürükleneceği kesinleşince, İsrail ve ABD tarafından İran'da yeni bir Rojova Kürt Devleti sözü verildiğinde, çözüm sürecinden ve silah bırakmaktan vazgeçecektir ve bu havucu tarihin kendilerine sunduğu bir fırsat olarak görecekler ve böyle bir fırsatı kaçırmak istemeyeceklerdir.

Yazının Devamı

Ne olacak bu faizin hali..

İşadamları esnaf krediyle geçinen halk enflasyonun altında ezilen enflasyonun düşmesini isteyen ama bunun bedelini ödemek istemeyen herkes yüksek faizlerden dert yanıyor, aynı zamanda yüksek faizin çok kötü olduğu propagandası altında düşük faiz yani bir yönüyle negatif faizle beli bükülmüş yerlere serilmiş geniş halk kitleleri düşük faiz yolunda belli bir yöne kanalize ediliyor.

Enflasyonun altındaki düşük faizle oluşturulan negatif faiz özellikle bu kredilere ulaşan zenginlere ve zombi şirketlere ve bu şirketlerden nemalanan patronlara yarıyor. Negatif reel faiz fakiri daha fakir zengini daha zengin ve orta halli vatandaşı da yoksullaşmaya itiyor. Gelir dağılımını ve servet stoğunu geri döndürülemez biçimde bozuyor. Halkın artık uyanık olması lazım. Devleti yönetenlerin de zombi şirketleri halkın parasıyla finanse etmesi son bulmalıdır. Devlet yaratıcı yıkıma izin vermeli, kredileri seçici şekilde hak edenlere verilmesini sağlamalıdır. Yağma Hasan’ın böreği gibi dağıtıp ülkeyi uçuruma sürüklememelidir.

Gelelim kritik soruya: MB faiz indirir mi bu hafta?

Yazının Devamı

Dünya hayatı, sadece aldatıcı bir geçinmedir

Dünya hayatı, sadece aldatıcı bir geçinmedir.

Kur'ân-ı Kerim, geçici dünya hayatını şöyle tarif ediyor:

"Bilin ki, dünya hayatı bir oyun, eğlence, süs, kendi aranızda (birbirinize karşı) övünme, mal ve evlat çoğaltma yarışıdır. (Bu) tıpkı bir yağmura benzer ki; bitirdiği ot, ekicilerin hoşuna gider, sonra kurur, onu sapsarı görürsün, sonra çerçöp olur. Ahirette ise çetin bir azap; Allah'tan mağfiret ve rıza vardır. Dünya hayatı ise, sadece aldatıcı bir geçinmedir." (Hadîd /20).

Yazının Devamı

Kurban ve yeni bir Nuh tufanı ihtiyacı..

Mübarek Kurban Bayramımız tüm milletimize kutlu olsun. Dinimizden dolayı bizi Yaratanın ikramı olan Kurban Bayramına kavuşmanın mutluluğunu buruk da olsa yaşıyoruz.

Kardeşliğimizi pekiştiren dini bayramlarımızı güven ve huzurla kutlayarak, yaşadığımız bir vatan ve bağımsız bir devletimizin olması çok büyük bir lütuf.

Şunu da başta belirteyim ki, bu vatanı kurtarıp Türkiye Cumhuriyeti devletimizi kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve tüm şehitlerimize ne kadar dua etsek azdır. Onlara saygıyla minnettarız.

Yazının Devamı

Ünlü bir Erzurum fıkrası…

Ünlü bir Erzurum fıkrasıdır, avcı tilkinin ini başındadır ve bir köylü avcının tilkiyi yakalamak için kullandığı av malzemelerinin bolluğu karşısında şaşırır ve avcıya sorar, bu uzun demir, nedir?

Bu demiri inin diplerine kadar sokup dürtüp tilkiyi çıkartacağım, peki o ateş ne, avcı: inin içinde duman çıkartıp tilkiyi kaçıracağım, peki öbür alet ne, tilki birden kaçarsa üstüne ağ atıp kafesleyeceğim, öbürü, yine de kaçarsa diğer silahımla vuracağım, der ve köylü de şöyle karşılık, ‘Sizin de elinizden Allah kurtarsın, kurtuluş hiç yok!’

Son söz: Borçla yaratılan istikrar, yalnızca daha büyük bir istikrarsızlığın habercisidir.

Yazının Devamı

Sevsinler sizin seçici kredinizi..

Seçici kredi diye bir şey yok. Piyasadaki para arzını artıran her şey enflasyondur. Artık bunu anlamalıyız. Türkiye’de şirketler fakir, patronlar zengin. Şirketler batar, patronlar yalıda yaşamaya devam eder. Şirketlerin içi boştur. Ödenmiş sermayeleri gülünçtür. Her şey krediyle yürür. Kar patrona zarar halka... Kredi genişlemesi ve enflasyonun altında bir kredi faizi geniş halk kitlelerinden zenginlere servet transferidir ve kaynak israfıdır.

Zenginler şirketlerini kurtarmak istiyorlarsa yatlarını, katlarını ve eşlerinin ve sevgililerin lüks arabalarını satıp öz sermayeye koysunlar. Halka yüklenmenin bir anlamı yok. At terli.. Bırakınız zombi şirketler batsın. Yaratıcı yıkıma izin verin; yenilerin ve dirilerin önünü açın. Kredi verilecekse katma değeri yüksek ürün üretenlere verilmeli; 40 yıldır televizyon üretenlere değil. Betona ve AVM'ye yatırım yapan araba, televizyon ve teknoloji şirketi gördünüz mü dünyada hiç!

Devlet zenginlerin ve sermayenin bekçi köpeği olmamalı. Kendisini esas var eden gücün emeğiyle geçinen, vergisini veren ve askerlik yapan halk olduğunu unutmamalı. Eşyanın tabiatında yükseklere çıkılınca halk eğreti ve iğrenilesi görünebilir ruhları olgunlaşmamış olanlara ama halkın sesi hakkın sesidir. Halkını unutanı önce Hak sonra halk unutur.

Yazının Devamı

Gençlik geleceğimizdir

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre, 2025 yılının ilk çeyreği itibarıyla, 15-34 yaş aralığında ne eğitimde ne de istihdamda olan, halk arasında bilinen ifadesiyle boşta gezen gençlerin sayısı 6,7 milyona ulaşmış vaziyette.

Bu yaş grubundaki toplam nüfus 24,2 milyon kişi. Yani bu yaş grubundaki gençlerimizin yüzde 27,7'si boşta geziyor.

TÜİK'in verilerine göre, eğitimini tamamlamış her 100 gencin; 15-24 yaş grubundaki 23'ü, 25-29 yaş grubundaki 33'ü, 30-34 yaş grubundaki 31'i işsiz ve boşta geziyor.

Yazının Devamı

Nasıl bir girdabın içine düştük..

Nasıl bir girdabın içine düştük..

Türk devletinin ve milletinin PKK terör örgütüyle uzun süreli kanlı ve yıpratıcı mücadelesi noktalandı. PKK kendini feshettiğini duyurdu. Bir süredir yürütülen görüşmeler sonunda meyve verdi.

Açık kaynak okumalarına göre Kürtlere Suriye’nin kuzeyinde bir devlet kurduran ABD ve Avrupa bu Kürt devletini de facto tanımamızı istemiş, Türkiye’nin örtülü onayı neticesi bu fesih gerçekleşmiş görünüyor. Neticede ülkemizde kanlı eylemler olmasın ve yeter ki şehitler ölmesin de tek barış gelsin ne yapalım!

Yazının Devamı

Yapay zeka rönesansı..

Yapay zekâ zaman içinde bazı iş kollarındaki personel eksiklerini tamamlamak için kullanılacak. Madem personel yok bari yapay zekâyla boşluğu dolduralım denecek. Sonra yapay zekâ daha da gelişecek.

Bilimkurgu hikâyelerinde binlerce kişiye bakan bir tane doktor vardır. Robotlar ve yapay zekâ diğer bütün işleri halleder. İş oraya doğru gidecek.

Otonom sürüş yaygınlaşacak. Taksicilik ilk yok olacak mesleklerin başında geliyor.

Yazının Devamı

Kısasta hayat vardır

Bir parti liderinin "dibine kadar" sokulup, ona yumruk atmak neyin nesidir? Bunun yerine bıçaklı veya tabancalı bir saldırı da yapılabilirdi

Yediği yumruk sebebiyle Özgür Özel’e çok geçmiş olsun.

Bilemem ama dilerim ki tez vakitte o yumruğun hesabı sorulsun ve sorulacaktır da. Hem devlet peşini bırakmaz işin hem de CHP.

Yazının Devamı

Çölde Bedevi misali..

Bedevinin birisi sıcak bir yaz günü devesinin üzerinde ıssız çöllerde yolculuk yapar. Yorgunluğu atmak için devesini kenara çekip dinlenmek ister. Biraz sonra uzaklardan kendisine doğru yürüyen bir adamı görür. Adamın hâli perişandır, ayakta duracak dermanı da yoktur. Adam hâlsiz ve güçsüz bir şekilde yaklaşır ve bedeviye “Ne olur biraz su. Uzun süredir yoldayım ve çok susadım.” diyerek serzenişte bulunur. Bedevi, adamın hâline bakar, acır ve merhamet eder. Bedevi hemen su kabını alıp o adama uzatır. Adam suyu kana kana içer, gözleri açılır, âdeta kendine gelir. Birkaç dakika geçmemiştir ki o yorgun adam beklenmedik bir hareketle bedeviye bir yumruk atar ve yere düşürür. Sonra da devenin üzerine atlayıp kaçmaya başlar. Bedevi neye uğradığını şaşırır. İyilik yaptığı adamdan kötülük görmüştür. Şaşkın bir vaziyette donup kalır. Ne yapacağını bilemeden yerden kalkıp hırsızın peşinden koşmaya başlar. Fakat hırsız deveyi koşturur ve uzaklaşır. Çaresiz kalan bedeviyse olanca gücüyle sesini duyurmaya çalışır.

Ve der ki; “Ey hırsız, tamam!.. Deveyi al git ama sakın bu olayı kimselere anlatma.” Bu sözleri duyan hırsız duraksar ve “Niçin kimseye anlatmayayım?” diye sorar. Bedevi ibretlik bir cevap verir; “Eğer sen bu hadiseyi insanlara anlatırsan, bu yaptığın yanlış hareket her yere yayılır. İnsanlarda iyilik yapma, yardım etme duyguları körelir. O zaman insanlar bir daha çölde ve yolda kalmış kimselere yardım etmek istemezler. Issız çöllerde yolculuk yapan, susuzluktan kıvranan bir yolcu görseler hiç ilgilenmezler. O yüzden kimseye anlatma.”

Hikâyede verilen mesaj sarsıcı ve düşündürücü…

Yazının Devamı

Nur yüzlü anam...

Ben anamı al yanaklı nur yüzünden tanırım

Ceylan güzeli durusu vardı

Yüreği kocamandı

Yazının Devamı

Kemanın sesi..

Nasrettin hoca akşam dersleri verdiği medreseden aynı sokakta oturduğu öğrencilerden biriyle çıkmış, evlerine gidiyorlarmış. Yol üstünde tenha sokağın birinde elinde testereyle bir evin kapın kilidini kesmeye çalışan hırsız görmüşler. Hoca görür görmez kafasını öbür tarafa çevirmiş öğrencisinin kolundan çekerek yoluna devam etmiş.

Öğrenci sormuş: “Hocam o adam ne yapıyordu evin kapısında?”

Hoca: Keman çalıyordu evladım.

Yazının Devamı

İçim yanar..

Bir şarkının sözleri ateş olup yakıyor: “İçim yanar…”

Abdülhak Hâmit içinde bulunduğumuz hâli söylemiyor mu? “Kimden kime etmeli şikâyet/Bu müşkile kim verir nihâyet” Nihayeti olmayan cümleler boğazımızda. Kıymık olup batar mı sevgi sözcükleri? Batıyor, kanatıyor belki. Kan kaybından değil ama an kaybından gidiyor bir can.

Nâmütenâhî bakışlarda kaybolan ruhun içli şarkılardaki aradığı teselliyi kim verecek ki? Toprağın çağrısına uymayan yağmur damlası mıdır? Yoksa yağmura verilmeyen izin mi? Gizli bir müjde midir gelen? Teşhisi bilinen ama tedavisi mümkün olmayan müzmin ve muztarip bu hastalık…

Yazının Devamı

Rubicon’u geçmek..

Bu günlerde İngiliz yazar Tom Holland’ın Roma İmparatorluğu’nun Augustus’a kadar olan tarihini anlatan "Rubicon" adlı kitabını okuyorum ve eski çağlarla ilgili birçok kitaptan öğrendiğim bir gerçeği yeniden öğreniyorum.

Bu gerçek, özde hiçbir şeyin değişmediğidir.

Binlerce yıl önce tarih yazanlar ve o yazılanlarda büyük veya küçük oyuncu olanlar bugünkülerden farklı değildi.

Yazının Devamı

Taşla deniz doldurulmaz..

Çok az şey vardır ki insanı cinsel açlık kadar mutsuz etsin.

Fiziki açlığın nedeni kıtlık veya parasızlık nedeniyle insanın karnını doyuramamasıdır.

Cinsel açlığı yaratan ise kadın veya erkek darlığı veya parasızlık değildir.

Yazının Devamı

Ve geceyi delip geçen parlak yıldızlar gibi aydınlatırım karanlıkları..

Üzerim ama, gözlerin ufka dalıp gittiği, ve geçmişin sisli hatıralarının yavaşça yüzeye çıktığı bir an gibi, sessizliğin derinlerinde yankılanır düşüncelerim. Her kelime, bir sonbahar yaprağının çıtırtısı kadar narin ve gerçek, ama hiçbir zaman, dostluk ipliğini koparmam.

Öyle ki yüreğim, denizin ortasında bir ada, sığınılacak saklı bir cennet, fırtınalarla çarpışan bir geminin uzaktan gördüğü güvenli bir yer. Dostlarım, bu kıyıya hep hoş gelmiştir, çünkü bilirim ki, kardeşlik asla terk etmez.

Gürlerim, ama tıpkı bir gök gürültüsü gibi, sadece anlık bir yankıdır, ve ardından gelen yağmur, toprağı yeniden canlandırır, besler ve büyütür. Kalbim, her zaman dürüst, tıpkı dökülen yaprakların toprağa kavuşması kadar doğal.

Yazının Devamı

Bayram gelmiş neyime!

Kadir Gecesini idrak ettikten sonra sırada –nasıl bir moral ile kutlayacaksak- bir Ramazan Bayramı var.

Şimdiden kutlu olsun…

Gönlümüzden bayram için o kadar güzel şeyler geçiyordu ki, her şey bir anda altüst oldu. Bir yandan çocukluğumuzdaki bayramların neşesini ve izlerini, bir yandan insülin direncimizin şeker ve tatlı ile yaptığı kavganın nasıl sonuçlanacağını tartışıp duruyoruz.

Yazının Devamı

Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır.

Aramızdan sonunda bir lider çıktı onun da diploması sahte çıktı.. Muhalif kitlenin hali pür melalini en iyi anlatan sözlerden biri bu başlık. Ekrem Başkanın diploması 18 Mart 2025 itibarıyla iptal oldu. Görünen köy kılavuz istemez. Şurası kesin. Başkan İmamoğlu bir sonraki seçimde Cumhurbaşkanı adayı olamayacak.

İşin en ilginci Ekrem İmamoğlu’na bugüne kadar defalarca dava açıldı siyaseten yasaklanmak istendi ama başarılamadı. Altın vuruş diploma konusunda geldi. Bu konuyu ortaya çıkaran isim ise Veryansıntv’den Erdem Atay oldu. En sert muhalif isimlerden biri. İktidar kanadının başaramadığını muhalif kitleden biri başardı. Bu bile iktidar bürokratları, gazetecilerinin ne kadar beceriksiz olduğunu ortaya koyuyor.

Diploma iptalinden sonra kendini Türk Milletine emanet eden İmamoğlu’na sabahın erken saatlerinde Medya A.Ş. ve Kent Uzlaşısı davalarından gözaltı kararı verildiği haberi geldi.

Yazının Devamı

Günde on yedi defa ölümünü düşünen şehitlerle haşrolur

“Ölüm, ölüm dediğin nedir ki gülüm, ben senin için yaşamayı göze almışım.”

Türk sinema tarihinin en efsanevi, en yüksek bütçeli dizisinin vakti zamanında dillere pelesenk olmuş muhteşem sözleri.

Ölüm kimsenin üzerine kafa yormaya yanaşmadığı bir kavram aslında her gün etrafımızda yaşanan realite. Ölümü perde gerisine atarak yaşamın dehlizlerinde kaybolmak ölümü düşünmeden hazların girdabında dolaşmak daha kolay gelir ve debelenmeden anlam bulduğunu zannettir insana..

Yazının Devamı

Bu gidişle CHP, sandalyeyi aday gösterse kazanacak..

Türkiye büyük bir gelir adaletsizliği yaşıyor.

Kasaptan 100 gram kıyma alanı da var aynı zamanda 5 kilo birden antirkot da alan.

12,5 lira verip fırından ekmek alamayıp halk ekmek önünde karda kışta kuyruğa girende var. Aynı şehirde 4 kişilik yemeğe 19 bin lira hesap veren de….

Yazının Devamı

Ekoltv ve kıyı kenar çizgisi..

Ekoltv özel haber yapmış. Yayın hayatına hızlı giren ve özel haberleriyle gündem yaratmayı başaran bir kanal oldu ve bu yolda oldukça zirvelere gideceği anlaşılıyor. Yönetim Kurulu Başkanı Emrah Doğru mesleğin ve yayın hayatının mutfağından gelen bir isim.

Emrah Doğru yıllarca Şırnak’ta TRT muhabiri olarak çalıştı. 2013-2015 çözüm sürecinde bölgedeydi. Cehennem Deresi'nden Uludere'ye, Gabar'dan Cudiye, Namaz Dağı'ndan Beytüşşebap semalarına ayak basmadığı yer kalmamıştır. Yıllar önce çok sevdiği bir dostu Emrah Doğru için; geleceğin yeni Türkiye’sinin Aydın Doğanı olacak; demişti. Oldukça afaki olarak değerlendirilen bu öngörüsü aradan geçen yaklaşık 7-8 yıl sonra gerçekleşmiş bulunuyor.

Emrah Doğru medya dünyasında kariyer basamaklarını hızla tırmanarak Ekoltv’yi baştan sona emek vererek kurmayı başardı. Bu arada hep mütevazi oldu. Çalışanlarına ve mesai arkadaşlarına hep cömert oldu. Güç sahibi olmayı yaşıyla ters orantılı olan olgunluğuyla dengeledi. Hep vefalı oldu yol yürüdüklerine. Vefa asil ruhların süsüydü ve ona tevazusuyla birlikte başka bir güzellik kattı hep. Pratik zekası ve bitmek bilmeyen enerjisiyle donattığı çalışmasıyla kurtlar vadisinde kendine yer edinmeyi başardı. Ekoltv’ye ve Ekoltv CEO’su Emrah Doğru ve ekibine başarılar ve mutluluklar diliyorum.

Yazının Devamı